[ Final 1/2 ] • The End ?

483 51 21
                                    

Her şeyi bilmek...

Sevdiğinin gidişini görmek
ve onu durduramayacağını bilmek,
Güzel değildir.
Peki ya ölümünü görmek ?

Bizden vazgeçtim.
Günün birinde kalplerimiz ile
Tekrardan buluşalım diye.
Ve şimdi
bu son, değil mi ?

Sue kalakalmıştı.

Nefes almayı unutmuştu. Nasıl dayanacağını, nasıl konuşacağını hepsi aklından çıkavermişti bir anda. Gözleri, özlemden yanıp tutuştuğu gözlerle buluşunca yüreğine bir ağrı girmiş, burun delikleri sızlayarak gözleri dolmuştu.

Orada, dedi Sue içinden. Önümde. Yanı başımda. Ama aslında çok uzak.

Ayakları hareket etmedi. Dünyayı yerle bir edecek gücü, sevdiği adama koşmaya yetmedi. Oysaki koşması gerekirdi. Yıllarca ama bir asırmış gibi gelen o günlerde bunu hayal etmemiş miydi ? Koş, diye emir verdi ayaklarına. O ayaklar koşmadı. Yıllarca Yuta'nın yanına inmemesi için onu durduran görüntüler yüzünden bugünde koşmadı.

Koşma dedi zaten zihni. Yoksa Yuta'nın ölümünü tekrardan görmek mi istersin ? O halatı boynuna doladığına tekrar şahit mi olmak istersin ?

Sue dikleşti. Cehennemin dibinde bir hayat yaşıyor olsada koşmadı. Gözünden o yaşlar dökülmedi. Onun için. O görüntülerin gerçeğe dönmemesi için. Tırnaklarını sapladı avuç içlerine. İçindeki öfkeyi, çığlığı ve yangını söndürebilecekmiş gibi bir nefes çekti ciğerlerine.

Gözlerini ondan ayırması gerekirdi. Kafasını döndürmeliydi.
Ama işte bir tek onu yapamadı.

Yuta hayal görüyormuş gibi titreme krizine girmişti. Arabanın içinde Taeyong onu sıkıca tutarken, Yuta bedenini kontrol edemiyordu. Baş ağrıları vardı. Zihnine hücum eden bazı görüntüler vardı. Anı gibi geliyordu ama bu anılar, inandığı şeylere tersti.

Onun görüntüleri vardı zihninde. Yıllarca inandığı kızın o tepkisiz ve mutlu gülüşleri yerine gözlerinden kanlar gelirken adını haykırışı geliyordu gözlerinin önüne. Bu kadar mı özledim onu ? diye düşündü Yuta. Onu bu kadar çok mu özledim de, zihnim bana onu affetmem için oyunlar oynuyor ?

Sue'de o sırada düşünüyordu. Yuta ile eksik anıları olsa da onu ne kadar çok sevdiğini ve özlediğini. Onu o kadar çok seviyordum ki anılarım gitse de, imkansız görülse de hatırlıyorum işte onu. Adını unutamıyorum.

"Gaza bas." dedi Yuta şoförüne. Ağlamamak için kendini hem sıkıyor, hemde öfkesini tutmaya çalışıyordu.

"Ama efendim kırmızı ışık..." diye uyarmaya çalıştı şoför.

"Umurumda değil gaza bas." Yuta bağırdı. Yuta'nın başında ki ağrı gözlerini karartmış, kendinden geçmişti. Şöför de bunun yüzünden durmadı, gaza bastı.

Sue ise önünden hızla geçen arabayı izledi. Gaza basarak, kırmızıyı umursamamayı emreden Yuta'nın hızla çekip gidişini izledi. Onun önünde geçerken yüzüne bile bakmadı.

Takane no hana | YutaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin