~SEN SAKAR OLMAMANA RAĞMEN SÜREKLİ KALBİMİ KIRIYORSUN~

479 32 10
                                    

Yoongi yanımda ölü gibi uyuyordu. Yan tarafıma baktım Namjoon ve Jimin'de uyuyordu. Yerimden yavaşça kalkıp Jin hyung'un yanına gittim. Kesin yemek yiyordur. Tabiki yanılmadım. Önüne doldurduğu yemekleri yiyordu. "Hyung~ ben çok acıktım" derken yanına oturdum.



Jin hyung yemek yemeyi sevdiği kadar yedirmeyi de severdi. Şuan çok üşendiğim için bana yedirmesine izin verdim. Bir süre sonra tıkandım "hyung doydum" "yok ne doğması be aç ağzını" dedi ve ağzıma yemek tıktı. Zorla ağzımdaki lokmayı yutup ona baktım.




"Hyung Tae her şeyi öğrenmiş" diye fısıldadım. Jin dediğim şeyle öksürmeye başladı. Hemen suyu uzattım, suyu içip şaşkınca bana baktı. "Ne! Nasıl oldu?" Yoongi'nin anlattıklarını ona anlattım.



"Bugün gayet normal davranıyordu. Demek ki Hope'u üzmemek için bilmemezlikten geliyor. Bu iyi çok iyi Hoseok daha fazla üzülmeyi kaldıramaz. Umarım Tae böyle davranmaya devam eder." "Umarım hyung işi zor. Seni sevdiğini bildiğin birine hiçbir şey olmamış gibi davranmak zor olurdu."



"Aynen öyle. Şimdi git yanımdan da yemeğimi yiyeyim. Zaten sana yedirmekten kendim yiyemedim" dedi ve beni kovdu. Yerime doğru giderken uyanmış oyun oynayan ikiliye doğru baktım. "Hey ne oynuyorsunuz?" Ikiside cevap vermedi. "Hyung~ bende oynayayım mı?" Hoseok telefonundan başını kaldırıp bana baktı.




"Tavşan avı oynamak ister misin?" dedi tehditkar bir ses tonuyla "yok ya kalsın zaten benim de uykum gelmişti" diyerek yerime geçip uyumaya çalıştım. "Hope niye öyle dedin çocuğa?"


"Onunla ne zaman oynasam hile yapıyor. Sonra da ödül istiyor benden. O yüzden uzun bir müddet onunla oyun oynamayacağım"diye cevapladım. Tae birşey demeden oyuna döndü ve sessizce oyun oynadık.
Uçaktan indiğimizde hepimiz yorgunluktan ölüyorduk Yurda vardığımız an kendimizi odalarımıza kapatıp birkaç saat dinlendik.



Birkaç saat uyuyup uyandım ama hala kendimi biraz yorgun hissediyordum. Kalkıp güzel bir duş aldım. Ilık su o kadar iyi gelmişti ki sanki tüm yorgunluğum yok olmuştu. Duştan sonra üzerime eşofmanımı giydim ve yemek hazırlamak için mutfağa gittim.




Yaklaşık 1 saat sonra masa hazırdı. Yemekler soğumadan herkesi uyandırdım. Masadaki herkes yarı uyur bir vaziyette yemek yiyordu 1'i hariç. Jin hyung masaya oturduğu an ayılmıştı. Her zaman ki iştahıyla önündekileri silip süpürüyordu.


"Hope bu yemek işinde git gide daha iyi olmaya başladın. Benim yokluğumda mutfak senindir. Senden tek ricam var Namjoon'u mutfağa tek başına sokma" herkes Jin'e göz devirirken Namjoon somurtuyordu.




"Jin kalbimi kırıyorsun ama biliyorsun ki ben bilerek yapmıyorum. Ama sen sakar olmamana rağmen sürekli kalbimi kırıyorsun. Ben kırdığım eşyaları tamir ediyorum bir şekilde ama sen kırılan kalbimi nasıl tamir etmeyi düşünüyorsun? Şunu bil ki bu sefer öyle kolay olmayacak" diyen Namjoon tek kaşını kaldırıp Jin'e sinsi bir gülüş yolladı.




Jin aklına gelen şeyle ayağa kalktı ve Namjoon'u kolundan tuttuğu gibi onun odasına gittiler. "Kook masayı topla!"dedim ve kalkıp salona gittim. Televizyonu açıp boş boş baktım. Yanıma biri oturunca göz ucuyla kim olduğuna baktım.



"Hope benimle küs müsün?"diye soran Jimin'e bakmadan "hayır sadece sinirliyim. Kalbini kırmak istemediğim için susuyorum" Jimin elini omzuma koydu " Hope izin ver anlatayım, lütfen" "tamam senin odanda konuşalım"dedim ve onun odasına gittik. "Seni dinliyorum" Jimin karşıma oturdu ve anlatmaya başladı.




"Tae ile 2 yıldır sevgiliydik. Ilk yıl çok iyiydi ama sonlara doğru birbirimizden uzaklaştık. Bir süredir arkadaş gibiydik, sonra ben birgün Minho'yla tanıştım. Onunlayken çok mutluydum ve zamanla ona aşık oldum.

Tae ile konuşacaktım uygun zamanı bekledim. Ama Tae bir şekilde öğrenmiş. Hope ben böyle olsun istememiştim. Inan bana Tae'ye bunu yaptığım için çok pişmanım" Hoseok Jimin'in demek istediği şeyi anlamıştı ama sonuç olarak Tae çok kırılmıştı.



"Jimin benden ne yapmamı istiyorsun? Ben onun üzgün olmasına dayanamıyorum ve bunun sebebi sensin. Sana kızgınım ama kalbini kırmak istemediğim için susuyorum.


Sana verebileceğim tek tavsiye biraz zaman tanıman. Bırak aradan biraz zaman geçsin. Tae'nin kafası şuan çok karışık, düşünmeye ihtiyacı var" dedim ve jimin'in odasından çıkıp salona geçtim.

-----------0_0-----------

Okuyanlara teşekkür ederim.

Bu da benden size ufak bir çizim 😘😋 ⬇️⤵️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu da benden size ufak bir çizim 😘😋 ⬇️⤵️

Bu da benden size ufak bir çizim 😘😋 ⬇️⤵️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HOPE (VOPE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin