( Düzenlendi ✅ )
İşte olmuştu. Tam istediğim gibi bir elbiseye dönüşmüştü. Vardığımızı anladığımda arabadan indim ve Üzerimi temizler gibi ellerimi aşağı doğru kaydırdım.
Jungkook'un da indiğini gördüğümde söylenmeye başlamıştı. "Anlamadığım şey daracık alanda ne yapıyorsun? Sen-" Bana baktığı anda sözleri yarıda kesildi ve şaşkın bir şekilde gözleriyle beni süzdü.
"Nasıl bu şekile getirebildin?" Yanına doğru yaklaşırken ellerimi bağlamaya başladım. "Bu ne ya güzel olmuş demiyor da." İşaret parmağımı elbisem üzerinde gezdirdim. "Sadece makas oynattım"
Gözlerimi ondan çevirdiğimde etrafa bakmaya başladım. Bir ormana gelmiştik. Burada Klübe gibi bir yer vardı. Oraya doğru ilerlediğimde o da arkamdan geliyordu.
"Sever misin böyle yerleri?" Sorduğum soruya cevap beklerken arkamı dönüp ona baktım. "Bilmem sever miyim acaba?" Bu nasıl bir cevap ya. İçeri girerken banada aynı soruyu yöneltmesini beklemiştim ama bunu yapmadığında kendim söylemeye karar verdim.
"Ben böyle yerleri-" Birden sözüme atladı. "Biliyorum" İçerdeki koltuğa oturmaya hazırlanırken yine ona döndüm. "Ne?" Dedim. Gülümsedi.
"Sevmiyorsun"
"Sevmiyorum"
Nasıl bilebildi ki? Daha önce söylediğimi hatırlamıyorum. Ki zaten niye söyleyim.
"Çünkü doğal yerleri böcekler, toprağın eline bulaştırdığındaki hissiyat ve bu gezi sonundaki yorgunluğu sevmiyorsun.Doğada neyle karşılaşacağını bilmediğin için"
Beni nasıl bu kadar iyi tanıyabildi.
"Ama ben seni koruyabilirim Yun-ah"
Bu sesi tekrardan duydum. Yine aklımda birden oluşan hayalden biriydi. "Aç mısın?" Ona doğru baktığımda mutfağa doğru ilerliyordu. "Değilim. Sadece yıldızları seyretmek istiyorum" Ona bakmadan kapıya doğru ilerledim. Kapıdan çıkarken mırıldandığını duydum. "Yıldızları hala bu kadar seviyor musun?"
"Bir gün yıldızları daha yakından görmeye gidicem ........-ah"
"Beni de götür"
"Tamam"
"Söz mü?"
"Söz"
...
Dışarı çıkıp bahçedeki sandalyelerin birine oturduğumda çok geçmeden Jungkookta elinde bir kase dolu patlamış mısırla yanıma geldi. "Çok saçma değil mi?" Dedim bir anda. "Ney?"
"Kendi düğününde Ankaranın bağları oynayamamak"
Koca bir kahkaha attı.Ne yani doğru değil mi? Ankaranın bağları oynamayacaksam niye evleniyim ben? Aaaah ailem yüzünden. "Bekle" Diyerek yanımdan ayrıldı ve çok geçmeden yanında bir hoparlörle geri döndü.
"Sen ciddi misin?"dedim. Gülümsedi. "Nasıl oynancağını bilmesemde öğretebilirsin diye düşünüyorum." Heyecanla yerimden zıpladım. Şarkıyı ayarladıktan sonra şarkıyı başlatmadan önce nasıl oynanması gerektiğini göstermeye başkaladım.
"Parmaklarını şıklatmayı biliyorsun değil mi? Kollarını bu şekilde aç." Yanına yaklaşarak kollarını ne uzunlukta açması gerektiğini gösterdim.
"Biraz dirseğini kırman gerek" Onun kollarına bir kez daha dokunduktan sonra göz göze geldik. 5 saniye bakıştık.Gerçekten saymış olamam. Kendimi toparlayıp öğretmeye devam ettim.
"Şimdi de ellerini şıklatmaya başlat. Ayaklarını da bu şekilde hareket ettir" Ona erkeklerin oynadığı şekilde öğrettim. Çok başarılıydı. "Sen böyle oynarken bende böyle oynayacağım" Derken kızların oynadığı şekili gösterdim.
"Neden?" Yemin ederim bilmiyorum. Hep merak etmişimdir. "Erkekler senin oynadığın gibi kızlar da benim oynadığım gibi oynuyor" Geçiştirdim işte.
Şarkıyı başlatmaya gitti. Onun karşısına geçerken kendimi müziğe kaptırmamak için çok direndim. Karşılıklı oynamaya başladığımızda gülmemi tutamıyordum. "Vay be Jeon Jungkook seni de böyle mi görecektik hahaha" Koca bir kahkaha attığımda müzik de sonlanmıştı.
İkimizde kahkahalara boğulmuştuk. "Fena oynamıyorsun ha Angaralı Jungkook" dedim.
"An- ankara mı?"
"Aaa aklıma bişey geldii"
Yanına yaklaşıp ceketini kurcalamaya başladım.Neredeydi bu? Aha buldum. Jungkook'un telefonunu bulduktan sonra aldım ve ondan biraz uzaklaştım. O ise ne yaptığımı anlamaya çalılıyordu.
"Telefonumu geri getirir misin?" Ona dil çıkardım. "Zaten açamazsın yüz tanıma kilidi var." Sen öyle san. "İzle ve gör" Kaşlarımı çatıp yanaklarımı ve burun deliklerimi şişirdim. Telefonu suratıma tuttum.
Haha Açılmıştı işte. Telefonu ona gösterip salladım.
"Yüz tanıma mıymış neymiş bana engel olamaz." Çabucak İnstagrama girdim ve oturum açtan hesabıma giriş yaptım.Telefonum yanımda değildi bu yüzden onunkini almıştım. Yanıma yaklaştığında Fake hesabımın nickname kısmını değiştiriyordum.
"Neden bu hesabı kullanıyorsun başka yok mu?"
"Gizli bir hesap ve kimseyi takip etmiyorum onlarda beni etmiyor sadece kendimle ilgili beğendiğim fotoları atıyorum ve seninle şu evlenme olayı başladığındaki medyaya çıkan fotolardan güzel olanları beğeniyorum.Sonuçta güzel kızız"
Güldüm.Dalga amaçlı söyledim aldırmayın. Yeni nickname i yazdım.
Angaralı_kookie.com
Muhteşem.
Selam gençler
Yorum atarsanız çok sevinirim. Kitabımın 1K olmasına az kaldı. Yardımlarınızı bekliyorum.Jungkookshii09 hizmetinizdedir
Dıdıdınn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRİNCESS/JK
FanfictionBu şatonun en güzel Prensesi olacağım demiştin evet ,boşversene sen benim gönlümün Prensesisin... /BİTTİ/ DÜZENLENDİ/ /02.05.2020/