NDLS -8- CD

1.1K 59 10
                                    

Merhaba NDLS Okuyucuları! Nasılsınız? :)

Bu bölümü vldkskn 'e ithaf ediyorum :)

Medyada vedalaşma anı var ve müzik.

Herkese iyi okumalar...

________

'Beni diğer kızlarla karıştırma demiştim ama devamlı diğer kızlar kim diye soracak kadar Akılsız birisin.'

________

Birisinin beni alkışladığını duydum ve ona bakmadan topu ona doğru vurdum. O kişiye döndüm. Topu tutmuştu.

"Ya bi Yürü git ya!" dedim ve bıkkınlıkla çıkışa gittim. Birilerinin burnunu illa kırmak lazım mıyım ki karşıma çıkmasınlar diye?

"Elif? Nereye!" dedi Buğra bağırarak. Yerimde durdum ve Buğra'ya baktım.

Ona doğru koştum ve sıkıca sarıldım. Gözlerimi kapattım ve böylece yaşlarımı tutmak istedim.

Buğra benden ayrıldı ve Kollarımdan tuttu. Ona baktım ve sırıttı.

"Sana takımca bi şeyler hazırladık."

"Ne gerek var?"

"Çok ağlama diye ve bizi böyle hep hatırlarsın."

"Ben ağlamıyorum Buğra!"

"He he gördük Elif. Gördük."

"Sen burda bekle. Ben CD'yi alıp geliyorum." dedi sonradan.

Başımı salladım ve kabine doğru koştu. Ben ağlamıyorum lan! Bu çok feci kafamda takıldı!

Ben ağlamamıyorum! Sadece Gözlerim terliyor! Nokta!

Hoffff kaldık mı şimdi gıcık'la yalnız... Nereye gitsem karşıma çıkıyor amk!

Ona baktım. Gözleri benim üstündeydi. "Ne bakiyon!"

"Bakamaz mıyım?"

"Bakma." dedim kısaca.

"Benimde bu takımda oynadığımı biliyor muydun?"

"Hayır. Seni niye hatırlayım ki? Seni hatırlamam için çok mu değerlisin?" dedim sert bi şekilde.

Kalbini elleyerek ve dudağını asarak "Çok kırıcısın Elif Kıran." dedi ve sonunu bastırdı.

"Ha şimdi de benim ismimin tamamını mı biliyon?"

Bu soruma sadece sırıttı. "Benimle uğraşma! Yazık olur senin gibi zengin bi piçe."

Bana dahada yaklaştı ve elinin tersiyle omuzumu itti. "Sen bana ne dedin? Sürtük."

Bi dakika! Ne dedi bu o.ç bana! "Asıl sen bana ne dedin! Soru bu olacaktı! Ama dur bilmem lazımdım. Bilmem lazımdım ki senin gibi zengin veletler sadece baba parasıyla mutlu olduklarını! Ha! Birde her gece başka bi barbie'lerle!"

Bi şey söyleyecekti. "Konuşma! Konuşma! Benim söylediklerim doğru bi kere! Senin gibi zengin veletler sadece zengin tip sporu yaparlar! Ama futbol değil, çünkü futbolda üstünüz pislenir mazaallah markalara çok yazık olur dimi!"

"Sen beni zengin ve mutlu mu sanıyorsun! Heee!"

Biz sadece birbirimize bağırarak ve gürleyerek mi anlaşıyoruz?

"Evet! Evet öyle! Noldu? Çüküne mi dokundu?"

"Benim sabrımı zorlama istersen Elif!"

"Yapsam ne olacak! Yapsam ne olacak!!" dedim ve omuzumdan ittirdim bi kaç kere.

"Bi gün Yanımda köle gibi çalışacaksın! Bunu bilmiyorsun galiba!" dedi ve hemen ağızını tuttu. Söylemek istemediği gibi hali vardı.

Cümlesi kafamda hep tekrarlandı ve kalbimde bi ağırlık hissettim. Kahretsin kalbim acıyor!

Ne yani ben zengin olamaz mıyım! Onun gibi zengin Dünya'ya gelmediğim için mi! Sizin zengin dünyanıza tüküreyim!

Benim şu an nasıl göründüğümü bile bilmiyorum ama muhtemelen çok acımalı bi hale geldim ki bana o Ayı sarıldı.

"Özür dilerim." dedi fısıldayarak.

Bana dahada sıkı sarıldı. Kalp atışlarını hissedebiliyordum ve onun kokusu burnumu sarıyordu.

"Hop hop! Noluyoz lan!" Buğra'nın sesini duydum ve adımlarını. Çok hızlı geliyordu.

Beni ondan ayırdı ve onu dövdü. Ben ölü gibi çıkışa doğru gidiyordum. Ayağımda bi şey takıldığında yere baktım. Eğildim ve CD'yi aldım.

Son bi kez onlara baktım. Buğra onu hala dövüyordu ve duyamadığım bi şeyler söyledi ona.

Eve geldiğimde bavullar kapının kenarında duruyordu. Oturum odasına doğru gittim ve misafirleri gördüm.

Gidince anca mı herkes bizi görmeye geliyor?

Sadece topluma merhaba dedim ve odama çıktım. Bilgisayarın önüne geçtim ve CD'yi koydum.

Hazır olması için bekledim. Hazır olduğunda bastım ve izledim.

Bir anda bütün Takım'ı gördüm ve sırıttım. Buğra kamerayı tutuyordu.

"Mert! Lan Mert! Gel lan buraya!" Mert Buğra'ya koştu ve kamerayı eline aldı. Boğaz'ını temizledi.

"Naber atarlı?" dedi sırıtarak.

"Sen gidince kim düdüğe manyak gibi üfleyecek?"

"Kim gavurlara çimeni yedirtirecek?"

Kahkaha atmaya başladım. "Kendine dikkat et. Ha ama eğer orada birisi piçlik yaparsa bi telefon yeter o zaman hepimiz geliriz."

"Kendine iyi bak." dedi sırıtarak ve Cenk'i çağırdı. Hiç sevmem Cenk'i...

Bıkkınlıkla kamerayı aldı. Keşke hiç gelmeseydin ama neyse...

"Naber gıcık. Bak biz hiç anlaşamadık. Ama bu senin suçun. Hadi Türkiye'de iyi eğlenceler."

Nasıl benim suçum lan! Hem suçlu hem güçlü! Kokana!

Herkesi gösterdiler. Antrenör ve Buğra'yı hariç.

Antrenör sırıtarak kameraya baktı. "Ah be kızım. Niye gidiyorsun ya. Ailen gitsin sen kal en iyisi bu. Sensiz takım boş kalacak ve maç zamanı da yaklaşıyor. En iyi kız oyuncumsun sen. Biliyorum sadece bir kaç ay oynadın, ama orda bile topa olan ilişkini oyunda gösterdin." Hocam yaaa.

"Seninle gurur duyuyoruz." dedi ve takımı gösterdi. Hepsi bi yerde durdu ve "Biz seninle gurur duyuyoruz! Biz seninle gurur duyuyoruz!!" bağırdılar.

Cenk'in yanında zengin züppe vardı, kısacası kurtarıcım.... İiiiiğğğhhhh!!

Buğra kamerayı hocamızdan aldı. "Yaa Elif. İşte bu kadar. Seni özleyeceğiz. Kendine iyi bak kuzen." dedi ve Gözünü kırptı.

"Dur! Dur kapatma! Ben daha konuşmadım." dedi birisi ve Buğra o kişiye kamerayı verdi. Kim lan o!

Nihayet görebildiğimde onu gördüm. Ben onu ama hiç maçta veya antrenmanda görmedim. Beni tanımaması normal.

"Naber Elif? Buğra ismi Elif di dımı?"

"Yok Sevilay! Tabiki Elif mal... Kayıtın ağızına sıçtın yine Yekta!"

İsmi Yekta miydi? Nihayet birisi söyledi. Bilmek istemediğimden değil sadece... ahhh neyse...

Kayıt nihayet bittiğinde aşağı indim ve Detaylı bi şekilde herkese baktım. Tanıdığım ve tanımadığım var ve... yok artık ya...! Önce kalbime Bıçak sok sonradan da evime gel! Ohhh mis!

Sen bekle...! Ben sana bi şeyler yapacağım...! Bu iş burada bitmedi!!

Ne diyon Lan sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin