Lena'nın peşinden gitmeye çalıştım ancak Lena çoktan aşağı inmişti. Ben saklanacak bir yer bulmak üzere katları dolaşıyordum, odaların hepsi korunaksız gözüküyordu. Çatıya tekrar çıkmalıydım fazla zamanım yoktu...
Hızlı adımlarla merdivenden çıktım, enfektelerin sesi kulağıma gelmeye başlamıştı Çatıya geldim ve kapıyı kapattım. Yerden bulduğum demir vb. ile kapıyı sabitledim. Aşağı baktığımda ise sadece benim arabam duruyor, yeni gelen insanların arabası çoktan gitmişti. Enfektelerin öldüresiye sesleri beni rahatsız etmeye başlamıştı bile ben ise çatıdaki demir direğin en sonunda elimde silahla bekliyordum.
Saatler geçmek bilmiyordu, acaba Lena yaşıyor mu? Gelen insanlar nerede? Geri gelecekler mi? Kendime sorular soruyordum, cebimden çıkarttığım defterime bir şeyler karalıyordum. Güneş'in inmesine az bir zaman kala; Çatıya çıkan kapı ani darbeler almaya başladı anlamıştım, enfekteler ulaşmıştı...
Defteri cebime koydum ve yanımda duran silahı elime alıp hemen kapıyı tutmak için aşağı indim. Kapıyı ne kadar tutmaya çalışsam da darbeler her seferinde daha da şiddetlenip beni geriye doğru savuruyordu. Bir süre kapıyı öylece tuttum, hava kararıyor karanlık içimi ürpertiyordu... Artık dayanamıyordum. Kapıyı tutmayı bırakıp demir uzun direğin ucuna son gücümle tırmanmaya başladım, kapı yaptığım sabitleyicilere bir az daha dayandı bir süre sonra kapı kırıldı.Ben ise direğin ucunda olanları izliyordum hiç bir şekilde hareket etmiyordum. Hava kararmış saat sekiz veya dokuz sularıydı, enfekteler beni hala fark edememişti, ben ise cenin pozisyonuna geldim ve öylece bekledim...
Enfektelere bakmaya tenezzül bile etmiyordum, beni fark ederlerse karşı koymam çok zoru olurdu çünkü sayıları aşırı derece de fazlaydı ama ben yinede silahımı sıkıca tutyordum. Saat ilerliyor bazen gözlerim kapanıyordu, gök gürlemesinin sesine uyanmıştım. Hafif yağmur serpiyordu, saat yavaş yavaş geceye doğru ilerliyordu, saatime bakmak için kol saatimin düğmesine bakacaktım ki; Kol saatimden çıkan ses enfektelerin ilgisini çekmiş bir enfekte direğe tırmanarak geliyordu. Enfekte gelmişti elimle kafasından tutup kilit yaparak enfekteyi boğdum. Bir enfekte daha gönderiyorlardı, ne kadar oyalamaya çalışsam o kadar iyiydi. O enfekteyide son gücümle sıkarak boğdum, bir kaç enfektenin tırmanış sesi kulakşarıma gelmişti bile, silahımı hazır ettim; Gelen enfektelerin kafasına sıktım. Enfekteler birden tırmanmaya başlamıştı, yanımda olan enfekte cesetlerini tırmanmaya çalışanlara fırlatıyordum, cesetler bitmişti. Bir anda direği sallamaya başladılar, ben ise tutunarak ateş etmeye çalışıyordum. Sallanma şiddetlenmiş direk yıkılmaya yaklaşmıştı, aşağıda ise bir sürü enfekte beni yemek üzere iştahla saldırıyorlardı...
Son bir hareketle dimdik durmayı bir nebze başarmıştım, silahımı nişan alarak enfektelerin liderinin kafasına hedef aldım, ilk atışım başarısızdı bir kaç sefer daha denediğimde enfekte yere yıkılmıştı.
Etrafta bir kaç saniye sessizlik oluşmuş, ben ise bu sessizlikten yararlanarak silahla enfektelere ateş ediyordum. Bir anda direği daha şiddetli sallamaya başladılar, artık kırılacağını anlamıştım. yanımdaki korkuluktan sıkıca tuttum.
direk yere doğru düşüyordu...
...Yere düştüğümde ise gözümü açmaya çalıştım... Yağmur sesinden sonra Bir bomba sesi kulağıma geldi ve;
bir anda gözüm karardı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anti Dünya
ActionDünya, her geçen gün boğuluyor ve kendine zarar veren insanlığı son bir hareketle yok etmeye çalışıyordu... Ben Kant ise bu olanları canlı canlı izliyor ve kendimi korumaya çalışıyordum. 2020'de çıkan bu salgın sadece beni etkilememiş bir çok insanı...