Beş

1.3K 149 59
                                    

Arabadan iki adam çıktı, ikisi de siyah takım giyiyorlardı ve Wooyoung'a doğru bakarak sırıtıyorlardı.

Ona doğru yürümeye başladılar ve içlerinden biri selamlaşmak için elini Wooyoung'a uzattı.

"Bu bir iş görüşmesi değil beyler. Çocuğu istiyorum."

El geri çekildi ve adamlar birbirine baktı.

Soldaki adamdan yüksek bir kahkaha duyuldu. Wooyoung çoktan sinirlenmeye başlamıştı.

"Elbette değil, affedersin. Neden aniden çocuğu satın almak için bizimle iletişim kurduğunu öğrenebilir miyim?"

Çocuğu satın almak... sanki bir mobilyaymış gibi, kahretsin bu insanların sorunu neydi?

Wooyoung gülmeye başladı.

"Gerçekten bilmek istiyor musun?"

Wooyoung bir kaşını kaldırdı, yüzünde maske olduğu için yüz ifadesini göremiyorlardı.

"Aslında bir eğlence evi işletiyorum. Müşterilerimin onu çok seveceğini düşünüyorum."

Evdeyken uydurduğu bu hikaye yüzünden neredeyse kusacaktı.

İkisi de bir anlığına şok olmuşlardı.

Bu da iyi bir şeydi en azından.

"Hey. Çocuğu getir."

Uzun olan adam kalın bir tonla konuşurken diğeri sinirle mırıldandı. Aniden çok ciddi davranmaya başlamışlardı ve Wooyoung tekrar gerilmeye başlamıştı.

"Yani genelev, ha? Biz de bir süre önce böyle bir şey düşünmüştük. Ne kadar para kazandırıyor?"

Wooyoung duyduklarına inanamamıştı... ne haltlar dönüyordu burada?

"Kirli para ama oldukça fazla. İnan bana."

Adam tam Wooyoung'a cevap verecekti ki diğer adam omzunun üzerine atılmış kişiyle geri geldi.

"Harika. Onu aşağıya indirir misin lütfen? Yüzünü görmek istiyorum."

Wooyoung olabildiğinde gerçekçi konuşmaya çalıştı. Sakin kalmak için dilini ısırmak zorunda kalmıştı.

Adam hiçbir şey söylemeden çocuğu yere indirdi ve Wooyoung, çocuğun şişmiş yüzünü inceledi.

Ah tanrım.

"Siz çocuklardan iyi bir dayak yediği belli."

Wooyoung yere baygın yatan çocuğa bakarken sahte bir kahkaha attı.

Kalp atışına baktı. Hafiften hissedebiliyordu, yani yaşıyordu.

"Pekala o zaman işte para, sayabilirsin. İşiniz bittiğinde gidin," dedi ve çantayı ellerine uzattı, çocuğu inceliyormuş gibi yapıyordu.

Parayı saymaya ve incelemeye başladılar.

"Oldukça sahte göründüler bana."

Wooyoung'un kalbi çılgınlar gibi çarpmaya başladı. Fark etmişler miydi? Siktir! Ne yapacağım şimdi?

Yavaşça silahına ulaşmaya başlamışken uzun adam aniden gülmeye başladı.

"Şaka yapıyorum dostum. Her neyse, anlaşma için teşekkürler. Onunla eğlenmene bak. Eminim harika iş çıkarır."

Wooyoung da güldü, uzaklaşmalarını beklerken normal görünmeye çalıştı.

Sonunda araba görüş alanından çıkmıştı.

Arabayı lokasyonun daha yakınına getirmesi için Yeosangla konuştu.

Wooyoung çocuğun yanına oturdu ve nazikçe onu çözmeye başladı.

Gerçekten ağzına çorap mı sokmuşlardı yani?

Nazikçe ağzından çıkardı ve çenesindeki acıyı azaltmak için çene hattını okşadı.

"Tüm bunları yaşadığın için çok üzgünüm," diye fısıldadı baygın çocuğa, ardından arabaya yürümek için dikkatle onu kaldırdı.

Guns | Woosan (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin