On Üç

1.2K 137 60
                                    

Yanağımı öptü,
Yanağımı öptü,
Yanağımı öptü,
Yanağımı öptü.

Wooyoung'un ilk isteği oradan kaçıp bir battaniyenin altına gizlenmekti. Kızaran Gri Saçlı utançla geriye çekildi ve kelimenin tam anlamıyla, yani gerçekten odadan çıktı.

Wooyoung arkasından kapıyı kapattı ve mutfağa gitmek için mümkün olduğunca hızla merdivenlerden aşağı indi.

Mutfağa vardığında soğuk suyu ardı ardına yüzüne vurdu. Az önce ne oldu öyle?

Harikaydı ve ben kaçtım- bir el omzunu kavradı ve Wooyoung'u yerinden zıplattı.

Yunho Gri Saçlı'nın önünde dikiliyordu. Uzun boylu olan soru sormadan önce herhangi bir ipucu için bütün yüzünü inceledi. "Ne yapıyorsun?"

Wooyoung tişörtüyle yüzünü kuruladı. Bitkin görünüyordu ve yüzü al aldı. "Ben- bilmiyorum. Siktir, aklım şu an o kadar karışık ki."

Yunho Wooyoung'un kolunu tuttu ve yan taraftaki banyoya götürerek saçını kurulaması için bir havlu fırlattı.

"Konuşmak ister misin? Her şey yolunda mı?" Yunho endişelenmeye başlamıştı.

Wooyoung daha önce hiç böyle davranmamıştı. Biri onu tehdit mi etti, yoksa biriyle kavga mı etti?

"Benim en yakın arkadaşım olduğun için sana güveniyorum, tamam mı? Şu anda gerçekten tavsiyene ihtiyacım var çünkü aklım çok karışık."

Yunho, biraz daha olsa rahatlatmak için Wooyoung'un omzunu okşadı.

"Ciddi bir şey değil. Sadece- Sana nasıl anlatacağımı bilmiyorum." Yunho bir kaşını kaldırdı, Wooyoung kızarıyor muydu? Yani gerçekten utanıyor muydu şu anda?

"Sanyanağımıöpmüşolabilirvebendepanikyapıpkaçtım."

Yunho gözlerini kırpıştırdı, ve ardından tekrar kırpıştırdı... ve tekrar.

Ta ki ağzını açıp tekrar kapatasıya kadar.

"NE?"

Wooyoung sadece yüzüne bakıyordu.

"San yanağını öptü ve sen de ondan kaçtın... çünkü panik yaptın?"

Wooyoung Yunho'nun bakışlarından kaçarken başıyla onayladı.

Yunho hayatı boyunca onu böyle utanmış bir halde görmemişti.

"San'dan hoşlanıyorsun, değil mi?" Yunho sırıttı ve ardı ardına omzuna yumruk attı, ta ki kendisi sert bir yumruk yiyesiye kadar.

Siktir, Wooyoung gerçekten çok sert yumrukluyor.

"Sanırım hoşlanıyorum. Ona vuruldum ve tıpkı 15 yaşındaki liseli ergen kızlar gibi hissediyorum. Lütfen bana yardım et Yunho."

Yunho sırıttı, tüm bu olayın en harika şey olduğunu düşünüyordu.

Yunho, Wooyoung'un ergenlik yıllarından çıktığını fark etmişti ve işte şimdi birinden hoşlanıyordu.

"San'a hoşlanmadığından dolayı kaçmadığını söyle. Çünkü gerçekten morali bozulmuş olabilir Wooyoungie." Yunho başını okşadı ve hafifçe gülümsedi.

"Neden herkes bana bebek muamelesi yapıyor?" Wooyoung dudaklarını büktü ve kollarını göğsünde bağlarken aşağıya doğru baktı. "Çünkü tam olarak bir bebeksin."

"Ama gerçekten, ona gidip söylemelisin. Tam şu anda. Çünkü ona durumu açıklamazsan muhtemelen aranıza mesafe koyacak."

Yunho haklıydı, durumu aydınlığa kavuşturmalıydı.

Yunho Wooyoung'un kolunu yakalayıp onu yukarı sürükleyesiye kadar bir süre sessizlik içinde oturdular. "Sana şu anda yapman gerektiğini söyledim."

Wooyoung, Yunho'dan kaçmaya çalışırken aklından türlü türlü kötü senaryolar geçiriyordu.

Wooyoung daha hiçbir şey yapamadan Yunho kapıyı açtı ve onu San'ın odasına ittirdi.

"YUNHO! DELİ MİSİN? DÜŞÜP ÖLEBİLİRDİM BİLİYORSUN DEĞİL Mİ?" diye bağırdı Wooyoung (daha çok utançtan) ve Yunho'nun cevap olarak kahkaha attığını duydu.

Etrafında döndü ve bir çift şaşkın gözle karşılaştı. San çok küçük görünüyordu. Wooyoung gerçekten onun yanaklarını sıkıp sarılmak istedi.

"Ben özür dilerim- daha önce olan... şeyden dolayı. Ne düşünüyordum bilmiyorum," diye sessizce mırıldandı San Wooyoung'a bakarken, üzerine büyük beden sweatshirtlerinden biri vardı

Buraya geldiğinde Wooyoung'dan almıştı hepsini. Siktir. Şu anda gerçekten ona sarılmak istiyorum.

"Hey. Özür dilemene gerek yok. Aptal olan benim. Ben sadece- Bilmiyorum... galiba panikledim ve nasıl tepki vereceğimi bilemedim."

Wooyoung sertçe nefes verdi ve devam etti.

"ama kesinlikle nefret etmedim."

Bekle- vay Wooyoung. Ciddi misin? Biraz daha aptal olamaz mısın?

"Yani... Hoşuma gitti."

San kıkırdadı. "Pekala. Anlıyorum. Bu arada, yüzünü görmeliydin, çok feci kızarmıştın."

Guns | Woosan (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin