Bölüm 23 : Hilal Dağı

991 148 28
                                    


-Culp

"Hah hahahaha."

Kahkaha atan Fatih kafa üstü dereye düşen yengecin hüzünlü çığlığı karşısında gülümsedi. 1 hafta boyunca 4 tekniğe çalışan Fatih sonunda hepsinde ufak bir ilerlemeye kaydetmişti.

Artık 3 saniye ortadan kaybolabiliyor, 4 saniye boyunca hızını neredeyse 2 katına çıkarabiliyordu. Oluşturduğu kalkan Yengeç Kral'ın 4-5 saldırısına kadar dayanabiliyordu. Ayrıca saldırdığı zaman Yengeç Kral'a bile biraz hasar verebiliyordu.

Artık silah kullanmadan da saldırı yapabiliyordu. Saldırısı zayıf kalsa bile en azından kendi seviyesindeki kişileri zor durumda bırakacak kadar güçlüydü. Ama bir sıkıntı vardı silah kullanmadan yaptığı saldırıların menzili en fazla 15 metre oluyordu, ancak silah kullandığında bu menzil 50 metreye kadar çıkıyordu.

Fatih her şeyi hazırladıktan sonra köyden ayrıldı. Şehre gidip hapları Tekgöz Paralı Asker Grubuna teslim etmesi gerekiyordu. Köyden ayrılırken yanına sadece Yengeç Kral'ı aldı. Diğer yengeçler onlara Ruh Kaynak Alemi seviyesinde et getirme sözü verdiği için hepsi geride kalmayı kabul etmişti.

Yolda ilerlerken bol bol dövüş tekniklerine çalışma fırsatı bulan Fatih 3 gün sonra şehre vardı. O şehre vardığında öğlen saatleriydi ve meydana varmadan önce Kıdemli Hakan onu buldu.

"Kıdemli kardeşiniz ve diğerleri bu haplardan bir tane kullandıklarında vücutlarındaki zehir birkaç gün içinde tamamen atılmış olur. Ancak bu sırada biraz acı çekmek zorunda kalacaklar."

"Hah hah. Çok sağ olun genç efendi. Size güvenebileceğimi biliyordum. Bundan sonra bir isteğiniz olursa Tekgöz Paralı Asker Grubu gerçekleştirmek için elinden geleni yapacaktır."

Kıdemli Hakan söz verdiği gibi Kristal Kel Baykuş Pençesi ve Çelik Kabuklu Kaplumbağa Kabuğu getirmişti. Fatih'ten hapları aldıktan sonra hızla gözden kayboldu.

Fatih hapları verdikten sonra önceden kiraladığı tezgaha gitti. Adama sonradan 50 altın vereceğini söyleyerek tezgahı yeniden kiraladı. Elindeki 4 adet Mutantik Ruh&Beden Hapı'nı satmayı planlıyordu.

"Merhaba!"

Fatih hapların bulunduğu cam şişeyi tezgahın üzerine yerleştirirken birden arkasından bir ses geldi, ürken Fatih ellerinden kayan şişeyi yere düşmek üzereyken son anda yakaladı.

Karşısına geçmiş tatlı tatlı gülümseyen kıza bakan Fatih kızsa mı gülse mi bilemedi.

"Sen nereden çıktın?"

Nisa keyifle kıkırdadı.

"Hehehe. Hakan Abi bugün geleceğini söylemişti."

İçinden kara bahtına söven Fatih gülümsemeye çalışarak sordu.

"Yine mi hap almaya geldin?"

Genç kız cam şişeyi eline aldı ve içinde 4 hap bulunduğunu gördü daha sonra, "Evet. Ama bu sefer klanım için alacağız. 20 bin altın yeterli olacaktır." dedi.

"Pekâlâ, sanırım benim gitme vaktim geldi." diyen Fatih 20 bin altını aldıktan sonra başka tezgah sahipleri ile konuşan adama 100 altın verdi.

Fatih gidecekken Nisa kolunu tuttu ve hemen önüne geçerek onun gitmesini engelledi.

"Bir dakika bekle! Senle işim var."

(Tamamlandı✔)Ölümün Efendisi : Padişah Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin