🍴🍴🍴
Çatal bıçak sesleri hariç oldukça sessiz geçen kahvaltı Çağan'a çok garip gelmişti. Küçük çocukları olan aileler bile otomatiğe bağlamış gibiydi. Ölüm sessizliğine benzeyen bu ortama daha fazla dayanamayan Çağan elini masaya sertçe vurarak gürültü çıkardı. Birkaç saniyeliğine o tarafa dönen bakışlar hiçbir şey olmamış gibi geri önlerine dönmüştü.
"N'apıyorsun Çağan? "
" Sıkılıyorum. Sıkıntıdan patlamak üzereyim. O kadar sıkılıyorum ki-"
"40 kez sıkıldığını söylemen bir şeyi değiştirmeyecek. Kapa çeneni de yemeğini ye. "
Kısa saçlı kızın söylediği söze alayla gülmüştü.
" Belki de haklısın Mısra. Neden sıkıntımızı geçirecek bir şeyler yapmıyoruz? Sen ve ben, ikimiz."
Göz kırparak Mısra'ya bakmaya başladığında yüzünde yaramaz bir ifade vardı. Mısra'nın tek yaptığı ise yüzüne boş boş bakarak tabağındaki peynirlerden birini ağzına atmak olmuştu. Kumral saçlı çocuk bıyık altından gülerek Çağan'ın omzunu patpatladı.
"Çabalamaya devam et. "
Kıvırcık saçlı çocuk hırsla omuz silkerek hala üzerinde duran elin düşmesini sağladı. Yemek salonunda yankılanan çan sesiyle ne olduğunu anlamaya çalışarak etraflarına baktılar. Herkes yaptığı işe son vererek salonu terk etmeye başlamıştı. Yarım kalan yemeklerini bırakanlar bile vardı.
📢"Kahvaltı saati bitmiştir. Müşterilerimizin birbirinden eğlenceli oyunları barındıran eğlence bölmelerine ya da odalarına gitmeleri önemle rica olunur. İyi tatiller."📢
Anons bittiğinde kafası karışmış bir şekilde diğerleriyle birlikte dışarı çıktı Çağan. Ne kadar dakik ve kuralcı bir oteldi burası. Beleş olduğu için önemsememeyi tercih etti. Koşarak gelen Demet onları fark edince yavaşlayıp podyumdaymış gibi yürümeye başlamıştı. Yanlarına ulaştığında ise kumral saçlı çocuğun koluna girerek cilveli bir sesle konuşmuştu.
"Hemen bitti mi kahvaltı? O kadar da acele etmiştim seninle romantik bir kahvaltı yaparız diye. "
Mısra kusma hareketi yaparken onu fark eden albino genç kıkırdamıştı. Kumral saçlı çocuğun konuşmasına kalmadan Gülperi lafa atlayarak istemeden de olsa onu bozmuştu.
" Yüzüne on ton makyaj yaparken hiç acele ediyor gibi değildin. "
Mısra kendini tutma gereği duymadan gülmeye başladığında Demet, Gülperi'ye kötü kötü baktı. Art niyet beslemeden söylediğinin farkındaydı ancak onu küçük duruma düşürmüştü. Gergin ortamı dağıtmak adına fikir yürüten Çağan'la bakışlar ona dönmüştü.
" Eğlenmeye mi gitsek artık? Buradaki barın çok iyi olduğunu duydum. "
" Biz sevgilimle daha sakin bir yere gideceğiz. " diyerek kumral saçlı çocuğu sürüklemeye başlamıştı Demet.
" Oyun oynamaya gidelim mi? " diyerek albino çocuğa dönen Mısra'yla ikisi de şaşırmıştı. Genç çocuk inanamazca kendini işaret ederek " Ben mi? " dediğinde bir baş onaylaması almıştı.
" Sırf benim istediğim olmasın diye onunla gidiyorsun değil mi? Ne bok yersen ye! Sanki çok da umrumda. Tek başıma giderim bara. "
Onu umursamadan giden ikiliyle sinirden köpürerek barın olduğu yere yöneldi. İçeri girdiğinde karşılaştığı sakin atmosferle gözlerini devirdi. Müzik bile yavaş bir parçaydı. Eh tabi bunda daha sabahın erken saatleri olmasının da faydası vardı. Beklediğini bulamamanın hüznüyle tezgahın önündeki mor taburelerden birine oturdu. Tek tük insan olduğu için bardakları silen barmen ona kısa bir bakış atarak sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANSWER OR DIE
HorrorKURALLAR: ⚫Oyun en az 10 kişiyle oynanabilir. Fazlalık sınırlaması yoktur. ⚫Oyuna başladıktan sonra bitene kadar duramazsın. ⚫Oyuna sonradan katılınamaz. ⚫Kişinin görevini tamamlaması için süre verilir. O süre içinde tamamlayamazsa elenir. ⚫Aynı...