Sonunu beğenmeyenler için bir ihtimal 3. Ek bölüm gelecek. Yıldıza basmayı unutmamanıza bağlı :3
JİMİN
Güneş ışığı ile dolan balkonun parlaklığı ve sıcaklığından sonra, dairenin içi adeta kutsanmış gibi soğuk, karanlık ve özeldi. Jimin destek için adama yapıştı, bacakları pişmiş erişte gibiydi ve beyni adeta pelteleşmişti. Adam başını kaldırarak Jimin'in boynundan ve köprücük kemiğinden aşağı yavaş öpücüklerden oluşan bir çizgi çizdi. Dudaklarının Jimin'in omzuna hareket ederken çıkardığı o alçak ve yarı duyulur sesle, "Burada dinleme cihazı var mı?" diye sordu, sanki bu sözleri tenine fısıldıyor gibiydi. "Etrafta kameralar?"
"Artık yok." Diye cevap verdi Jimin, sonra arzu ve korku karışımı sert bir dalgayla bedeni çalkalandı. İnsanların kendisini bir süs bebeği gibi, bencil ve fazlsıyla budala, kısacası tehlikesiz görmeleri için büyük çaba sarf etmişti. Onların kendisini hafife almaları, kendisine çok büyük bir avantaj sağlamıştı... ama adam kendisini hafife alıyormuş gibi görünmüyordu. Bu onun hem hoşuna gitti hem de onu korkuttu. Eğer o, davranışlarının ardında yatan düşüncelerini görebiliyorsa, diğerleri de görebilir demekti. Aynı zamanda, adamın, böyle önemli bir konudaki sorusunun cevabını bildiğini kolayca tahmin etmesi, kendisinin varlığını bilmediği bir ihtiyacını, eşit veya belli bir seviyede biri gibi davranılmak için duyduğu açlığı gidermişti.
Ne olursa olsun, şimdi budala gibi davranmak için çok geçti. Çekinmeden ekledi, "Eskiden kamera koyardı ama her şeyin kaydının bulunmasının kendisi için tehlikeli olacağına karar verdi."
Başlarda, Taehyung nereye giderse gitsin kendisini takip ettirmişti ve gizli kameralar hem yatak odasında hem de banyoda kaydetmişti. Hiçbir özel hayatı yoktu ve kendini sadece hayatın akışına bırakmış, tamamen zararsız ve sıkıcı etkinliklerini sürdürmüştü. Onun, Jung Hoseok'a-elektronik dâhisine-bütün kamera ve mikrofonlardan kurtulmasını ve kasetleri yakmasını söylediğini duyduğunda, sadece beş aydır birlikteydiler. Hoseok hepsinin dijital kayıt olduğunu ve kaset olmadığını söylemeye gerek duymamıştı ama Jimin, Taehyung'un bu masrafına içinden gülmüştü.
Eğer Taehyung tırnaklarını ve saçlarını kaç kez yaptırdığını bilmek istiyorsa tamam, bırakın vaktini takip etmeye harcasın. Jimin alışveriş yapıyor, televizyon seyrediyordu ve en yakın kütüphaneye gidip diğer ülkelerin kahve masası kitaplarına göz atma alışkanlığı edinmişti. Resimlere göz gezdirip, değişik gelenekler ve coğrafi özellikler üzerine Taehyung'a parçaları kasten tane tane okuyordu; ta ki o sabırsızlıkla dağ gelincikleri, lemurlar veya dünyanın en yüksek şelalesinin hangisi olduğuyla ilgilenmediğini söyleyene dek. Jimin mahcup ve incinmiş görünüyor, ama sonra en güzel parçayı kendisine saklıyordu. Taehyung kısa süre sonra Jimin'in daireden her ayrılışında peşine adam takmayı bıraktı.
Jimin çoğu zaman, risk almıyor ve takip edildiği zamanlarda olduğu gibi davranıyordu. Gerçekten de tırnaklarını ve saçlarını sık sık yaptırıyor ve hem bizzat hem de internetten alışveriş yapmaya bol zaman harcıyordu. Odasının televizyonunu bir alışveriş kanalına ayarlamıştı ve orada duran bir not defterine çeşitli stok numaraları yazmıştı. Taehyung'un birini gönderip kontrol ettirmesi ihtimaline karşı, sık sık numaraların üzerini karalıyor veya değiştiriyordu. Orada çeşitli kıyafetler için gerçek stok numaraları bile vardı, nitekim adam kontrol etmekte bu kadar ileri gidebilirdi. Zamanının çoğunu, Taehyung'un tam da ondan yapmasını beklediği şeyleri yaparak geçiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death Angel, jikook
Fanfiction280320 091220 Feminen Jimin! •jikook •vmin #1 - Vminkook