Namjoon Jin'in yanına yattı. Jin başını Namjoon'un omzuna koydu "çok mu utandın?" diye sordu Namjoon Jin'in saçlarını okşarken. Jin başını kaldırıp Namjoon'a baktı "birazcık utanmış olabilirim " dedi ve Namjoon'un yanağını öptü. Seokjin'in karnı guruldayınca Namjoon kahkaha attı.
.
.
.
Jin dudaklarını büzüp Namjoon'a baktı " hadi gel senin karnını doyuralım" diyen Namjoon ayağa kalktı "git hazırlan dışarıda yiyelim" Jin yataktan kalkıp hazırlanmak için odasına gitti. Namjoon da hazırlandı odasından çıkmadan önce maskesini de taktı dışarıda tanınmamak için. Jin de hazırlandı Namjoon'un yanına gelince birlikte yurttan çıktılar.
.
.
.
Her zaman gittikleri restoranta gidince en arkalardaki masalardan birine oturup sipariş verdiler. Yemekler gelince Jin yamyam gibi masadaki yemekleri silip süpürdü. Namjoon onu yemek yerken izlemeyi çok seviyordu. Şimdi ise durmuş hayran hayran ona bakıyordu. Jin Namjoon'un bakışlarını görünce "ne oldu suratımda birşey mi var?" dedi. Namjoon 'hayır' anlamında başını salladı. Jin Namjoon'un ağzına yemek tıkıştırdı.
.
.
.
"Sen de ye zayıflamışsın. Bundan sonra sana ben yemek yediricem. Anlaştık mı?" Namjoon ağzındaki lokmayı çiğnerken kafasını salladı. Yemek yedikten sonra eve gitmek yerine Jin'in ısrarı üzerine alışverişe gittiler.
.
.
.
Jin ne görse alıyordu şimdide elinde tuttuğu siyah takımı denemek için kabinlerden birine girmişti. Namjoon oturduğu koltukta kahvesini içerken Jin'in giyinmesini bekliyordu. Jin üstünü giyip kabinden çıkınca Namjoon hayranlıkla ona bakıyordu.Jin eliyle saçını geriye atıp bir elini cebine koyup poz verdi "nasılım?" Namjoon oturduğu yerden kalkıp Jin'in yanına gitti. Gömleğin yakalarını düzeltiyormuş gibi yaptı ve eğilip kulağına "nefes kesicisin" diye fısıldadı. Jin utanmıştı " şöyle şeyler söyleme lütfen" diye fısıldadı ve üzerini değiştirmek için tekrar kabine girdi.
.
.
.
Alışveriş bitince yurda gittiler. Salona gittiklerinde diğerleri oturmuş film izliyordu onları takmayıp odalarına çıktılar. Yoongi sözde korku filmi diye açtıkları şeyi sırıtarak izliyordu. Jimin ise korkudan Tae'ye sarılmış yarım yamalak filme bakıyordu. Kook ise Hoseok ile patlamış mısır yeme yarışması yapıyordu.
.
.
.
Kook kasedeki patlamış mısırı bitince ellerini havaya kaldırıp " ben kazandım" dedi Hoseok'a, Hoseok'un morali bozulmuştu gör ki ödül olarak ne isteyecekti. "Ne istiyorsun?" Kook sinsice güldü "seninle odaları değiştirmek istiyorum" dedi. Nedense Hoseok hiç şaşırmamıştı
.
.
.
"Neden benim odamı bu kadar çok istiyorsun. Madem sevgilinle aynı odada kalmak istiyorsun o zaman hepiniz sevgilisiyle aynı odada kalsın." " ama hyung senin odan evdeki en büyük oda ve ayrıca balkonu var." " Eee, ne yapayım" Kook Hoseok'u ikna etmeye çalışıyordu. "hyung ~ lüt-" Kook sözünü bitiremeden Hoseok onu saran kolları itti.
.
.
.
"Yoongi şu çocuğu bir üzerimden al artık ya" Yoongi banane dercesine omuz silkti çünkü o da Hoseok'un odasını istiyordu. Namjoon ve Jin ellerindeki atıştırmalılarla içeri girdiklerinde Jin elindeki atıştırmalıkları sehpaya bırakıp Hoseok'u Kook'un elinden kurtarmak için ikisinin ortasına oturdu "hyung şu Kook'u başımdan aldığın için sağol" dedi Hoseok, Jin ise gülümseyerek ona baktı.
.
.
.
"şey aslında senin odanı ben de istiyorum" dedi. Hoseok oflayarak yerinden kalktı "avucunuzu yalarsınız. Şunlara bak ya, odamı nah alırsınız." dedi ve sehpanın üzerindeki tabaklardan birini alıp köşedeki tekli koltuğa oturdu. Kaşlarını çatıp meyveleri ağzına tıkıştırmaya başladı. Kook asla pes edecek gibi durmuyordu.
.
.
.
Oturduğum yerden kalkıp Hoseok'un üzerine atladım "Ahh!" diye bağırdı Hoseok. Tae oturduğu yerden kalkıp Kook'u Hoseok'un üzerinden aldı "dikkat etsene Kook, Hope'un kaburgaları ezik." diye azarladı. Kook gözlerini şaşkınlıkla açtı "ben...ben unuttum. Hyung özür dilerim. Hyung" kook içinden kendine küfür ediyordu.
.
.
.
Hoseok ayağa kalkıp Kook'un omzuna elini koydu " tamam sorun yok. Üzülme. " dedi.
Biraz uzansam iyi olurdu bir elim ağrıyan kaburgalarımda odama gidip yatağa uzandım. Nefes aldıkça göğüsüme birşey saplanıyor gibi hissediyordum. Gözlerimi sıkıca kapattım ve derin derin nefes aldım.
.
.
.
Odamın kapısı açılınca gözümü açıp gelen kişiye baktım. Tae Hoseok'a bakmak için odasına giderken aklına gelen şeyle ilk yardım dolabına yöneldi. Ağrı kesici kremi alıp Hoseok'un odasına girdi. Hoseok yatağına uzanmıştı "şey bu krem ağrını hafifletir" dedi. Yatakta doğrulmaya çalışınca nefesim kesildi ve geri uzandım. Tae hızla yanıma geldi "izin ver kremi süreyim" dedi.
.
.
.
Hoseok hafifçe başını salladı. Tae Hoseok'un gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Hoseok'un nefesi yine kesildi ama bu sefer acıdan değil heyecandandı. Tae gömleğin önünü açınca elindeki kremi moruğun üzerine sıktı. Hoseok soğuk jel vücuduna değince irkildi. Tae yavaşça kremi yaranın üzerine yedirdi.
.
.
.
Banyoya gidip elini yıkadı ve tekrar Hoseok'un yanına gitti. Baş ucuna oturdu " Biraz dinlen" dedi sonra ayağa kalktı. " birşey olursa beni çağır." dedi ve odadan çıktı. Hoseok ağrısının hafiflemesiyle uykuya daldı. Jin ve Namjoon akşama doğru yemek yapmak için mutfağa gittiler.
.
.
.
Yoongi ve kook ise onlara yardımcı olmak için ayak işlerini yapıyorlardı. Yemek hazır olunca Tae ve Jimin masayı hazırladılar. Tae Hoseok'un uyandırmaya gitti. Hoseok çok terlemişti, yanakları da kızarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOPE (VOPE)
FanfictionGrubun umudu meğerse en umutsuz olanıymış. Şimdi o tüm umutlarını kaybetmişti aşka dair.