(Tamamlandı✔)Ölümün Efendisi : Padişah

Bölüm 45 : +18 Gibi Gibi Bir Bölüm

Not: Başlıkta olduğu gibi +18 gibi bir bölüm.

Fatih suyun yüzeyine çıktığında 50 metre kadar uzakta 20 li yaşların başında 8-9 kızın birbirlerine su fırlatarak şakalaştıkları ve tatlı kahkahalar attıklarını gördü. Göletin içine girmiş kızlar normal bir şekilde çıplaklardı.

Keman kaşlı, ok gibi kirpikleri olan bu kızlar çekici ve güzel yüzlere; kırmızı ve dolgun dudaklara sahiplerdi. Fatih'in bakışları daha da aşağı indiğinde kızların süt beyaz tenleri gözüne çarptı, narin omuzlar ve orantılı köprücük kemikleri vardı.

Dolgun ve yerçekimine karşı duran o füze gibi göğüsler Fatih'in içinde kıpırtılar oluşmasına neden oldu. Bakışları daha aşağı indiğinde duraksadı; su daha aşağıları görmesine izin vermiyordu ancak o aşağıda neler olduğunu hayal edebiliyordu. Tüm bunlarından ardından burnundan şırıl şırıl kanlar akmaya başladı.

O, hurilerin ortasına düşmüş bir köle, kuğuların ortasına düşmüş çirkin ördek gibi hissediyordu. Ancak gururluydu, kuğuların içinde çirkin ördek olmak bile iyiydi.

Gençliğinde izlediği +18 videolardan bile bu kadar etkilenmemişti. Üçüncü bacağı sertleşmiş ve hazır ol durumuna geçmişti. Fatih'in tüm vücudu alev alırken izlediği bir dizinin bir repliği olan bu sözler istemsizce ağzından çıkmıştı.

"Ulan ne karılar var be!"

Kahkaha atan ve kendi aralarında eğlenen genç kızlar Fatih'in gökyüzünden düşerken çıkardığı sesi fark etmemiş ve o suyun üstüme çıktığında da bu durum devam etmişti. Ancak ormanı sarsan o bağırış kulaklarına girdiğinde ışık görmüş tavşan gibi donup kalakalmışlardı.

Anında tüm sesler kesildi ve 9 çift göz Fatih'e döndü. İstemsizce bağıran Fatih bakışlar ona döndüğünde kalbinin sıkıştığını hissetti.

"Ayyyy!"

"Seni p.ç dikizci!"

"Pis sapık!"

"Öldürün!"

Şoku atlatan kızlardan bazılar korkuyla çığlık atarken geriye kalanlar Fatih'e saldırmaya başladı.

Hemen suyun dibine dalan Fatih, kaynak enerjisinden oluşmuş silah saldırıları, ateş topları, cisimleşmiş kaynak canavarı saldırılarından kaçındı.

Çılgına dönen kızlar ardı ardına Fatih'in önceden bulunduğu bölgeye saldırıyordu. Suyun dibinde ilerleyen Fatih 50 metre ötede yeniden yüzeye çıktı.

"Durun durun!"

Kızların saldırmaya devam ettiğini gören Fatih bağırmadan edemedi. Onları ikna edemezse güzelim canını burada kaybedecekti. Saldırılara devam eden kızlar başka bir noktada ortaya çıkan Fatih'e saldırmak için hazırlandılar ancak içlerinden biri onları durdurdu.

"Bekleyin! Bu durumu açıklamak için ne diyeceksin bize?" Kumral saçlı bir kız elini havaya savurarak bağırdı. Bu sırada göğüsleri havaya zıpladı, aynı ayna Fatih'in yüreği de havaya zıpladı. Burnundan yeniden kanlar akmaya başladı.

"Kuğu gibi güzel kızları dikizleyecek birine benziyor muyum? Hem sizi dikizlemiş olsam niye göletin içine gireyim? Uzaktan izlemem yeterli olur. Her birinin benden güçlüsünüz gölete girmem kendimi ölüme sürüklemem demek. Öyle değil mi?" Kendini savunan Fatih konuşmasını bitirirken kıyıda övgüyle ona bakan Yengeç Kral'ı gördü. Ona da bir soru sorarak ondan destek almak istedi.