Jimin'in odasından çıkıp salona geçtim. Yoongi ve kook oturmuş televizyon izliyordu. "Kook umarım mutfağı toplamışsındır." "Yok Tae hyung ben yaparım dedi." Bu çocuk birgün dediğimi yapsa olmuyor mu. Mutfağa gittiğimde Tae mutfağı çoktan toplamış, kahve yapıyordu. "Hey niye sen yaptın kook yapmalıydı."
Bana bakıp gülümsedi. "Sorun yok canım sıkıldığı için yaptım. Kahve ister misin?" "Olur" dedim ve tezgahın yanına gittim. Kahveyi fincanlara boşalttıktan sonra birini bana uzattı. "Teşekkür ederim" dedim elindeki fincanı alırken.
Kahvemden ufak bi yudum aldım, tadı gerçekten iyiydi. Tae salona geçerken ben odama gittim. Aynanın karşısına oturup yüzüme baktım. Cildim çok berbat görünüyordu. Kahvemi hızla içip bitirdikten sonra yüzüme maske yaptım. Odanın kapısı açılınca gelenin kim olduğuna baktım.
Yoongi gelmişti. "Müsait misin?" "Evet" suratıma bakıp yüzünü buruşturdu "yine mi maske yaptım Hope" dedi. "Gel sana da yapalım itiraz kabul etmiyorum."deyip aynanın karşısına oturttum. "Ee nasıl gidiyor?"
"Ne nasıl gidiyor Yoongi" "Tae ile aynı odada kalmak nasıl? Eğer rahat değilsen Kook'u ikna ederim. Söylemen yeterli." Yoongi her ne kadar umursamaz gözüksede tam tersiydi. "Hayır sorun yok burada gayet rahatım."
"Birşey olursa söylemekten çekinme. Ayrıca şu Kook'u şımartmaktan vazgeç. Her istediğini verme sonra ben başa çıkamıyorum. Çocuk gibi her gördüğünü istiyor." "Ne yapabilirim başından savmanın tek yolu ona istediğini vermek. Geçen mavi kazağını almak için peşimden 2 hafta koştu.
Aynısını alayım dedim kabul etmedi illa o olsun diye tutturdu. En sonunda verdim de kurtuldum. Işin zor. Onunla nasıl başa çıkıyorsun anlamış değilim. Sırrını bana da söylesene" dedim. Yoongi emin misin bakışları atınca "neyse boşver" "bu daha ne kadar kalacak" "5 dk sonra çıkart."
"Burda beklesem sorun olur mu. Şimdi kook beni böyle görünce dalga geçer." "Tamam kalabilirsin. Ben gidip yüzümü yıkayacağım sen rahatına bak" dedikten sonra banyoya gidip maskeyi çıkarttım ve yüzümü yıkadım. Içeriden gülme sesleri gelince merak edip odaya döndüm.
Jungkook ve Tae gelmişti. Jungkook Yoongi'nin maskeli yüzüne bakıp gülümsüyordu. "Kook kaşınıyorsun sen. Yoongi ben senin yerinde olsam bu hafta kook ile tek kelime konuşmazdım." "Haklısın Hope. Kook bu hafta aklın varsa benden uzak dur yoksa seni mahvederim" diyen Yoongi yüzünü yıkamak için banyoya gitti.
"Hyung~ çok kötüsün. Kurabiyemin aklına niye böyle şeyler sokuyorsun. Bir hafta sevdiğimden ayrı kalıcam. Bu nasıl bir duygu haberin var mı?" diyen kook sinirle odadan çıktı. Jungkook'un dediği son cümle Hoseok'un yüzündeki gülümsemenin sokmasına yetmişti. Tae Hoseok'un yüzünün asıldığını görünce morali bozulmuştu.
Kook'un bir anlık sinirle söylediği cümle onu üzmüştü.
Hoseok'un üzülmesini gerçekten istemiyordum. "Hope kook öyle demek istemedi. Bir anlık düşünmeden konuştu. Boş ver" diye teselli etmeye çalıştım. Hoseok zoraki bir şekilde tebessüm edip odadan çıktı.Yoongi yüzünü yıkarken kook'un kırdığı pot'u duydu ama laf ağızdan çıkmıştı bir kere. Odaya gittiğinde sadece Tae vardı. Ona baktığında üzgün görünüyordu. "Hope nerde?" "Bilmiyorum kook öyle diyince gitti. Hoseok'un artık üzülmesini istemiyorum." "Onu önemsiyorsun?" dedi Yoongi.
Tae biraz tereddüt etsede "Evet. Aslında...aslında uzun zamandır ona karşı birşeyler hissediyorum ama emin değilim. Onu üzmek istemiyorum. Ona hissettiğim duygunun arkadaşlık mı? Aşk mı olduğunu bilmiyorum" dedi. Yoongi yüzünde oluşan gülümsemeyle konuşmaya başladı.
"Ben şimdi kendi hissettiklerinden örnek vericem. Mesela beni ne kadar sinir etsede yanımda olmasından mutluyum. Hiç yanımdan ayrılmasın hep yanımda olsun istiyorum. O mutlu hissedince bende mutlu hissediyorum. O üzülünce bende üzülüyorum, istiyorum ki o hep mutlu olsun hiç üzülmesin.
O hasta olduğunda gözüme uyku girmiyor. Sabaha kadar başında bekliyorum düşün yani ben ve uyumamak. En önemliside onun gözlerinin içine baktığımda gözlerindeki aşkı görebiliyorum. Peki sen bunlardan hangisini hissediyorsun?"
Tae durup düşündü neredeyse hepsini hissediyordu. "Sanırım hepsini hissediyorum. Bazen düşünüyorum dudaklarının tadı nasıldır diye. Nedensiz yere ona yakın olmak istiyorum. Geceleri onun kokusunu içime çekerek uyumak istiyorum.
Yoongi galiba ben ona çoktan aşık olmuşum. Fark etmeme yardımcı olduğun için sana teşekkür ederim. Şimdi kusura bakmazsan Hope'u bulmam lazım" dedim ve odadan çıkıp Hoseok'u aramaya başladım.
Hay ben benim ağzıma ya. Lafın nereye gideceğini bilmeden konuşmuştum. Üzülmesine kıyamadığım, en değer verdiğim insanı üzmüştüm. Hatamı anlayıp özür dilemeye giderken dış kapının sesini duyunca kimin gittiğini merak edip camdan baktım. Geç kalmıştım Hoseok dışarı çıkmıştı.
O arabası ile uzaklaşırken Tae geldi. "Hope nerde?" "Şey az önce çıkıp gitti." "Nereye gitmiş olabilir?" "Bilmem. Büyük ihtimalle evine gitmiştir." Tae montunu giyip evden çıktı. Bulduğu ilk taksiye binip Hoseok'un evine gitti.
Doğru tahmin arabası sokağın karşısındaydı taksicinin parasını ödeyip indi ve binadan içeri girdi. Asansöre binip 12. Kata çıktım ve heyecanla kapıyı çalıp açmasını bekledim. Kapı açılmıştı fakat açan kişi Hoseok değildi.
---------0_0----------
Okuyanlara ve oy verenlere teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOPE (VOPE)
FanficGrubun umudu meğerse en umutsuz olanıymış. Şimdi o tüm umutlarını kaybetmişti aşka dair.