Kaygan Zemin

Dün Bıraktığın Gibi

"Uras nasıl oldu?" diye soran Batu'ya "Dün bıraktığın ile aynı." dedim. Batu bizim eve gelmişti ve şuan bahçede oturuyorduk.

 Bu arada eve abimin Elvan için hazırlattığı kolye gelmişti ama abime vermemiştim. Daha kötü olmasını istemiyorum.

"O kolyeyi ne yapacaksın?" diye sordu elimdeki kolyeyi göstererek. "Bilmiyorum." dedim. "Bence Uras'a versek iyi olur." dedi Batu.

"Emin misin?" diye sordum. Batu "evet" anlamında kafasını sallayınca ayaklandım. Batu da benimle birlikte ayağa kalkınca eve girip abimin odasına çıktık.

"Ben burada bekliyorum güzelim." diyen Batu ile abimin odasını tıktıklayıp içeri girdim. Abimi yatağının üstünde öylece hüzünle oturduğunu görünce içim yandı.

"Elvan'ın kolyesi geldi de" dedim ve kolyeyi kutusuyla birlikte abime verdim. Abim kolyeyi hiçbir şey demeden alırken gözüme hiç dokunmadığı kahvaltısı takıldı.

"Abicim kahvaltını ben yedireyim mi? İster misin?" diye sordum. "Hayır." diyen abim ile üzüntüyle ona baktım. "Bari birkaç lokma al." dedim.

Abim sertçe "Yemeyeceğim dedim ya!" diye bağırınca yerimden sıçradım. O esnada Batu içeri girerken "Bugün okul partisi vardı. Gitmek ister misin? " diye sordum. Belki kafası dağılır diye düşünmüştüm. Abim gitmezse bende gitmeyecektim.

"Elvan da gelir mi?" diye sordu abim. Daha önce bu konuyu konuşmuştuk. Gelmek istiyordu. "Evet" dedim.

"O zaman olur gidelim." diyen abim ile gülümsedim. "O zaman iki saat sonra hazır ol." dedim ve odasından Batu ile çıktım.

"Partide kötü bir şey olmasın?" diye sordu Batu. Bence bu iyi olacaktı. "Sen merak etme. Hadi bizimde hazırlanmamız gerekiyor. " dedim. 

Ben daha önceden seçtiğim bordo mini elbisemi giymek için dolabımdan çıkarırken Batu getirdiği takım elbiseyi alıp banyoya gitti.