Bölüm 6 : Garip ve Mucizevi Fenomen

1.1K 158 10
                                    

Lav Yiyen Farelerin soluklarını ensesinde hisseden Fatih saniyeler içerisinde ilerlemeye devam eden iki gence yaklaştı.

"Koş Mert!"

Lav Yiyen Farelerin kendilerine doğru geldiğini gören Ece üstlerine döktükleri Yeşim Pençeli Kar Kartalı dışkısı tozunun onları korumaya yeterli olmayacağını anladı.

İkili koşmaya başladığı sırada Fatih ile aralarındaki mesafe çoktan 150 metreye düşmüştü ve giderek kısalmaya devam ediyordu. Farelerin cıyaklama sesleri çıkmaya devam ederken Fatih kaynak enerjisini sonuna kadar kullanarak fareler ile arasındaki mesafeyi arttırmaya çalıştı.

Önde iki genç ve arkalarında Fatih ve onun arkasında ise yüzlerce Lav Yiyen Fare, Lav Kanyonu boyunca ilerlemeye başladılar. Birkaç yüz metre daha ilerledikten sonra Ece karşılarına bir nehrin çıktığını fark etti. Yüzlerce metre genişliğindeki nehre bakan Ece tereddüt etmeden nehre atladı. Onu takip eden Mert de duraksamadan nehre atladı. Birkaç saniye sonra ise Fatih de nehre atladı.

Fatih nehre atladığı sırada ona yetişmek üzere olan Lav Yiyen Fare sürüsü zınk diye durdu. Zamanında durmayı başaramayan birkaç tane Lav Yiyen Fare nehrin azgın sularına kapıldı ve birkaç saniye içinde gözden kayboldular.

Nehrin karşı kıyısına yüzmeye çalışan Fatih azgın suların önünde sürüklenmeye başladı. Azgın sulara karşı mücadele etmeye çalışan Fatih zorla ilerlemeye çalıştı. Birkaç dakika sonra ise yorgun bedeni nehrin ortasındaki küçük bir adanın kıyısına vurdu.

"Ahh!"

İnleyen Fatih ayağa kalkmak üzereyken sırtına yediği tekmeyle yeniden yere yığıldı.

Fatih sırtına tekme yedikten hemen sonra, "Mert dur!" diye bir ses Fatih'in arkasından geldi.

"Kıdemli Kız Kardeş onun yüzünden neredeyse ölecektik...."

Fatih'in sırtına tekme atmış olan Mert isimli genç somurtarak geri çekildi.

Sırtına gelen tekmenin ardından soluğu kesilen Fatih birkaç saniye boyunca öksürdü. Bol miktarda su kusan Fatih daha sonra yavaşça ayağa kalktı. Arkasına baktığında takip ettiği iki genci kendisine hiç iyi olmayan bakışlar atarken gördü. Genç kız ona soğuk  bir yüzle bakarken yumruklarını sıkmış oğlan çocuğu onu öldürmek istiyor gibi bakıyordu.

"Özür dilerim." diyen ve ellerini birleştiren Fatih gülümsemeye çalıştı.

"Hummph."

Fatih'in utangaç gülümsemesine homurtuyla karşılık veren genç kız arkasına dönüp adanın iç kısımlarına yürümeye başladı. Mert adındaki diğer çocuk Fatih'e soğuk soğuk baktıktan sonra genç kızı takip etti.

İkilinin bu davranışlarına nasıl karşılık vereceğini bilemeyen Fatih ise utanarak başka bir yöne doğru ilerlemeye başladı.

Ada yaklaşık 200 hektarlık alandan oluşuyordu. Fatih ilerlerken adanın değişik türlerde bitki popülasyonuna ev sahipliği yaptığını gördü. Avokado benzeri meyve ağaçları, 2 metre boyunda meyveler veren değişik bir ağaç ve birkaç diğer ağaç bu türlerden sadece birkaçıydı.

İlerlemeye devam eden Fatih adanın merkezine doğru ilerlerken zeminin aşağı doğru eğim aldığını fark etti. İlginç bir şekilde adanın merkezi nehrin altına doğru ilerliyordu.

Bir süre daha ilerleyen Fatih adanın merkezine geldiğinde bir kez daha iki genç ile karşılaştı. İki genç önlerinde bulunan birkaç metre çapındaki bir havuza gözlerini dikmişti. Kırmızı renkli suları olan havuzun ortasında koyu kırmızı renkte bir bitki vardı.

İki gencin baktığı bitki 3 Yapraklı Lav Nilüferi’ydi. 3 Yapraklı Lav Nilüferi sadece çok yüksek sıcaklığa sahip alanlarda yetişirdi ve bulunduğu yerde mutlaka bir Alev Kristali bulunurdu. Alev Kristalleri, Lav Taş'larından daha güçlü alevlere sahipti.

Çoğu simyacı Alev Kristali almak için binlerce altın para harcıyor ama sadece birkaçı bu hazineyi elde edebiliyordu. Ece'nin ustasının Kızıl Nilüfer Ateşi bu Alev Kristallerinden biriydi. 3 Yapraklı Lav Nilüferi de Kızıl Nilüfer Ateşi'nden daha güçlü bir Alev Kristali'nin bulunduğu yerlerde yetişirdi.

