Başını dizlerine dayayıp sessizce ağlarken omzunda bir el hissetti. Başını hafifçe kaldırıp baktığında ona içtenlikle gülümseyen seokjin'i gördü. "hyung beni nasıl buldun?" "Umut ışığımızı bulmam çok da zor olmadı."dedi ve öz kardeşi gibi sevdiği Hoseok'un yanına oturdu.
.
.
.
"kendini neden bu kadar üzgün hissettiğini biliyorum" Hoseok şaşkınca yüzüne bakıyordu. Tam 'nasıl' diye soracaktı ki Seokjin "Abiler her şeyi bilir. Hoseok biliyorum yaşadığın bu şey tek kelimeyle berbat ama yapabileceğimiz bir şey yok ,unutmaktan başka.Unut tamam mı çünkü sen onları her gördüğünde mahvoluyorsun anladın mı ve biz seni öyle görmeye dayanamıyoruz. Yemek yemiyorsun ,doğru düzgün uyumuyorsun. Sağlığın bozulacak ama umursamıyorsun.
Lütfen kendinede bizede bunu yapma. Bize umudumuzu geri getir. Hadi kalk oradan hasta olacaksın "dedi ve Hoseok'un karşısına geçip elini uzattı. Hoseok ise Seokjin'in söylediklerini düşündü.
.
.
.
Kendisi için hiç umut olmasada onların umudu olmaya devam edecekti. Evet bunu yapacaktı. Uzanıp Seokjin'in elini tuttu ve birlikte yurda doğru yürüdüler. Içeri girdiklerinde herkes salonda oturmuş onları bekliyordu. Hoseok şu an pek iyi hissetmediği için sessizce odasına geçti.
.
.
.
Aynanın karşısına oturup kendisine baktı , teni solgun görünüyordu. Gözlerinin altı şişmişti. Pijamalarını giyip yatağına yöneldiği sırada kapı çaldı "gir" diye seslendi yatağa otururken. Kapı açıldığında elinde pizza kutularıyla kendine sırıtan bir adet jungkook odaya girdi, ardından elinde içecek poşetleri ile yoongi geldi.
.
.
.
"Hyung senin yüzünden sofraya geç kaldım ve seokjin hyung her şeyi silip süpürmüştü." "Kook! sus artık pizzalar soğuyor " diye söylendi yoongi.
Beraber yere oturup pizzalarımızı yemeye başladık. Onlarla kendimi bir nebze olsun mutlu hissediyordum. Pizza dilimini elimden alan jungkook'a ağzım açık baktım.
.
.
.
Neredeyse tüm bir pizza yemişti. Koca bir ısırık aldıktan sonra "ne zaten yemiyordun ziyan mı olsaydı " "yemekleriniz bittiyse gidin artık uyuyacağım. " "bitti ama gitmicez hyung. Bu gece buradayız." diyip yatağıma yattı. Yoongi de onun yanına yattı. "Eee ben nerde yatıcam? " diye sordum.
.
.
.
Gerçekten çok yorgundum ve ayakta zor duruyordum. Bu sorumla kook'un yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi."Yoongi'nin odasında kalıcaksın" unutun gitsin. Tae ile aynı odada kalmamı istiyorlardı. "Siz uyuyun ben kook'un odasında kalırım " "hiç tavsiye etmem. Jin hyung orada kalacakmış." Ahh bunlar beni deli etmeye çalışıyordu resmen. "Bu evde bana rahat yok " dedim ve salona gittim.
.
.
.
Lambaları yakmadan sessizce koltuğa uzandım. Telefonumla oynarken saatin gerçektende çok geç olduğunu fark ettim. Tam uykuya dalacakken içtiğim kolanın etkisiyle kalkıp lavaboya gittim. Işim bitince sıcaktan yanan yüzümü yıkadım.
.
.
.
lavabodan çıkıp kapıyı kapattığımda ilerideki odanın kapısı açıldı. Sessizce olduğum yerde bekledim. Odadan ilk Jimin, ardından Tae çıktı. Jimin Tae'ye yaklaşıp ellerini Tae'nin yanaklarına yerleştirdi ve yüzünü kendine yaklaştırıp dudaklarını dudaklarına bastırdı. Tae kollarını Jimin'in beline sarıp onu kendine çekti ve uzun bir öpüşmenin ardından Tae Hoseok'un kalbini parçalayan o sözleri mırıldandı "seni seviyorum chim"
.
.
.
Hoseok yavaşça gözlerini yumdu fakat gözyaşının firar etmesini engelleyemedi. Gözlerini birkaç sn kapalı tutup açtığında jimin gidiyordu Tae'de sevgilisinin ardından bakıyordu. Hoseok elinin tersiyle gözyaşlarını silip hızla salona doğru yöneldi. Tam Tae'nin önünden geçerken Tae Hoseok'un kolunu tuttu.----------0_0----------
Okuduğunuz için teşekürler.
Cümleten ⤵️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOPE (VOPE)
Fiksi PenggemarGrubun umudu meğerse en umutsuz olanıymış. Şimdi o tüm umutlarını kaybetmişti aşka dair.