"Peşimizden gelme Toprak!"
Çağrı bir hışımla arkasını döndü, öfkeli ancak pek de gürültülü olmayacak bir şekilde Toprak'a bağırdı. Toprak'ın bizi kaçarken yakalamasının üstüne Çağrı, ondan gelen yardım teklifini kabul etmeyip beni de peşinden sürükleyerek dışarı çıkmıştı.
Toprak, her zamanki ısrarcılığıyla peşimizden gelip ardımızdan dil döküyordu. Elbette Çağrı çok gergindi bu gece. Hayatı boyunca yapmadığı çılgınlığı bu gece yapacak, hayatı boyunca almadığı riski bu gece alacaktı. Hiçbir şeyin yoluna gitmeme ihtimali yüksekti ve Toprak'ın bize ayak bağı olması bu ihtimali daha da kuvvetlendiriyordu.
Çağrı tüm gerginliğiyle gözlerini Toprak'a dikmiş, Toprak ise bir an bile geri adım atmaksızın başı dik bir şekilde karşısında bekliyordu.
"Sizinle gelmeme, size yardım etmeme izin verin." dedi ciddiyetle.
"Olmaz." dedi Çağrı. "Daha fazla oyalama bizi artık. Hadi Eftelya..." deyip bileğimi kavradı ve beni de peşinden çekmeye başladı.
Birkaç adım atmamızın ardından tekrar Toprak'ın sesini işittik.
"Eftelya?"
Çağrı'nın ısrarlı çekiştirmelerine rağmen güçlükle durup geriye baktım.
Toprak, tahminimce büyük bir hayal kırıklığıyla bana bakıyordu.
"Neden gelmemi istemiyorsun?"
"Fazla uzattın!" diye öfkelendi Çağrı.
"Bilmiyorum." dedim. "Neden geleceksin ki Toprak?"
"Ona karşı koyarken size yardım etmek istiyorum." dedi.
"Ama neden?"
"Çünkü seni önemsiyorum."
"Ben başımın çaresine bakarım Toprak."
"Söyleyeceklerim bitmedi." dedi Toprak. "Size yardım etmek istiyorum, çünkü ona en büyük zararı ben vermek istiyorum."
Bu söylediği, Çağrı'nın ilgisini çekmişe benziyordu. Bileğimi usulca bıraktı ve eliyle hafif uzamış saçlarını düzeltti. Sivri çenesini hafiften kaldırıp başını dikleştirdi ve öne doğru bir iki adım attı.
"Nedenmiş o?" diye sordu Çağrı. "Senin ne alıp veremediğin var Kamuran'la?"
"Bu benim meselem." dedi Toprak. "Bende kalsın."
"Bu da bizim meselemiz ve sen bizimle gelmiyorsun." dedi Çağrı, arkasını dönüyordu ki Toprak yine seslendi.
"Çağrı!"
Çağrı, ismini duyunca hareket etmekten vazgeçip yeniden Toprak'a baktı.
"Eğer sizinle gelirsem her şeyi anlatacağım. Biz aynı taraftayız, bundan emin olabilirsin."
Çağrı sessizliğini korkuyordu, gözleri zemini buldu. Karar vermeye çalışıyor gibiydi. Toprak, Çağrı'yı ikna etmek için konuşmaya devam ediyordu.
"Bak, bu benim için önemli. Sormam gereken bir hesap var, sizin de öyle."
Çağrı birden bakışlarını yerden kaldırıp ilgiyle Toprak'ın üzerine sabitledi.
"Bir olursak ona..."
"Tamam." diye lafını kesti Çağrı. "Biraz daha konuşursan gün doğacak. Bir an önce ayrılmamız gerekiyor, yürü hadi."
"Yürü hadi." ikazı bana değildi, Toprak'aydı. Çağrı'nın onun gelişini onaylıyor olmasına inanmak zordu, eline fırsat geçse bir kaşık suda boğabilirdi normal şartlarda. Ancak Toprak'ın da Kamuran'ın yaraladığı biri olduğunu bilmek... Bilmiyorum, belki de Çağrı'yı ona biraz daha yakın hissettirmişti. Veya sadece birlikten güç doğar düşüncesiyle onaylamıştı. Her halükarda, Toprak da bizimle geliyordu işte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Boşluğu
Teen FictionKızıl saçlı denizkızı, yeşil yosunlarla kaplı denizinden kaçtı. Her gece hüzünle seyrettiği yıldızı için, nefes alamamak pahasına uzaya kaçtı. Deniz öfkelenip taşarken denizkızı yolunu kaybetti. Göktaşları yol tarif ederken gezegenler yoldaşı oldu. ...