On Altı

1.1K 134 47
                                    

Wooyoung bir haftadır baygındı.

Kurşun kalbini birkaç santimetreyle sıyırmıştı ve vücudu gerçekten çok zayıf durumdaydı.

Seonghwa onu stabil duruma getirebilmek için saatlerce çalışmıştı çünkü çok fazla kan kaybetmişti.

Üyeler endişe içindeydiler ve geçen günlerde hiçbiri düzgünce düşünemiyordu.

Seonghwa yetenekli bir doktor olduğu için şanslıydılar yoksa Wooyoung bu savaşı kazanamazdı.

Bu tür durumlar için Seonghwa yıllar önce çok pahalı bir makine almıştı ama onu hiç kullanmamayı umuyordu.

---

San sürekli ağlıyordu.

Gri Saçlı yaralandığı için kendisini suçluyordu, o kurşun ona isabet etmeliydi.

Üyeler onun böyle düşündüğünü biliyordu ve onun suçu olmadığını söylüyorlardı ama San onlara inanmıyordu.

Gece gündüz Wooyoung ile kalıyordu, onun elini tutuyor ve onunla konuşuyordu.

Sadece duş almak için ve üyelerin yemek yiyebilmesi için yemek yapmak için yanından ayrılıyordu.

Bu arada da birinden Wooyoung'a göz kulak olmasını istiyordu.

Seonghwa bir gece San'ın Wooyoung'un yanında yerde yattığını görmüştü ve ertesi gün onun için yere bir yatak yapmaya karar vermişti.

---

O gecelerden biriydi.

San yine Wooyoung'un yatağının yanındaydı. Bugün tam bir hafta olmuştu ve San tamamen perişan bir haldeydi.

Bunların hiçbirinin olmasını istememişti. Keşke o zaman etrafına daha fazla dikkat etseydi. Tüm bunları engelleyebilirdi.

Bundan emindi.

San iç çekti ve Wooyoung'un elini tutarak nazikçe okşamaya başladı.

"Seni çok özledim." San tekrar ağlamaya başladı. Onu geri istiyordu, şimdiden bir ay olmuş gibi hissediyordu.

San sessizce hıçkırdı ve alnına bir öpücük koyarken Woo'nun başını nazikçe tuttu.

Yatağa çıktı ve hafifçe uyuyan çocuğa sarıldı. San daha önce hayatınca hiç böyle kötü hissetmemişti.

"Ne yapmam gerekiyor?" diye sordu parmaklarını saçlarının arasında gezdirirken.

"Sana senden hoşlandığımı söyleme fırsatı bulamadım. Böyle gidemesin," diye fısıldadı ve yaralı çocuğu inceledi. Böyle uyurken çok huzurlu görünüyordu.

"Uyuyan Güzel gibi göründüğünü biliyor musun?"

San kıkırdadı, boşta olan eliyle Wooyoung'un elini tutmak için uzandı.

San derin düşünceler içindeyken arkasından duyduğu tanıdık sesle yerinden sıçradı.

"Belki de uyanması için onu öpmelisin?" Hongjoong kıkırdadı.

San Hongjoong'a döndü ve yüzü asıldı. San'ın gözyaşlarıyla ıslanmış yüzünü görünce liderin kalbi sıkıştı.

"Sannie. Yine ağlıyorsun, buraya gel."

Hongjoong genç çocuk için kollarını açtı.

San yataktan indi ve anında liderin kollarına çekildi.

Hongjoong onu sıkıca sararken sırtını okşadı.

"O iyi olacak. Söz veriyorum... Seonghwa onun beyin filmi gibi bir şeyinde birkaç aktiflik fark ettiğini söyledi- tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Ama bana Woo'nun yakında iyi olacağını söyledi."

"Onu geri istiyorum hyung. Lütfen onu geri getirin."

San sessizce hyung'unun omzunda ağladı.

"Sana söz veriyorum iyileşecek. O zaman ona ondan ne kadar çok hoşlandığını söyleyebilirsin."

Hongjoong San'dan bu gecelik onun odasına uyuyup uyuyamayacağını sordu, böylelikle biraz da olsa rahatlardı.

Lider onun odasında kaldı, iyice uykuya dalasıya kadar başını okşadı ve sevimli sözler fısıldadı.

---

Bütün üyeler uykusundayken...

Başka odadaki biri elini hafifçe oynatmayı başardı, yavaşça algılarını geri kazanıyordu.

Guns | Woosan (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin