4. Bölüm

2K 172 167
                                    

Merhabalar! Bu bölüm biraz uzun oldu sanırım, hızımı alamadım yazarken. Bir hevesle yazdığım bu bölüme bir yorumu çok görmezsiniz değil mi? Beğendiğiniz takdirde oy vermeyi de ihmal etmeyin lütfen. Yeni bir hikaye olduğundan, oy ve yoruma epey ihtiyacı var.

Umarım hoşunuza gider, iyi okumalar!
***

Renkli ışıklarla donatılmış küçük bir sahne, kumarhanenin iki ayrı yanına konulmuş kumar masaları, alkol tüketmekten tepkilerini dahi kontrol edemeyen bir grup maymun, yanı başımda celladım gibi dikilen adam ve tam karşımda daha önce gördüğüme yemin edebileceğim bakışlar...

Jamais vu. Yaşanmış bir anı tekrar yaşadığında, sanki ilk kez gerçekleşiyormuş gibi hissedilen bir yanılsamadır.

Tıpkı bana olduğu gibi. Sanki bu insanları ilk kez görüyor, bu ortama ilk kez giriyordum. Belki de bu yüzden ürkek hissediyordum.

Salon içerisinde yürümeye başlarken yavaş yavaş kumarbaz adamların dikkatini çekmeye başlamıştım. Kafalarını masalarında kaldırma zahmetinde bulunan birkaç ayyaşın beni görür görmez ıslık çalıp alkış tutmaya başlamalarıyla, salonda farkıma varamamış diğer adamlar da gürültü sebebiyle artık orada olduğumu öğrenmişlerdi.

"Çok güzelsin Eftelya!"

Hep bir ağızdan bu ve benzeri cümleler çıkmaya başladığında yanı başımda yürüyen Kamuran Bey "Selamla," diyerek yine emri vaki yaptı.

Söylediğini ikiletmeden usulca salonun önce sağ tarafındaki adamlara gülümseyip hafifçe eğilerek selam verdim. Sevgi sözcüğü adı altında söyledikleri iğrenç cümleleri duymazdan gelip bu kez soldakilere döndüm ve aynı şekilde selamladım. Salonun sol tarafındaki masalarda, içeri ilk girdiğimde dikkatimi çeken genç çocuk da duruyordu. Alkış tutup neredeyse tezahürat yapacak kıvama gelmiş adamların içinde bir tek o soğukkanlılığını koruyordu. Üzerimden bir saniye olsun ayırmadığı bakışlarının verdiği rahatsızlığı yok saymaya çalışarak usulca sahneye doğru yürüdüm. Sahneye çıkar çıkmaz, Kamuran şoförünün peşimizden getirdiği keman kutusunu alıp dikkatlice açtı ve kemanı bana uzattı.

Kemanı yavaşça kavrayıp alt kısmı omzum ile çenem arasında kalacak şekilde yerleştirdim. Bana doğru uzatılan arşeyi de usulca elime alıp kemanın teline dayadım. Arşeyi nazikçe hareket ettirmeye başladığımda çıkan ses içimi ürpertmişti.

Küçük yaşta çaldığım zamanlar, keman sesine aşıktım. Zevkle çalıyordum. Fakat beni bu amaç uğruna keman çalmayı öğrenmeye zorladığını bilseydim, belki de öğrenmek için o kadar can atmazdım.

Küçükken kemanım kırıldığında bana attığı dayağın da temeli bu fikrine dayanıyordu. Kamuran, bu planı seneler öncesinden yapmış, beni kendi kumarhanesi için yetiştirmişti.

Çağrı da, Kamuran'ın geleceğini planladığı diğer kurbandı. Ergenliğinden itibaren sürekli spora yönlendirip ağır işler yapmaya zorladığı Çağrı'yı güçlü, atletik ve iri yarı bir genç haline getirmişti. Normal şartlarda Çağrı bu kumarhanenin güvenliğini sağlıyordu. Dışarıda bekleyen bekçi köpekleri gibi değildi Çağrı'nın görevi. Kumarhanenin içinde hem beni, hem Kamuran'ı, hem de kumarhanenin kendisini koruması gerekiyordu.

Burada sarhoş olduktan sonra kontrolünü kaybedip kavga çıkaran adamlar çok olurdu. Bazen de her şeyini kaybedip tüm öfkesini Kamuran'dan çıkarmak isteyenler... Veya bana dokunmaya kalkanlar, ki bu Kamuran'ın en katı kuralıydı. Çağrı'nın görevi, tüm bunları yapan adamları kapı dışarı etmekti. Yüzlerinde sağlam bir yer bırakmadıktan sonra elbette... Bu kısmı, Çağrı'nın zevk aldığı tek noktaydı.

Uzay BoşluğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin