~SEN NEREDEN BİLECEKSİN Kİ!~

654 48 5
                                    

Tae onun yatmasına izin vermeden tepsiye yönlendirdi. Hoseok itiraz etmeden oturup yemek yedi. Jin son kez onun ateşini kontrol edip gitti. Hoseok yemeğini bitirip tekrar yatağa uzandı. Tae odanın karşısındaki yatağa yönelince Hoseok onu tuttu "yanımda yatabilirsin. O koltuk çok rahatsız" dedi.


Odanın lambasını kapatıp yavaşça Hoseok'un yanına uzandı. Hoseok kolunu başının altına koyarken fısıldadı " teşekkür ederim ve özür dilerim" Tae bakışlarını Hoseok'a çevirdi. "Niçin özür diliyorsun?" Bu sorusuyla ona doğru döndüm.


"Sana öyle davrandığım için. Seni kırdığım için. Beni affedebilir misin?" diye sordum. Tae gülümseyip düşündü "Hmm. Düşünmem lazım. Büyük ihtimalle affederim." deyince Hoseok derin bir nefes aldı ve gülümsedi "o zaman kendimi affettirmek için ne yapabilirim." diye sordum.



Tae "Kook ile odanı değiştirebilirsin. Bu sayede kendini affettirmek için bolca vaktin olur"dedi. Hoseok şaşırmıştı "a...ama" "kendini affettirmek istiyorsan buna mecbursun. Anlaştık mı?" dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım "iyi o zaman uyuyalım" dedi ve gözlerini kapattı.





Hoseok biraz daha açık tuttu gözlerini Tae'yi izlemek için, bir süre sonra gözleri yavaş yavaş kapandı.
Tae gece birkaç kez kalkıp Hoseok'un ateşini kontrol etti. İğne işe yaramış olacak ki ateşi düşmüştü.




Alnındaki elimi yanaklarına götürdüm. Pürüzsüz tenini avuçlarımın içinde hissedince kalbim hızlanmaya başlıyordu. Yavaşça eğilip alnına dudaklarımı bastırdım. Dudaklarım tenine değince tüm vücudum karıncalanmaya başladı. Bana ne oluyor? Neden böyle hissediyordum.



Hoseok kıpırdanınca ellerimi hemen çektim ve yanına uzandım. Hoseok kafasını göğüsüme koyunca gülümsedim ve elimi sırtına koydum ve gözlerimi kapattım.



Gece bir ara dış kapı açılıp kapanır gibi olmuştu. Belki Jin hyung gelmiştir. Sabah erkenden uyanıp odama gittim ve duşa girdim. Duştan çıkınca üzerimi giyip Jimin'in yanına gittim. Hâlâ uyuyordu.

Sessizce yanına uzanıp ona sarıldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sessizce yanına uzanıp ona sarıldım. Burnunun ucuna ufak bir öpücük kondurdum. Eskiden olsa bunu yapmak bile heyecanlandırdı beni ama şimdi nedense hiçbir şey hissetmiyordum. Tam kalkıp gidecekken Jimin'in telefonuna mesaj geldi.


Merak edip mesajı açtım 'seni özledim' yazıyordu. Okuduğum şeyle kaşlarım çatıldı. Telefonu yanıma alıp banyoya yöneldim. Mesajıatan numarayı aradım. Çalıyor çalıyor ve açtı. 'Aşkım uyandın mı?' 'Bebeğim aloo' Tae telefonu hemen kapattı ve son aramayı sildikten sonra banyodan çıkıp Jimin'in yanına gitti ve telefonu aldığı yere bırakıp odadan çıktı.



Mutfağa girip kahvaltı hazırlamaya başladı. Jimin onu aldatıyordu. Tae öğrendiğini belli etmeyecekti onun anlatmasını bekleyecekti. Kahvaltıyı hızla hazırlayıp arkadaşlarını uyandırdı. Tae kahvaltı sırasında gözünü Jimin'den bir saniye bile ayırmadı. Tae'nin içi içini kemiriyordu.




HOPE (VOPE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin