JİMİN
Jimin’in omuriliğinden bir soğuk indi ve başını etrafa çevirerek her yöne baktı. Bir his onu ele geçirip arabasını çalışır duruma getirme ve gaz pedalına basma isteğini içinde uyandırdı. Sıradışı bir şey görmüyordu ama tilki gibi çalışan beyni kaç diye bağırıyordu ve olduğu yerde kalmanın gerektirdiği çaba onu gerçekten ürpertti.
Adam burada değildi.
Onun burada olmadığını biliyordu. 5 dakika daha geçsin her şey yerli yerine oturmuş olacaktı. Oradan ayrılabilir veya farklı bir kasabaya gidebilirdi. Yakında 2 milyonu nakit olarak elinde olacaktı ve sonra öyle bir ortadan kaybolacaktı ki o bile kendisini bulamayacaktı.
15 dakika önce geldiğinde park yerini kontrol etmişti onun veya herhangi birinin Bayan Pearson ile nerede buluşacağını bilmesine imkan olmasa bile içinde birinin oturduğu tek taşıt yıkık dökük dört kapılı bir Chevy'di.
Havalandırma 30 derece sıcakta arabayı soğuk tutmak için çalışıyordu. Ön kapı koltuğunda oturan yaşı ilerlemiş bir kadındı, yüzü yıllar ve yorgunlukla çizgi çizgi, ağlayan bir çocuk arkadaki koltukta oturmuştu. Hiçbir tehlike yoktu yaşı ilerlemiş kadın park yerine girince Bayan Pearson'ı tanıdı sonra hemen dikkatini geçen arabalara verdi.
Bayan Pearson'ın hemen arkasında bir kadının kullandığı kırmızı bir Sedan vardı. Sonra bir kamyonette bir adam. Jimin adama dikkatle baktı ama güneş ışığı cama vurduğundan onu iyi göremedi, yine de onun yuvarlak kasket giydiğini anlayabiliyordu.
Adam dikkatini arabayı kullanmaya vermişti, dikkatini Bayan Pearson'ın tarafına bakmak için başını çevirmemişti.
Hem kırmızı Sedan hem de kamyonet sokağın gerisinde kayboldu, Bayan Pearson da elinde klasörle parkın içerisinde kendisine doğru hızla ilerledi.
Hemen düğmeye basıp kadının kilidini açtı ve Bayan Pearson içeri girdi. Kadın kapıyı kapatır kapatmaz Jimin tekrar kilitledi. Her kapının bir kör noktası vardı ve kendisi kimsenin arkasına kayıp arka koltuğa oturmasını ve başına bir silah dayaması istemiyordu.
Bayan Pearson etrafına bakarken başı sağa sola dönerek "Onu gördünüz mü?" diye sordu.
"Hayır henüz değil." Ama o oradaydı biliyordu bunu, omurgasındaki sızı tehlikeye dair tilki önsezisi adamın yakınlarda olduğunu ona söylüyordu. Dün veya bu sabah olduğundan daha savunmasızdı, bunu biliyordu.
İnternet erişimi sağlayarak ismini sisteme kaydetmişti, civarda bulunduğunu doğrulamıştı. Cep telefonu mağazasındaki güvenlik kameralarına yakalanmıştı. Dolayısıyla değişen görüntüsünün artık sır olmadığını kabul etmesi gerekirdi. Belki adama gereğinden fazla güç ve yetenek atfediyordu ama böyle düşünmüyordu, kendisinin bir yeteneği varsa o da erkeklerin içini okumaktı ve iç güdüsü onun kendisini bulabileceğini söylüyordu. Ayrıca onun karşılaştığı en tehlikeli erkek olduğunu da söylüyordu ve her ne kadar kanını dondurabilecek kimi duygusuz katiller tanınsa da o adam hepsinin katbekat üstündeydi ve bu nedenle ondan ödü kopuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death Angel, jikook
Fanfiction280320 091220 Feminen Jimin! •jikook •vmin #1 - Vminkook