JİMİN
Jimin'in gri sisli bulutları berrak bütün mantıklı düşüncelerini uzaklaştırdı.
Vahşi bir hayvan gibi tepki göstererek bütün kuvvetiyle kendisini geri çekti, adamın dengesini kaybettirip düşürmeye, bağırabilmek için ağzının üzerindeki eli itmeye çalıştı.
Vahşice hıçkırarak eğildi ve tekmeledi. Tırnakladı, dirsek attı, onun ağzına veya çenesine isabet ettirmek için kafa attı... çabalarının hiçbiri düzenli veya planlı değildi, her hareketi saf içgüdü ile yapılmıştı. Kurdun pençelerinden kaçmaya çalışan bir tavşan gibiydi.
Adamın bir şeyler söylediğini duyabiliyordu ama isminin ilk duyduktan sonra hiçbir şeyin anlamı yoktu veya kelimeler anlaşılmayacak durumdaydı.
Karanlık üzerine geliyordu, hem mutfakta hem de zihninde oturma odasındaki ışığı açık bıraktığını biliyordu ama bu kadar uzağa hiçbir ışık sızıyor gibi görünmüyordu. Korkusundan savaşma, uzaklaşma ihtiyacı dışındaki hiçbir şeyi görmez olmuştu. Bir şekilde... bir şekilde umutsuzluk kendisine güç verdi.
Adamın pençesinden kısmen uzaklaşmayı başardı. Dengesini, yönünü kaybetmişti ağırlığının hepsi anından bir tarafına kayınca ayaklarının üzerine basamaz oldu ve düştü. Yere çakılmadan önce bir şekilde mutfak sandalyelerinin birine sarıldı, sandalye döndü, kaydı ve yuvarlandı. Ayaklarının üzerinde doğrulmaya bağırmaya çalıştı ama sıkışmış ciğerlerinde yeterince hava yoktu ve tek yapabildiği kuzu melemesine benzer hafif bir gürültü çıkarmak oldu.
Adam bir panter gibi onun üstündeydi, ağırlığı üstüne yönelmiş onu yeniden yerde düzleştirilmişti. Bir kez daha ile ağzını kapattı, Jimin başını iterek ağzını açıp adamı ısırmaya, onun demir pençesinden kurtulmak için her şeyi yapmaya çalıştı.
Jimin'in dişlerinin gıcırdamasıyla adam parmakları ile onun çenesini sıktı. Acının adeta Jimin’in başında patlamasına neden olan hassas bir noktaya bastırdı.
Acı felç edici olsa bile Jimin dövüşmeye çalıştı. Adamın kafasını yumruklamayı denediğinde adam yer değiştirdi ve böylece dirsekleri Jimin’in kollarına yaslanarak bunları yere bastırdı. Jimin umutsuzca kıpırdayarak bacaklarını bunların arasından yukarı çekmeye çalıştı.
Böylece uyluk kaslarından gücünü kullanıp onu yukarı çekebilirdi. Adam kalçalarını hızla döndürerek dizlerinden birini Jimin'in dizlerinin arasına sıkıştırdı ve bir başka dönüşle her iki bacağı Jimin'in bacakları arasındaydı. Dizlerini yukarı kaldırırken ağırlığı bir yanından diğer yanına kayıyordu. Jimin’in uylukları umutsuzca kendisininkine yaslanıncaya kadar onun bacaklarını kaldırıp ayırmıştı.Bu sırada ağır göğsü ile de onu yere yapıştırmıştı. Jimin dehşetle adamın tahrik olduğunu fark etti; pantolonuna hapsedilmiş ereksiyonu, acı verici bir şekilde kendisinin kasık kemiğine yöneliyordu. Adam biraz yer değiştirerek aşağı doğru gevşedi. Böylece artık orada kendisinin canını acıtmıyordu ama bu kalın çıkıntıyı sanki o pantolonun kumaşından üstüne girmeye çalışıyormuş gibi hissetmektense acıyı tercih ederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death Angel, jikook
Fanfiction280320 091220 Feminen Jimin! •jikook •vmin #1 - Vminkook