İkili Alev Kristali'nin yerini belirlerken Fatih onlara yaklaştı. Fatih'in varlığını sezen Ece havuza bakmaya devam ederken Mert, Fatih'e soğuk bir bakış atmakla yetindi. Şuanda havuzdaki alev kristaline odaklanmış durumdalardı ve bir sinekle uğraşmak istemiyorlardı.

Derin nefes alan Ece vücudunu  çevreleyen bir enerji kalkanı oluşturduktan sonra havuzun içine girdi. Dişlerini sıkarak ilerledi ve 3 Yapraklı Lav Nilüferi'nin yanına geldiğinde gözlerini kapatarak elini suya soktu. Birkaç saniye sonra elini hızlıca sudan çıkardı. Avucunun içinde turuncu renkli bir taş bulunuyordu. Taşı dışarı fırlatan Ece 3 Yapraklı Lav Nilüferi de eline alarak havuzun dışına çıktı.

Kızaran elini dudaklarına yaklaştıran Ece acısını dindirmeye çalıştı. Bu sırada Mert yerdeki taşı bir deriye sarıp çantasına yerleştirdi. Fatih Ece'nin yere koyduğu 3 Yapraklı Lav Nilüferi'ne göz attıktan sonra arkasına döndü. Adadan ayrılmaya karar vermişti.

Fatih uzaklaşmaya başladığı sırada genç kız "Onu alabilirsin." diyerek 3 Yapraklı Lav Nilüferi yerden aldı ve Fatih'e uzattı.

Genç kızın elindeki bitkiye bakan Fatih'in kafası karıştı. Kıza baktığında onun bunu söylerken ciddi olduğunu anladı ve 3 Yapraklı Lav Nilüferi'ni alarak oradan uzaklaştı.

"Kıdemli Kız Kardeş, 3 Yapraklı Lav Nilüferi'ni neden ona verdin? Onu en az 7-8 gümüş paraya satabilirdik."

Mert adındaki genç uzaklaşan Fatih'in ardından bakarken konuştu.

"Gerek yok. Onun sayesinde usta için daha güçlü bir alev kristali bulduk. Alev kristalinin değeri 3 Yapraklı Lav Nilüferi'nin değerinin yüzlerce katı eder."

. . .

Nehri aşmayı başaran Fatih kısa sürede birkaç kilometre ilerlemişti. Çevredeki kaynak canavarlarının güç seviyesi endişe verici şekilde giderek artmaya başlamıştı. Ayrıca Fatih yol boyunca çeşitli sürprizlerle karşılaşmıştı. Bir keresinde garip bir kırık boynuz parçası bulmuştu. Bu kırık boynuz parçası elindeki bıçaktan daha keskindi. Bir taşa vurduğunda taşı jilet gibi kesmişti boynuz parçası.
Daha sonra garip bir kaynak canavarı ile karşılaşan Fatih ondan kaçarken boynuz parçasını kaybetmişti.

Lav Kanyonu boyunca ilerlemeye devam eden Fatih akşam olduğunda güvenli bir yer buldu. Birkaç parça et ve biraz da Ölüm Toplayan Mantar yedikten sonra meditasyon pozisyonuna geçen Fatih yetişim yapmaya başladı. Gece yarısına birkaç dakika kaldığında meditasyon pozisyonunu bozan Fatih yatmaya karar verdi.

Fatih uzandığı yerden yıldızlarla kaplı gökyüzünü izlerken birkaç dakika geçmiş ve gece yarısı olmuştu. Bu sırada Lav Kanyonu'nda garip ve mucizevi bir fenomen oluşmaya başladı.

Aniden gökyüzünde binlerce ışık topu belirdi ve bu ışık topları dökülen ağaç yaprağı gibi aşağı süzülmeye başladı. Birkaç saniye sonra ışık topları Lav Kanyonu'nun tamamını çevrelemişti. Işık toplarının sadece Lav Kanyonu'nu hedef aldığını gören Fatih şaşırmıştı. Gökyüzünden inen tırnak büyüklüğünden küçük ışık toplarından birine eline uzatan Fatih birkaç saniye sonra şok oldu.

Işık topu eliyle temas eder etmez kaynak enerjisine dönüşerek dantianına yönelmişti. Başka ışık toplarına elini uzatan Fatih yaşadıklarının gerçek olduğunu görünce sevinçten ne yapacağını bilemedi. Işık toplarının bol olduğu yerlere giden Fatih bol miktarda ışık topunu özümsemeye başladı.

Fatih kanyona dikkatli baktığı takdirde Lav Kanyonu'nda yaşayan her canlının ışık topları özümsediğini görebilirdi. Işık toplarının gökyüzünden indiği bu  mucizevi fenomen bir saat sürdükten sonra sona erdi. Bu sırada Fatih çoktan Temel Kaynak Alemi 5. Seviyeye ulaşmıştı. Uyku bastırmaya başlayan Fatih başka sürprizler bekleyerek uyudu.

(Tamamlandı✔)Ölümün Efendisi : Padişah Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin