Neden herkesi mutlu etmesine rağmen kendini mutlu edemiyordu. Etrafına neşe saçarken neden kendini iyi hissetmiyordu. Çünkü yorulmuştu , sevgisini belli edememekten.
.
.
.
Hem etse ne olurdu ki? Her günü sevdiği insanın biricik aşkından bahsetmesini dinleyerek geçiriyordu. O sadece sevdiği insan mutlu diye avutuyordu kendini. Ne zaman onları yan yana görse bir bıçak daha saplanıyordu kalbine.
.
.
.
Bir tek yoongi ve kook biliyordu onun ne halde olduğunu. Ne kadar yardım etmek isteselerde ellerinden birşey gelmiyordu.-------------0_0-------------
Gurubun umudu meğerse en umutsuz olanıymış.
Şimdi o tüm umutlarını kaybetmişti aşka dair. Kendini umursamıyordu artık ama yinede dimdik ayakta durmaya çalışıyordu arkadaşları için...grubu için...
.
.
.
Her ne kadar kendini bu grupta fazlalık hissetsede.
Üzülüyordu ama belli etmiyordu. Zor da olsa mutluymuş gibi davranıyordu. Tıpkı şu anda olduğu gibi...
.
.
.
Dans pratiği sandığından daha yorucu geçmişti. Bunun nedeni fazladan üç saat daha pratik yapmış olmasıydı. Terden alnına yapışan saçlarına baktı bugünlük bu kadar yeter diye düşündü. Oturduğu yeden kalkıp karşısında kıkırdayan çifte bakmamaya çalışarak oradan çıktı.
.
.
.
Odasına vardığında hızlı bir duş alıp yatağına uzandı. Biraz uyusa iyi olurdu. Uzanıp telefonunu ve kulaklığını aldı. Ardından Tae'nin huzur veren sesini dinlerken yüzündeki ufak tebessümle uykuya daldı. Uykusunun en tatlı yerinde başında dır dır konuşan jungkook yüzünden oflayarak kalktı.
.
.
.
"Oh sonunda uyanabildin hyung 10 dk'dır seni kaldırmaya çalışıyorum. Senin yüzünden aç kalacağız. Jin hyung kesin her şeyi silip süpürmüştür."
"Sen merak etme yoongiciğin seni aç bırakmaz."
"Doğruya o bana kıyamaz. Neyse ya kalk gel ."diyip gitti tavşan çocuk.
.
.
.
Hoseok yatağından istemeye istemeye kalktı. Elini yüzünü yıkayıp yemek yemek için arkadaşlarının yanına gitti.
.
.
.
Hepsi sessizce yemek yiyordu. Hoseok ise her ne kadar yemek istemesede masaya oturdu. Karşısındaki manzaradan olsa gerek lokmaları boğazında düğümleniyordu.
Başını önüne eğip sessizce yemek yemeye çalıştı. Bir kaç lokmadan sonra dayanamadı daha fazla onları böyle samimi görmeye. Hızla masadan kalkıp kafasını dağıtabilme düşüncesi ile dışarı çıktı. Yorulana kadar yürüdü.
.
.
.
Gökyüzüne çevirdi bakışlarını ve her zaman yaptığı gibi yıldızları izledi "ben sevilmeyecek kadar kötü bir insan mıyım?" diye fısıldadı gökyüzündeki yıldızlara "ne olurdu o da sevgime karşılık verse? Ne olurdu şu hayatta yalnız olmadığımı gösterse?" diye fısıldadı gözünden akan bir damla gözyaşının ardından.
.
.
.
Kaldırıma oturup sessizce ağladı, belki acılarının gözyaşları ile akıp gideceğini umut etti. Sonra yaşlı gözlerini tekrar çevirdi gökyüzüne baktı...baktı. Aniden bir yıldız kaydı gökyüzünden ve bu Hoseok'un umudu oldu.
.
.
.
Kayan yıldızın ardından o masum kalbiyle sevgisine karşılık bulmayı diledi. Inanıyordu dileğinin kabul olacağına çünkü inanmaktan başka yapacak birşeyi yoktu. Başını dizlerine dayayıp sessizce ağlarken omzunda bir el hissetti.
--------------0_0-------------Okuduğunuz için teşekürler.
Bu benim ilk kitabımdı. Bu yüzden hatalarım olduysa kusuruma bakmayın lütfen. Umarım beğenmişsinizdir. Yani ben şahsen beğendim yazarkende çok keyif aldım💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOPE (VOPE)
FanfictionGrubun umudu meğerse en umutsuz olanıymış. Şimdi o tüm umutlarını kaybetmişti aşka dair.