yirminci bölüm

5 1 0
                                    

Yurdun binası oldukça eskiydi. 20 katlı bir binaydı ve kız yurduydu. Her yaştan kız vardı. Bahçede oturup sohbet edenler, oyun oynayanlar, ip atlayanlar... Mutlulardı. En azından böyle görünüyordu.

Önden giden babamın arkasından yetişmeye çalışıyordum. Bahçedeki herkes bana ve elimdeki bavula bakıyordu. Binaya girdiğimizde bir kaç kat üstteki müdürün odasına girdik. Kadın yaşlıydı. Bize oturmamız için koltukları işaret etti. Koltuğa otururken benimde içime adeta bir öküz oturmuştu. Babam bir ay kalacağımı falan söyledi. Müdüre hanım gayet anlayışlıydı. İşlemimi yaptıktan sonra bana kat ve oda numaramı söyledi. Babam onu koridorda beklememi söyleyince bana uzatılan kağıdı ve valizimi alıp odadan çıktım.

Yarım saat sonra babam odadan çıktı. Yerde oturmuş onu beklediğimi görünce yanıma geldi.

"Kalk yerden." Dedi. Yerden kalkarak çattığım kaşlarla babama bakıyordum. İçimden ona herşeyi saydırıyordum.

"Lütfen bana verdiğin sözü tut ve efendi ol. Seninle yakından ilgilenecekler. Her gün düzenli olarak ilaçlarında gele-"

"Kimsenin benimle yakından ilgilenmesine gerek yok. Ayrıca ben hasta değilim. İlaçlara da ihtiyacım yok-"

"Sana fikrini sormadım BADE !"
Bağırdığı için kızlar bize bakarak fısırdaşıyorlardı.

"Hasta olan sensin baba!" Öfkeyle bu sözler çıkıvermişti ağzımdan. Babam şoka uğramış bana kocaman açtığı gözlerle bakıyordu. "Beni bir kere olsun dinlemedin! Hep sen haklısın! Öz kızını bir yurda bırakıyorsun! A bir aylığına değil mi (!) Biliyor musun ? Bazen babam olduğun için çok utanıyorum." Bunları söyledikten sonra valizimi de alıp üst kata çıktım.

Göz yaşlarımı tutamıyordum. Odaya gelince cama doğru yöneldim. Babam arabasına biniyordu. Ne sandım ki! Beni burdan almasını mı? Benimle vedalaşma zahmetinde bile bulunmamıştı. Oda dört kişilikti. Dört yatak ve dört dolap vardı. Valizimdekileri dolaba yerleştirdikten sonra yatağa uzandım. Odada kimse yoktu. Cama doğru dönmüş gökyüzünr bakarak ağlıyordum. Ben normal biriyim. İyiyim ben.

Bunları düşünürken uyuyakalmışım ki uyandığımda başım çok ağrıyordu. Yattığım yerden doğrulunca odadaki kızlar meraklı gözlerle bana bakıyordu. Yüzümü camdan tarafa döndüm. Kızlardan biri:

"Sen yeni gelen kız olmalısın." Dedi. O tarafa hiç dönmedim. Hâlâ cama bakıyor, gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Kız da sorduğuna pişman olmuş olmalıydı. Hiç biri umrumda değildi. Kimseyle arkadaşlık yapacak hevesim yoktu. Ben buraya ait değilim. Bunları düşünürken göz yaşlarım sele dönüştü.

İçeri biri girmiş olmalıydı ki kızlar odadan çıkmıştı. Ayak seslerinden anlaşıldığı üzere bana doğru geliyordu. Uzandığım taraftan hiç dönmeden aynı şekilde cama bakıyordum. Yanımdaki yatağa oturdu.

"Merhaba Bade." Erkek sesiydi. Ben hâlâ aynı şekildeydim. O tarafa yüzümü dönmedim. Kim olduğunu merak da etmiyordum. "Bana bakmayacak mısın?" Hic tepki vermeyecektim. Sonra kalkar giderdi. Bende yine kendimle kalırdım. Biraz bekledikten sonra tekrar devam etti. "Ben psikolog Yasin Bey." Allah'ın cezası babam yollamıştı. Ama ben kimseye içimi açmayacaktım. Bende Bade isem hiç konuşmayacaktım. Adam hâlâ ısrarla konuşmaya devam ediyordu. "Bana doğru dönersen daha sağlıklı bir iletişim kurabiliriz. Bana güvenebilirsin. Arkadaşın gibi düşün beni."

Aklı sıra o da beni kandırıyor. Ona herşeyi anlatacağım o da babama anlatacak. Sağlıklı iletişim(!)

Psikolog benden cevap bekliyordu. Ona doğru döndüm ve gözlerimi kararlıyım anlamında gözlerine dikerek konuşmaya başladım

"Sizinle hiçbir şey konuşmayacağım. Babam gönderdi sizi değil mi ?"

"Hayır." Dedi. Yüzüne onu tartarak bakıyordum. "Buraya gelen her çocukla konuşuruz. Onları geleceğe temiz bir birey olarak hazırlarız." İnanmış gibi yaptım.

"Peki. Bana ne sorucaksınız?" Dedim. Bir an önce kendi başıma bırakılmak istiyordum. 

"Neden burdasın?" Bu soru boğazıma çökmüştü. Kaşlarımı istemsizce çatmıştım.

"Size güvenmiyorum." Her ne olursa olsun içimdeki herşeyi anlatmak istemiyordum. Babamın göndermiş olma ihtimali hâlâ vardı.

"Tamam." Ayağa kalktı. "Ne zaman istersen en üst kattayım." Gülümsedi ve kapıya doğru yönelince pişmanlık hissettim. Ama önce güvenmeli ve emin olmalıydım.

Başımı yastığa sertçe vurup gözlerimi kapattım. Uyumak en iyisi olacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 20, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölümün Ayıramadığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin