5.Bölüm : Sen de kimsin ?

35 6 0
                                    

Beni gören enfekteler bir an duraksadılar, üzerlerine doğru dik bir şekilde yürüdüm. Öndeki enfektenin boğazından yakalayıp rehin aldım ve silahı kafasına doğrultum. Aklı gitmiş enfekteler üzerime doğru koşmaya başladı, bir anda havaya ateş ettim ve geri adım attılar. Kızla baygın erkeği işaret ederek bana vermelerini hareketle gösterdim. Kızı bana doğru attılar, diğer baygın adamı da işaret ederek gösterdim ama vermediler. Kıza ayağa kalkmasını söyledim ve geriye doğru enfekte ile yürüdüm, basamağa ayağım dayandığında enfekteyi yitip üst kata doğru kız ile koştuk. kuytu odama hızlıca girip gardırobu ve eşyaları kapıya ittim. hemen pencerenin önüne silahımın başına geldim. Enfekteler koşarak gidiyorlardı ama daha fazla kişi ile geleceklerine adım gibi emindim.

Arkamda oturan kıza baktım üstü toprak ve kum kaplıydı, kıza;

-Üstün neden kirli

-İ..İ..istanbul depremi.

-Deprem ne zaman oldu?

- İki gü.. gü.. gün.

pencereye döndüm ve etrafı gözetlemeye devam ettim. Anladım ki; Enfekteler enkazdan çıkarttıkları insanları yiyorlardı....

Çantamı açıp kıza; Konserve yemeklerden ve sudan verdim. ;

-Peki, kurtaramadığım baygın adam da kimdi?

-Babam...

-Babanı kurtaramadığım için üzgünüm.

Kız zorlukla konuşuyordu, gardırop ile kapattığım kapıya doğru taramalı bir silah daha yerleştirdim. Geri geleceklerini biliyordum...

saat 3:00 olmuştu kız çoktan uyumuş ben ise yarı baygın dışarıyı gözetliyordum...

saat 7:00 alarmım çalmasına uyandım, kız ise haritalarımdan birini inceliyordu;

-İsmin ne senin?

-Lena

-Nasıl kurtuldun?

-İki gündür enkaz altındaydım, uğraşa uğraşa kendimi dışarı attım ama Enfekteler beni yakaladı...

-Bildiğin bir şey varsa anlat.

-Enfektelerin çok fazla oldukları... Öncelikle Beni kurtardığın için teşekkürler, gece aklım yerinde değildi. Olanlar fazlasıyla beni etkilemişti, Babamı enkazın altından çektiler ve ona yumruk atıp bayılttılar... Üzülmüyorum çünkü o kadar çok alıştım ki; İnsanların ölmesine, hayatın berbat bir hal almasına. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.

-Aç mısın?

-Evet enkazın altındaydım dedim ya.

-Tamam sakin ol! al şu konserveyi dikkatli ye kısıtlı.

-Peki, senin hikayen ne?

-Benim hikayemin sırası değil al şu silahı sıkı tut! Nişsan al kendini ayarla çünkü bu silah sende kalacak kendini korumayı bir an önce öğren! ...

-Demek sende o %1 de yer alıyorsun, sadece bağışıklığı yüksek olanlara virüs bulaşmadı.

-Herhalde öyle.

-Sen kaç yaşındasın ?

-22

-sen?

-19

-Bunların sırası değil ben veya sen her an ölebiliriz, bu durumda Kendini koru insanlığı bırakma... Babanın intikamı için savaş.

Konserveyi yedim ve kapıdaki gardırobu ittim, kapıdan dışarı çıktım. Tuvalet ihtiyacımı karşılayıp sarayın projesini çıkartmaya çalışıyordum. Sarayın içindeki güvenli yerleri ve gizli yerleri bir bir not almıştım, Sarah ise silaha kendini alıştırıyordu...

Sarah'ın yanına çıktım;

-Ne ile ilgili merakın ve bilgin var?

-Hemşirelik ve sağlıkta fena değilim.

-Bu kadar mı?

-Evet ne bekliyordun 19 yaşındayım ben. Sen ne biliyorsun?

-Ben mimarım. Şimdi ben evin etrafını bulduğum eşyalarla ve araç gereçlerle kapatacağım sen de benle gelip bana yardım edeceksin.

Odadan çıkıp aşağı katlara iniyorduk Sarah'a baktım silahı yanına almamıştı;

-Silahın nerede?

-Unutmuşum.

-hemen al ve gel bekliyorum.

Aşağı inerken ve iş yaparken saçma sapan sorular soruyor, ve bana yardım etmiyordu;

-Yeter! Eski Dünya yok anladın mı? Görmüyor musun? yeni bir tür çıkıyor ortaya.

Lena sinirlenmişti, hızlıca yanımdan sarayın içine girdi.

Ben bir taraftan güvenlikli bölgeler yapıyor bir taraftan ise gelmemeleri için değişik tuzaklar hazırlıyordum. psikolojim altüst olmuştu her geçen gün eski hayatımın özlemini duyuyordum.

Balta lazımdı, baltayı almak için arabaya doğru ilerledim. Bagajı açıp baltayı alıyordum, arkadan koşma sesleri geliyordu kulağıma, baltayı elime alıp bagajı kapattığımda göz ucuyla arkaya baktım ki; Bir ordu bana doğru koşuyordu...

Anti DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin