dördüncü bölüm

16 2 0
                                    

Yine okul için uyandım. Disiplinli biriydim. Başarılı biri değilim belki ama çok disipliyimdir. Annem ya da çalar saat tarafından uyandırılmazdım. Onların yerine kendimi kurar öyle yatardım. Bir kaç denemenin sonunda bunu başarmıştım. Gece yatmadan önce istediğim saatte uyanmak için kendimle konuşur öyle yatardım. Sabah da istediğim saatte uyanırdım. Okulu sevmiyor olmama rağmen sabah erken kalkardım. Ne kadar nefret ediyormuşum değil mi okuldan. Her an bunu belirtiyorum. Başarısız olduğumdandır biliyorum. Bunu artık bende kabulleniyorum. Sevmem için de bir neden yok. Sadece oradaki yanlızlığımı seviyorum. Sınıf tekrarı olduğum için henüz kimseyle muhattap olmadım. Herkes gruplaşmış birbiriyle kaynaşmışlardı. Hiç kimseyle konuşmuyor en arka sıra da tek başıma oturuyordum. Öğretmenleri rahatsız etmiyordum ama bir şekilde bana gıcık oluyorlardı. Hiç bir şey yapmamama rağmen benimle inatlaşıyorlardı. Karakterislik yapım gereği asla yapmadığım ya da haketmediğim bir hususta sınanamazdım. Bunu büyüğümde yapsa küçüğümde yapsa aynıydı benim için. Özgüvenim pek yok ama ani hareketlerim var. Ani ruh hallerim. Şuana kadar tanıştıklarım asabi ya da soğuk olduğumu söylüyorlardı. Aksine kimseye güvenmiyordum. Sadece onlar gibi hemen her şeyimi anlatacak kadar rahat değilim.

Çantamı alıp, ayakkabılarımı da giyip dışarı çıktım. Son günlerde sigaramı azaltmaya çalışıyordum. Tabi kimse içtiğimi bilmiyordu. Bilselerde pek umrumda olacağını düşünmüyorum. Okula yaklaşmıştım, binadan içeri girdiğimde merdivenleri çıkarken yine orada olduğunu gördüm. Onu bu sabah hiç hatırlamamıştım bile. Ne sanıyorsunuz ki benim adım Bade. Kendimi bile umursamıyorum, kaldı ki iki defa göz göze geldiğim birini umursayacaktım. Bu sefer tek başına oturuyordu. Ona hiç bakmadan sınıfıma girdim. Sıramın önünde konuşan bir grup kız beni görünce sanki öcü görmüş gibi yüzüme bakıp kenara dağılıp yol verdiler. Bana acıyor gibi bakan gözleri canımı sıkıyordu. Onlara göre kimse tarafından arkadaş edinmemiştim. Ama olaylara birde benim açımdan baktıkları yoktu.

Çıkış zili çalmış yavaş adımlarla merdivenleri inmeye başladım. Kendimi bildim bileli kalabalığı sevmiyordum. Eve doğru yürürken bir kaç adım önde yürüyenin arkasını dönmesiyle o ceketli çocuk olduğunu farkettim. Yine göz göze gelmiştik. Karşıya geçmek için bekliyordu. Yüz hatlarımı oldukça soğuk tutuyordum. Bunu neden yapıyordum bilmiyorum ama hoşuma gidiyordu. Bizim caddenin oralarda oturduğu kesindi ama farklı yoldan gidiyordu. Karşı sınıfta daha önce görmemiştim onu ya da bilmiyordum. Karşı sınıfta nefret ettiğim bir kız vardı. 'Helin'. Yaklaşık üç senedir tabiri caizse düşmanım. Sevmiyorum. Yılışık ve tamamen yalancının biri. Onu geçen sene koridorda bana çarpmasıyla uyarmış, benim arkadaşımın bile olmadığını söyleyip aşağılamaya çalışmasıyla aniden yüzüne vurmuştum. Bunu hatırlayınca ailemin tepkisi aklıma gelince içimi buz gibi etmişti. Ergenlikte olduğumu zannediyorlardı. Onların çocuğu olamama rağmen beni pek tanımazlardı. Karakter yapımı bilmezlerdi.

Eve geldim ve kapıyı açtım, salonda olan anneme bakıp ona 'merhaba' dedim. Cevap vermeyince odama girip uzandım. Her günüm böyle kimseyle konuşmadan boş geçiyordu.
Benim olayım buydu. Asla şikayetçi değildim.

Ölümün Ayıramadığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin