NDLS -27- Televizyon

655 44 18
                                    

Bu Bölümü Aqua_yln 'ye ithaf ediyorum :)

Bu Bölümü daha erken yayınlamak istedim ama kısmet bugüneymiş :)

Finali erteleyeceğim galiba :)

Bu kitap bittikten sonra veya bitmeden yeni bi hikayeye başlayacağım. Beni orada da desteklerseniz beni mutlu ederseniz ama bu sizin kararınız çünkü siz beni az çok nasıl olduğumu biliyorsunuz :)

Herkese iyi okumalar...

_____

'Tamam anlat dinleyeceğim... Bi dakika ya... senin bana ne anlatacağın umrumda bile değil ki? Hadi git Başkasına..'

_____

Bir kaç tane göz yaşımı tişörtüne bıraktım ve farkettiğini biliyordum. Sadece bir şey yapmak istemiyordu. Beni sadece teselli etti çünkü fazla şey istemiyordum..

Gözlerimi yumdum ve o olayları unutmak istedim. Acaba futbol bana yardım edebilecek miydi?

Güneş ışığı Gözüme geldiğinde Yüzümü buruşturarak sövmeye başladım.

"Yok anasının gözü! Kim Ölmek istiyor amk! Keserim seni..!" diye kendi kendime mırıldanıp kalktım ve perdeleri Cam'ın önüne çektim.

Nihayet daha Güneş bana doğru gelmediğinde yatağıma geri dönecektim ama yapamadım. Şoktaydım.

1. Almanya'da pek Güneş olmazdı bu zamanlarda ve 2. Ben nasıl bu pijamaya girdim?!

Mert odaya daldığında. Evet bizim Öküz önce Kapıya tıklayıp sonradan girmiyor.. Hemen üstüne yürüyüp yumruklaştırdığım ellerimi yüzüne kavuşturacaktım ama maalesef Mert'in çok iyi refleksleri var...!

Beni döndürttü ve kollarını karnımın önünde birleştirdi. "Günaydın Cevahir." dedi gülerek.

Bana o ismi yıllarca söyledi ve hala bırakmadı amk! Ne Cevahir'i be! Cevahir senin anan... Söylemeyeceğim...!

"Gözdesu bırak beni!" dedim ayaklarımı havada çırpınarak.

"Hayır burunda sümük." dedi gülerek. Bende söylediğini düşündüğümde gülmeye başladım. O an beni bırakmıştı ama sonradan da hemen beni tekrardan tuttu..!

"Mert! Ben nasıl girdim bu pijamaya!!"

"Ben yaptım."

"Bak bak bak!! Bi de kendi yapmiş!! Bittin sen Mert! Bırak beni de geberteyim seni! Seni bi Kaşık su da boğacağım!" dedim güçlü bağırarak.

Beni bıraktı. Hemen ona döndüm ve yumruklarımı ona sabitledim. Ben sabitliyordum o da Saçma sapan reflekslerini yapıp konuşuyordu.

"Elif. Ne kadar yetenekli olduğumu biliyorsun. Bak hem ben bakmadan da böyle şeyleri yapabiliyorum." diyip beni yakaladı ve tekrardan beni tuttu.

"Ama bakmadığımı söyleyemem." dedi sonradan kulağıma ve piç gibi tebessüm ettiğini resmen hissedebiliyordum.

Bi hamle yapıp Kollarından kurtuldum ve tam vuracağım anda yumruğumu yakaladı.

"Böyle devam edersen Başkalarını bile dövemezsin. Cevahir.." dedi ciddi ve son cümlesinde tebessüm etti.

"Ya başka bi isim bul!" dedim ve ayağımla yere vurdum.

"Ne diyem? Mahmut mu diyem?"

Bunu dediğinde kahkahaya boğuldum ve yere yattım. En iğrenç kahkaham bile ortaya çıktı ama ne yazar? Hiç kimse mükemmel değil..

Ne diyon Lan sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin