☠️ 0.9 ☠️

21 9 5
                                    

"Doğruluk."

"Pişman olduğunuz bir şey söyleyin. "

Çağan önüne düşen kıvırcık tutamlarla oynarken düşünmeye başladı. Ne zaman düşünse bu hareketi yapıyordu. Sonra aklına gelen hinlikle gülümseyerek masaya eğildi.

" Buldum! Mısra'yla tanışmak. "

Mısra göz devirerek " Aferin Einstein. " diyince dil çıkarmıştı. Tabi ikisi de yanan kırmızı ışığı beklemiyordu. Çağan siktir çekerken şaşkınca birbirlerine bakmaya başladılar.

" Yanlış cevap. Soruyu cevaplamak için iki hakkınız kaldı. "

" Benden daha iyi mi bileceksin vidasını söktüğümün makinesi?" diyerek sinirle yerinden kalkmıştı Çağan.

Salih "O nece küfürdür yiğidim." dediğinde kendi aralarında Koray'la gülmüşlerdi.

"Başlatma küfürüne şimdi. Bozuk bu makine. "

" Niye bu kadar gerildin Çağan? Yoksa Mısra'dan mı hoşlanıyorsun? " diyen Demet'le söz konusu ikili birbirine bakmıştı. Ardından senkronize bir şekilde öğürmüşlerdi.

" Allah korusun! "

" Şakası bile iğrenç! " demişti Mısra. Çağan hızla kafa sallayarak onu onaylamıştı.

" O zaman niye kırmızı ışık yandı? " diye sorgulayan Doruk'a ters ters baktı Çağan.

Mısra da " Cidden niye yanlış dedi? " diyerek ona baktığında huysuzca kaşlarını çatmıştı.

" Ne bileyim ben? "

Dilan " Demek ki tanıştığına pişman değilsin. Hemen başka taraflara çekmeyin konuyu. " dediğinde Çağan minnettar bir şekilde ona bakmıştı.

Altay da " O zaman başka bir şey söyle de devam edelim. " dediğinde tekrar yerine oturdu ve cevapladı.

" Bu oyunu oynamak. "

Yeşil ışık yandığında göz devirmişti Doruk. Sıra kaldığı yerden devam ederken Mısra kafası karıştığı için konuşulanlara odaklanamıyordu. Uğultulu ses sanki arka planda çalıyordu. Çağan'ın kendisine aşık olmadığını ya da olmayacağını biliyordu ancak yine de düşüncelerine engel olamıyordu. Çağan ondan nefret etmiyor muydu yani? Hayır, aptal bir oyuna kanamazdı. Kafasını sallayarak kendine geldi. Karşılaştığı ilk şey Albars'ın gözleri olmuştu. Aklını kurcalayan bir şeyler varmış gibi Mısra'ya bakıyordu. Az önceki dans aklına gelince utangaç bir tavırla bakışlarını kaçırdı Albars. Mısra gülerek geri oyuna döndü. Sıra çoktan Fatma'ya gelmişti. Cesaretlik dediği için Mısra'nın nereden geldiğini bilmediği bir makasla saçını kesmek üzereydi.

"Ya nefret ediyorum senden Koray! Niye yanında makas taşıyorsun, psikopat mısın sen ? "

Çok normal bir şeymiş gibi "Cebimde unutmuşum." diyince gözlerinden ateş çıkartarak ona bakmaya başladı.

"Hayır madem taşıyorsun, niye amip gibi bende var makas diye bağırıp çıkarıyorsun? Ne garezin var senin bana ya gitti güzelim saçlarım! " diyerek ağlamaya başlayan Fatma'ya göz devirdi.

"Biraz daha abart istersen. Alt tarafı ucundan azcıcık kestirdin."

Koray'ın söylediğiyle kendini tutamayarak gülmeye başlamıştı Çağan.

"Sünnet mi oluyor lan kız o nasıl tabir? "

Albars ve Altay hariç erkekler anırarak gülmeye başlayınca Fatma Koray'ın koluna vurmuştu.

ANSWER OR DIEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin