22 < PHOTO DAY 4,5 > 22

428 36 11
                                    

( Düzenlendi )

Ahh~ ne bekliyorum ki zaten.

Bu aralar benim suratıma bile bakmıyor. Listeye yazmış olduğumuz 3 maddeye tamamen eksiksiz uyuyor.Karşıma çıkmıyor.Günaydın veya İyi geceler konuşmamız bile olmuyor.Çünkü o zamanlar evde olmuyor. Evden erken saatte çıkıp, eve geç saatte geliyor. Yeni babam ona şirketi devretmiş. Yani onalarla uğraşıyor.

Birgün onun kalkma vaktinden çok erken kalkıp ona kahvaltı hazırlamıştım ama kahvaltının suratına bile bakmamış çabucak evden çıkmıştı. Aramızda nasıl bir problem var anlamıyorum. Yani ne biliyim arkadaş da olamaz mıydık? Her gün birbirimizi görmek zorunda kalacağımızı zannederken cidden gözüme gözükmüyordu.

Hızlıca bende kameramana yaklaştım ve iki fotoğraf seçip gönderdik.

| Photo Day 4 |

"Bugün evde çekinelim çok fazla işim var bu saçma şeye zaman harcayamam" Derin bir nefes verdim. Saçma şey...Evet.

"Tamam ama kıyafetler" Televizyonun yanına gitti ve orada daha önce görmemiş olduğum bir kutuyu aldı.Sonra kutuyu üzerime doğru itti ve benim istemsizce tutmamı sağladı.

"Buradalar seninkiler üstünü değiştirip gel" Hızla üst kata çıktım ve üzerimi değiştirip geri indim.Bu sefer önceki günlerin aksine pantolon giymiştik.Aşağı indiğimde Jungkook'un da üzerinin değiştiğini gördüm. Hoş kıyafetlerdi.

"Nasıl çekinicez?" Sorduğum soruya umursamaz bir tavırla cevap verdi. "Odamdaki büyük aynanın karşısında çekebilirsin" Telefonumu koktuğun üzerinden kapıp Jungkook'u takip ettim. Odasına ilk defa giriyorum diyebilirim.Cidden onca gün boyunca hiç mi hiç girmemiştim.

Odası güzel dekore edilmişti. Zevki cidden çok güzeldi.Aynanın karşısına geçmeden önce üzerimdeki gömleğin yakasını biraz açtım çünkü içerisi gerçekten çok sıcaktı. Kalorifer parasını da düşünmüyorlar tabi onca paraları var adamın.

Aynanın karşısına geçtik ve kamerayı açtım.

Aynanın karşısına geçtik ve kamerayı açtım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok sade ve şık bir poz vermiştik."Tamamdır.Çok güzel oldu" Diyerek ona gülümsemeye kalktığımda o umursamaz bir tavırla odadan çıktı.Bende onun peşinden çıktım.

Aşağı kata indi.Tam evden çıkmaya yelteniyordu ki arkasından bağırdım."Yah! Sana ne oluyor böy-!!!"

Koca bir kapı kapama sesi!

| Photo Day 5 |

Bugün de kafe gibi bir yere gelmiştik.Ve bu seferki kombine gerçekten bayıldım.Tek kötü tarafı vardı o da giydiğim ayakkabılar aşırı topuklu. Yürüyemiyorum. Adımlarımı yavaş yavaş atmam gerekiyor.

"Jungkook Bey lütfen şuraya oturun.Şu pozisyonu vermenizi istiyorum." Diyen kameraman ona ne yapması gerektiğini gösterdi. Jungkook da onun aynısını yaptı. Kamerasına ayarlama yapmaya başlayan kameraman bir yandan da bana ne yapmam gerektiğini söyledi.

"Lütfen Jungkook Bey'in yanına gidip ellerinizi onun omzuna koyun Song Yun Hanım"

"Lütfen Jungkook Bey'in yanına gidip ellerinizi onun omzuna koyun Song Yun Hanım"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dediğini yapmaya giderken yavaş yavaş yürüyordum ve ayağım takıldı.Düşer gibi olurken Jungkook'a yanlışlıkla tutundum. Ve şansa bak ki tam kameramanın istediği pozisyon. Gözlerimizde birbirini bulurken. Kalbimin atışını umarım bir ben duyuyorumdur.

Birbirimize o kadar uzun baktık ki anlatamam. Sıkıntı sadece bu da değil Jungkook birden bana gülümsemeye başladı. Onca günden sonra yüzüme gülüyordu. Bende kendimi tutamadım ve ona bir gülümseme sundum.

"İşte aradığım tutku! İşte aradığım aşk! Whuhoow!" Kameramanın birden bağırmasıyla Jungkook yanlış birşey yapmış gibi, kendini silker gibi tuhaf bir harekette bulundu ve hızlıca sandalyeden kalktı.

Kameramanın yanına giderken bende peşinden gittim.Elini kameramanın omzuna koydu ve kulağına yaklaşıp

"Bize atarsın" Diyerek oradan hızlı bir şekilde uzaklaştı.Bende her zamanki gibi peşinden koşturuyordum. arabaya bindiğini gördüğümde hemen yan koltuğunu kaptım.

Arabayı çalıştırmaya hazırlanırken beni görünce suratı daha çok asıldı. "İn arabadan" Emir mi verdi o

"Hayır" Diyerek net bir şekilde cevap verdiğimde sinirle kolundaki saati çıkarmaya başladı. Hayır anlamıyorum bu ne hal böyle.

"Saatini çıkarmak bişey değiştiriyorsa al bende çıkarıyorum" Diyerek kolumdaki saati çıkarmaya başladım.Jungkooksa sadece hareketlerime bakıyordu. Çıkardığım saati onun koyduğu gibi arabanın bir kenarına koydum.

"O çocuk saatini cidden hala takıyor musun?"

"Evet takıyorum." Diyerek bileğimi ovuşturmaya başladığımda bir şeyi yeni fark etmiştim. "Sen bunu taktığımı nereden biliyorsun?" Gözlerini aşağı doğru çevirdi ve sonra tekrar bana baktı.

"Gerçekten beni hatırlamıyor musun?" Saçma bir gülüş attım ortaya. "Ne? Hatırlamam mı gerekiyor? Daha önce nerede karşılaşmış olabiliriz?" O ise bana hala ciddi bir şekilde bakıyordu. Hızlıca önüne geri döndü ve arabayı çalıştırdı.

"Kemerini tak. Son bir kez daha beni hatırlamanı sağlamaya çalışacağım."

Bu bölümü önceki bölümle aynı gün atmamak için kendimi zor tuttum.Çünkü iki bölümü de aynı gün yazdım.

Sonuna her şeyin açıklanacağı ve her şeyin bütün bilmecelerin son bulacağı bir bölüm olacak bundan sonraki bölüm.

Hazır mıyız??

Jungkookshii09 hizmetinizdedir

Dı dı dı dınn

PRİNCESS/JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin