☠️ 0.4 ☠️

25 11 19
                                    

🍻🍻🍻

Çember oluşturarak bardaklarını tokuşturan üçlü sarhoşluğun da etkisiyle kahkahalar atmaya başlamıştı. Çağan kaç saattir oradaydı bilmiyordu ancak epey uzun durduğunun farkındaydı. Adının Milan olduğunu öğrendiği barmen masalarına gelip boşalan bardakların yerine yenisi koyduğunda bakışları ona kaymıştı. Dilan ve kaç kez söylerse söylesin ismini üç saniyede unuttuğu çocuk birden ellerini masaya vurarak tezahürat yapmaya başladılar.

"Öp! Öp! Öp! "

Çağan mayhoş bir halde onlara bakarken kastettikleri şeyi anlayınca sırıtmıştı. Sanırım birkaç dakika önce onlara gay olduğuyla ilgili bir şeylerden bahsetmişti. Belki de birkaç saattir, emin değildi.

" Ne zaman gitmeyi düşünüyorsun canım kardeşim?"

Canım kelimesine tıslar gibi vurgu yapan Milan'a döndü. Dudaklarını yalarken bunu fark eden Dilan bir kahkaha daha attı.

"Eğleniyoruz şurada ya bozmasana! Hem saat de geç oldu bugünlük bir oda tutsam iyi olur. "

" Olmaz! " Milan'ın ani çıkışına anlam veremeyen üçlü birbirlerine tuhaf tuhaf baktıktan sonra tekrar gülmeye başladı. Dilan gözleri kaymasına rağmen içkisinden büyük bir yudum aldıktan sonra eliyle ağzını sildi ve abisine döndü.

" Eğer istediğim bir şeyi yaparsan giderim. "

Çağan oturduğu rahat koltukta aşağı kayarak yayılırken ikilinin meydan okuyan bakışlarını izledi. En sonunda gözlerini kapatarak pes eden Milan bezmiş bir şekilde sordu.

" Tamam. Ne istiyorsun fırsatçı cadı? "

Sinsice gülen Dilan'ın iyi bir şey istemeyeceğini biliyordu ancak tek istediği kardeşinin bir an önce bu otelden defolup gitmesiydi.

" Çağan'ı öp. " diyerek eliyle onu gösterdiğinde Milan'ın bakışları önce eline sonra da gösterdiği yere kaymıştı. Hala erimiş marshmallow gibi oturan Çağan neyden bahsettiklerini anlamamıştı bile.

" Yaparsam gidecek misin? "

Genç kız hızla başını salladığında başının dönmesiyle " Ovv. " diyerek gözlerini kapattı ve elini alnına bastırdı. Gözlerini açtığında ise gördüğü şey koltuğa eğilerek Çağan'ın dudaklarına yapışmış bir Milan olmuştu. Yanındaki arkadaşı şaşkınlıktan ağzındaki içkinin geri dökülmesine sebep olurken Dilan sevinç çığlığı atmıştı. Çağan, Milan'ın papyonundan çekerek daha da eğilmesine sebep olurken tüm bu gürültüye ve sarhoşluğa rağmen duyduğu deklanşör sesinin ardından gelen "Smile." sesiyle hızla onu itmişti.

📓📓📓

"Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü? "

Okuduğu paragrafın altını pembe kalemle çizdi genç adam. Bu renk söylenenlere katıldığı anlamına geliyordu. Sorunun cevabını kendisi de çok merak ediyordu. Bu zamana kadar yaşamanın pek de bir getirisi olmamıştı ona ama öylece ölüp gitmek de istemiyordu. Olağanca durgun geçen yaşamında görünmezdi sanki. Doğuştan gelen hastalığı nedeniyle kimse onunla arkadaş olmak istememiş, konuşmaya değer bulmamıştı. Kendisi de uğraşmak istemediğinden bu durumu kabullenmiş ve çabalamamıştı. Diğerlerinden soyutlanmış bir şekilde yaşamak onu o kadar da rahatsız etmiyordu artık. Bugün hariç diye iç geçirdi genç adam. Mısra onu kendisi davet etmiş ve uzun süre birlikte gülerek vakit geçirmişlerdi. Belki de ailesi dışında ona ismiyle seslenen tek kişiydi Mısra. Onun bu tavrı içinde derinlere saklanmış bazı duyguları harekete geçirmişti. Arkadaş edinmenin verdiği haz ve arkadaş edinememesine sebep olan hastalığına duyduğu öfke...

ANSWER OR DIEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin