On Sekiz

1.1K 136 76
                                    

Hazırlayın kendinizi :)))

çevirirken ellerim titredi allah affetsin

***



Wooyoung gözlerini kırptı, uykusundan uyanmaya çalışıyordu.

Çok fazla yorgundu. Sanki bir aydır uyumuyormuş gibi hissediyordu.

Sonunda görüşü netleştiğinde San'ı yanında uyurken buldu.

Vücudu yerdeyken başı yatağındaydı.

Wooyoung karşısındaki görüntüye gülümserken elini çocuğun saçlarının arasına daldırdı.

San'ın saçları gerçekten çok yumuşaktı ve Wooyoung bunu henüz yeni fark ediyordu.

Dokunuşu hissedince uyuyan çocuk yavaş yavaş uyandı.

"Wooyoung?"

San ona baktı ve gülümsedi.

Anında çocuğun elini tekrar tuttu.

Wooyoung parmaklarını birbirine geçirdi ve ona tekrar gülümsedi.

"Gel, yanıma yat."

San kızardı ve Wooyoung'un yanına uzandı.

Gri saçlı konuşmaya başladığında eli çoktan San'ın saçlarını bulmuştu.

"Uykuya dalmadan önce söylediğin şeyi anlayamadım, üzgünüm. Hatırlıyorsan tekrar söyler misin?"

San donup kaldı. Siktir.

Onu tekrar nasıl söyleyecekti ki?

Wooyoung San'ın bir tepki vermesini bekliyordu.

Wooyoung onu daha yakınına çekti ve San içten içe panik oldu.

Şu anda dehşet derecede yakınlardı.

San kızardı ama ona bakmaktan kendini alamadı.

Wooyoung hafifçe gülümsedi, dudakları birbirlerine değiyordu.

Ve tam o anda San her şeyi siktir etti.

Cesareti nereden aldığını bilmiyordu ama onu öptü.

Wooyoung anında ona karşılık verdi ve onu daha da yakınına çekebilmek için kolunu San'ın beline sardı.

Wooyoung onu olabildiğince nazik bir şekilde tutuyordu.

San'ın tepkisini görmek için geri çekildi.

Wooyoung ona öyle bakarken San'ın kalbi çılgınlar gibi çarpmaya başladı.

Gri Saçlı ona yavaş bir şekilde gülümsedi.

"Utanıp kızarırken çok güzel görünüyorsun."

Yüzünü ellerinin arasına aldı ve onu nazikçe öpmeye devam etti.

San hayatı pahasına onun tişörtüne tutunuyordu.

Wooyoung San'ın saçını kulağının arkasına ittirdi, öpüşmelerini kesmeyi istemiyordu.

San'ın kollarını kendi boynuna sarması için tuttu ve ardından yavaşça yanaklarını kavradı.

San öpüşürlerken gülümsedi ve Wooyoung'un da gülümsediğini hissetti.

Ellerini Wooyoung'un saçlarına doğru götürdü.

San bunun asla son bulmasını istemiyordu.

San nefes nefese kaldı ve Wooyoung ağzının içini keşfetmek için bunu fırsat olarak kullandı.

İkisi de gittikçe daha cesur bir hal aldı, her şeyi keşfedip tadıyorlardı.




























Ama her şey San inlediğinde durdu çünkü Wooyoung onun alt dudağını ısırmıştı.

San bir eliyle ağzını kapattı, gözleri fal taşı gibi açık ve yüzü kıpkırmızıydı.

"Kes şunu, çok tatlısın." Wooyoung elini indirdi ve onu bir kere daha öptü.

Birbirlerinden ayrıldılar ve Wooyoung karşısındaki görüntüyü zihnine kazımaya çalıştı.

Dağınık saçlarla ve şişmiş dudaklarla sevimli bir şekilde kızaran San.

Wooyoung, San'ın bu gezegene gelmiş en tatlı insan olduğunu düşündü.

"Sanırım senden çok hoşlanıyorum Wooyoung."

"Biliyorum. İlk söylediğinde duymuştum ama tekrar duymak istedim."

San nefessiz kaldı.

"Beni kandırdın!"

Wooyoung masumca gülümsedi ve onu tekrar kendisine doğru çekmesine engel olamadı.

"Belki kandırdım ama pişman değilim çünkü artık seni istediğim kadar öpebilirim."

San'ın zavallı kalbi bunu daha fazla kaldıramadı ve Wooyoung yüzünü öpücüklere boğmaya başladığında da buna hazırlıklı değildi.

San yüzünü hala onu nazikçe öpen Wooyoung'un omzuna gömdü.

"Kes şunu. Gıdıklıyorsun beni, ayrıca çok fena utandım."

Guns | Woosan (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin