"Içeri gel ve kapıyı kapat "dedi Seokjin. Kook dediğini yaptı ve yanına oturdu. "Kook o eskisi gibi değil. Gözlerindeki o ışıltıyı artık göremiyorum, gördüğüm tek şey hüzün." Kook elini Jin'in omzuna koydu ve
.
.
."farkındayım kendine bu aralar hiç bakmıyor az yiyor,az uyuyor,fazla sessiz, yüzünden silinmeyen o gülümseme artık yok. Ilk başlarda Yoongi ve benimle iyi hissediyordu ama artık bizimle bile mutlu değil. Hyung o eski Hoseok olucak değil mi? Herşey eskisi gibi olucak değil mi?"
.
.
.
Seokjin Kook'un sorduğu sorulara cevap veremedi...veremedi, Çünkü kendiside cevapları bilmiyordu. "Umarım" diyebildi sadece umarım. Kook gittiğinde Seokjin sessizce yatağına yattı ve Hoseok için dua etti. 'Tanrım o mutlu olsun' diye seslendi tanrısına ve usulca gözlerini yumdu.---------0_0---------
Hoseok sabaha kadar bir ağacın dibinde oturdu. Kendine kızdı Seokjin'e sesini yükselttiği için. Tam kalkıp gidecekken tepesinde dikilen dört-beş kişiyi fark etti."ceplerini boşalt!"diye bağırdı en öndeki iri adam. Hoseok dediğini yapmak için ayağa kalktı.
.
.
.
Adamlar büyük bir beklenti ile Hoseok'a bakıyorlardı, Hoseok ise ellerini bomboş olan ceplerine attı ve astarlarından tutup dışarı çekti." Üzgünüm. Hiçbirşeyim yok."zoraki bir gülümseme yerleştirdi yüzüne "sen bizimle alay mi ediyorsun. Sen şimdi görürsün."dedi ve yumruğunu Hoseok'un suratına savurdu.
.
.
.
Hoseok'un başı sağa savruldu, ama çabuk toparladı ve dimdik durdu adamların karşısında, ardından onları kışkırtmaya başladı "bu kadar mı?" dedi ve bir yumruk daha. Acıdan yüzünü buruşturdu. "kız gibi vuruyorsun."demesiyle adamların hepsi üzerine çullandı. Hoseok yerde acı ile kıvrılırken adamlar onu tekmeliyordu, Hoseok acıdan bilincini kaybettiği sırada adamlar korkup kaçtı.
.
.
.
Birkaç dakika yerde bilinçsiz yatan Hoseok zar zor yerden kalktı ve ağzında biriken kanı tükürürdü. Şuan bedenindeki acı ruhundaki acıyı bastırıyordu. Nefes alırken kaburgaları ağrıyordu elini bastırdı ağrıyan yere kesin kaburgaları ezilmişti. Yürürken sokaktaki insanlar dehşet içinde yüzüne bakıyordu.
.
.
.
Zor da olsa yurda varmıştı. Kapıyı çalıp bekledi, saat çok erken olduğu için herkes yatıyor olmalıydı. Kalan son gücüyle kapıyı yumrukladı, nefesi kesiliyordu. Dudağı patlamış, kaşı yarılmıştı. Yüzünden akan kan boynuna doğru süzülüyordu. Bir elini duvara dayayıp destek aldı ve yine yumrukladı kapıyı ardından içeriden bir ayak sesi duyuldu.
.
.
.
Tae uyku sersemliğiyle söylene söylene kapıyı açmaya gidiyordu. Kapıyı açtığında karşısında gördüğü şeyle ağzı açık kalmıştı, kendini toparlayıp Hoseok'a doğru uzandı tam kolundan tutacakken Hoseok yere yığıldı. Tae korkuyla Hoseok'un yanına gidip başını dizlerine koydu ve "yardım edin. Namjoon! Jin! Yoongi!!" diye bağırdı avazı çıktığı kadar.
.
.
.
Ağlıyordu Tae ya ona birşey olursa diye. Tüm üyeler Tae'nin bağırışıyla uyanmış korkuyla yerde yatan Hoseok'a bakıyorlardı. "Ambulans... ambulansı arayın" diye bağırdı Tae. Jungkook hemen ambulansı aradı."Hope...Hope uyan."diye seslendi Tae Hoseok'un yanağını okşarken.----------0_0----------
Okuduğunuz için teşekürler.💜💜💜 Elimden geldiği kadar yazmaya çalışıyorum. Hatalarım olduysa kusuruma bakmayın lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOPE (VOPE)
أدب الهواةGrubun umudu meğerse en umutsuz olanıymış. Şimdi o tüm umutlarını kaybetmişti aşka dair.