12| Kurtarıcı

5.5K 519 254
                                    

dolu dolu bir bölüm oldu sonunda kadar sıkılmadan okuyabilirsiniz umarım ✊🏻

구세주 오메가

Gecenin ilerleyen saatlerinde Taehyung Jimin'in odasında onunla birlikte uykuya dalmıştı. Jungkook yaşanan o yoğun olaydan sonra Jimin'i odasına kadar taşımış ve uyuyana kadar yanıbaşında durmuştu. Sonrasında Tae'yi çağırmış ve burada uyuyabileceğini söylemişti. Hem içi rahat olurdu, onu burada tek bırakmak istemiyordu.

Ne olduğu belli bile olmayan adamı salondaki koltukta bırakmıştı. Hala uyuyordu ama acıdan uyanması olasıydı.

Kafasını toparlamak adına kulübeye gidip biraz oyuncaklarla uğraşmaya karar verdi, bu düşüncelerinden uzaklaşmasına yardımcı oluyordu.

Işığı açıp masasına oturdu ve kenarda duran odun parçasını alıp bir şeyler oymaya başladı. Bununla birlikte zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyordu. Yaklaşık iki saat geçmişti ve gecenin karanlığı yavaş yavaş açık renklere dönüşüyordu. Bir saate kalmadan güneş doğardı.

Jungkook hala odunla uğraşmaya devam ederken kapı çalındı. "Gel."

İçeri kendisinden önce giren kokusuyla birlikte Jungkook, o kişinin Jimin olduğunu anlamıştı. "Ne yapıyorsun?"

Oturuşunu düzeltti ve kenardan Jimin için sandalye alıp oturmasını bekledi, "Kafamı dağıtmak istedim biraz. Sen uyuyamadın mı?"

Jimin sandalyeye oturduktan sonra konuştu, "Uyudum ama rahatsız edici bir şeyler var Jungkook. Sana sormam gerek."

Jungkook başını salladı ve devam etmesi için bekledi. "Belki deli diyeceksin ama bilmiyorum işte emin olmam lazım."

"Anlat Jimin."

Omega derin bir nefes aldı ve anlatmaya koyuldu, "Adam uyanmaya başlarken acıyı çok fazla hissettim, Jungkook. Hatta öyle fazlaydı ki nefesim kesildi ve cidden, ölüyorum sandım. Bir kurdun kaldırabileceği gibi değildi."

Alfa huzursuzlanmaya başlamıştı. Ölüm kelimesini Jimin'in ağzından duymak onu geriyordu, "Tahminlerime göre onu iyileştirmeye çalışırken-"

"Ah dur, ben de sana bunu soracaktım. Şu iyileştirme olayından daha önce bahsetmemiştin. Gerçekten bunu yapabiliyor musun?"

Jimin gergince tırnaklarıyla oynamaya başlamıştı, Jungkook'a kendisi hakkında söylemediği küçük(!) bir şeydi bu, "Şey, yani gördüğün gibi. Bunu küçüklüğümden beri yapıyorum."

Jungkook bugün daha ne kadar şaşırabileceğini sorguladığı anlardan birindeydi, "İyi de nasıl? Mantıklı değil ki?"

Jimin gülmesini tutamamıştı, "Jungkook bu yaşadıklarımızın hiçbiri mantıklı değil. Ben bir şeylerde mantık aramayı çoktan bıraktım, sen de öyle yapmalısın."

Jungkook başını sallayıp önüne döndüğünde Jimin devam etti, "Bunu annem öğretmişti, yani yeteneğimi keşfettikten sonra onu nasıl kullanabileceğimi gösterdi bana. Böyle şeylerle arası çok iyiydi, sürekli bir şeyler araştırırdı ve yeteneğimi çok tesadüfi bir şekilde gördüğünde mutluluktan havalara uçmuştu neredeyse." Jimin'in aklına küçüklük anıları geldiğinde yüzündeki gülümsemesi daha da büyümüştü. Eskiye yolculuk yapıyordu sanki.

"Ama sonra o lanet gecesinde kayboldular işte." Jungkook sandalyesini omeganın yanına kaydırdı yavaşça. Bir eli aralarındaki boşlukta sallanıyor, Jimin'e sarılıp sarılmamak arasında gidip geliyordu sürekli. Tam kolunu onun beline saracağı sırada Jimin konuşmaya devam etti, "Her neyse gece olanlar hakkında, bir şeyden emin olmam gerek. Adamı iyileştirmeye başladığım sırada büyük ihtimalle aramızda bir bağ oluştu ve o ne hissederse aynısını hissediyordum. Normalde iyileştirdiğim insanların acılarını hissedebilirim ama tam olarak doğru sonuç vermez. Daha önce bu kadarı hiç olmamıştı. Daha önce iyileştirdiklerimin hiçbiriyle aramızda böyle bir bağ kurulmamıştı." derin bir nefes aldı ve devam etti, "İşte o ölecekmişim gibi hissettiren acıdan sonra bir ışık gördüm ve tüm her şey normale döndü. Kalktığımda üzerime sime benzer ışıltılı şeyler dökülüyordu ve adam bana gülümsüyordu. Bunu sen de gördün değil mi? Bu hayal falan değildi?"

Sodom ve Gomore | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin