On

1.2K 148 35
                                    




Wooyoung bugünkü işini gerektiğinden çok erken bitirmişti. Neden? Çünkü gelmesi gereken kişiler gelmemişti.

Wooyoung gerçekten bıkmıştı artık.

Neden denilen yere gelmeyeceklerse buluşma ayarlamak için arıyorlardı ki?

Wooyoung yerdeki boş teneke kutusuna tekme attı ve yanlışlıkla yol kenarında oynayan bir çocuğa isabet etti.

Çocuk, Wooyoung'a doğru dönüncee Wooyoung şaşırdı. "Çöpleri tekmeleme! Canım gerçekten acıdı!"

Bugün evren onu kesinlikle sınıyordu.

Wooyoung gözlerindeki sert ifadeyle çocuğa baktı.

Çocuğun gergince yutkunduğunu fark etti.

"Ahh, canım acıyor ühühü... Aynen böylesin, çok sinir bozucu değil mi? Kaybol."

Çocuk, Wooyoung'un taklidi karşısında afalladı ve Wooyoung yürümeye devam etti.

Lanet çocuklardan gerçekten nefret ediyordu.

---

Gizli bölgelerine geldi ve merdivenleri çıkmadan önce evi taradı.

Tam odasının kapısını açacakken yan odanın kapısı açıldı ve Seonghwa ona gülümsedi.

"Selam Woo. Nasıl gitti?"

Wooyoung gözlerini devirdi, şu an bununla ilgili konuşmak istemiyordu.

"Hiç sorma. Eve dönerken neredeyse bir çocuğu Meksika'ya uçuruyordum. Veletler lanet derecede sinir bozucular."

Merdivene doğru yürürken Seonghwa kahkaha attı.

"Tamam anladım. Zahmet olacak ama San'a biraz yemek getirebilir misin? Mingi yemeği pişirecek, 15 dakikaya hazır olur."

Wooyoung kafasıyla onaylayarak kapısını kapattı.

Hızlıca eşofmanlarını giydi ve akşam yemeği için aşağı indi.

Yemeği Mingi'nin pişirmesi demek güzel bir yemek olacak demekti ve Wooyoung açlıktan ölüyordu.

Mingi'nin San'a hazırlamış olduğu tabağı kaptı ve merdivenlerden yukarı çıktı.

Kapıyı çalmadan önce bir süre tereddüt etti.

"Selam, benim, Wooyoung. Akşam yemeğini getirdim."

San ona gülümsedi.

Wooyoung şaşırmıştı çünkü San pencerenin önünde dikiliyordu.

"Teşekkür ederim."

San tabağı almadan önce ona tekrar gülümsedi.

"Umarım beğenirsin. Mingi hazırladı, iş yemek hazırlamaya geldiğinde Mingi harika işler çıkarır."

San kıkırdadı ve tabağı masanın üzerine koydu. San oturduğunda Wooyoung odadan çıkıp kapıyı kapatmıştı.

San tekrar kapıyı açtığında Wooyoung merdivenlerden inmek üzereydi.

"Bekle-"

San soracağı soru konusunda emin değildi. Oldukça gergindi o yüzden konuşmadan önce boğazını temizledi.

"Seonghwa istersem siz çocuklarla yemek yiyebileceğimi söyledi. Sence... sence bugün size katılsam sorun olur mu?"

Wooyoung bunu duyduğunu çok şaşırmıştı. San ona ve Seonghwa'ya güvenmeye başlamıştı o yüzden evde gittikçe daha rahat hareket etmeye başlamıştı.

"Emin misin? Henüz ikinci günün. Eğer hazır değilsen kesinlikle sorun değil."

Çocuk geri odasına girdi ve elinde tabakla geri gelmeden önce Wooyoung gelmeyeceğini düşünüp neredeyse aşağı inecekti.

"Benim için sorun değil, hadi gidelim!"

İkisi aşağı indi ve bu sürede San hala yaralı olduğu için Wooyoung ona yardım etti.

Mutfağa girdiklerinde altı şaşkın göz onların üzerine döndü. Seonghwa nazik bir tonla konuşan ilk kişi oldu.

"Sannie, aramıza bu kadar çabuk katılmanı beklemiyordum. Bizimle yemek yemek istediğine emin misin? Zorunda olmadığını biliyorsun."

San, Wooyoung'un yanındaki sandalyeye oturdu ve tanıdık olmayan yüzleri inceledi.

"Şey... benim için sorun değil."

Hongjoong hafifçe gülümsedi ve kendisini tanıttı.

Diğer çocuklar da yemeklerini yerken onu takip ettiler.

San özelikle bir çocukla ilgili garip bir hisse kapılmıştı... ama bu çok uzun sürmedi çünkü kendisini tanıtırken birçok kez kaşığını düşürdü ve yemeğini döktü.

Aşağı indiğinden beri ilk kez kahkaha atmasına mani olamamıştı.

Adı Mingi'ydi.

Mingi, San'a çok korkutucu görünüyordu ama bütün yemek boyunca espri yaptığı için çok geçmeden aslında ne kadar çok komik biri olduğunu fark etti.

Guns | Woosan (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin