23 < BEN SANIRIM... > 23

450 38 20
                                    

( Düzenlendi )

Yolculuk biraz uzun sürdü. Düzgün bir yere gelmeyi beklerken geldiğimiz yer sadece bir oyun parkıydı. Cidden ama yani çok tuhaf.Nasıl açıklama yapacağımı bilmiyorum. Onu hatırlamam mı gerekiyor? Belki bu hastanede yaşadığım hafıza kaybımın hatırlamadığım bölümüydü ama hiç sanmıyorum. Annem bana daha önce neler yaşadığımı anlatmıştı ve onların arasında Jungkook bulunmuyordu.

Arabadan indiğinde bende peşinden indim. Etraf nasıl diyim...ıssız bir yer gibi de değil kalabalık yer gibi de değil.Parkta çocuklar yok ama parkın biraz uzağında insanların oturduğu evler var.

Parktaki salıncağa doğru ilerlerken ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Salıncağın birine oturdu bende yanındaki salıncağa oturdum.

"Bana ne göstericeksin?" İlk önce derin bir nefes aldı. "Bana şaka yapmıyorsun değil mi?" Dedi. "Ne şakasından bahsetiyorsun?" Şaka yapsam bile yani şu anda sırası değildi.Çok garip konuşuyordu.

"Bana şu an ne olduğunu anlatabilir misin? Artık bir şeyler duymak istiyorum." Dedim artık ağzından bir şeylerin dökülmesini beklerken.

"B-be-ben.."

"Sen evet?"

"Ben senin hafızanı kaybetmene neden olan kişiyim." Tamam tamam çok güzel.Kamera nerede hadi söyleyin.Bu çocuk ne saçmalıyor böyle.

"Saçma sapan konuşma lütfen.Ben merdivenlerden düştüm.O anı hatırlıyorum.Bu ben daha ilkokulu bitirmeden yaşandı.Hatırlıyorum"

Gözlerini benden çekti.Sonra gözlerini yere indirdi ve salıncakta hafif hafif sallanmaya başladı. "Beni iyi dinle.Sana bunu son kez anlatıcam." Ne söyleyeceğini duymak için can kulağıyla dinlemeye hazırlandım.

"Biz çoook küçüklükten beri beraberdik. Aynı beşikte yatmıştık. Aynı oyuncaklarla oynamıştık. Aynı kıyafetleri giymiştik. Kısacası her şeyimizi, gerçekten her şeyimizi birlikte geçirdik."

Kafasını gökyüzüne doğru kaldırıp bulutları incelemeye başladı.Bir yandan da anlatmaya devam ediyordu.

"O zamanlar evlerimiz yan yanaydı.Her gün anne ve babalarımız birbirlerine gider vakit geçirirlerdi. Bizde böylece görüşüyorduk. İlerki zamanlarda yani anaokulu zamanlarımızda birbirimizi hep kötü çocuklardan koruduk. Beraber çok güzel vakit geçirdik. Hatta hani şu bizim evdeki resim odası var ya oradaki sandıkların içinde bulunan bütün resimleri beraber çizdik. Evet çocuk resimleri. Bir tanesini bile atmadım. Onca yıldır onca zamandır beni hatırlamanı bekleyip o resimlere baktım. Resim çizmeyi sen sevdirdin bana."

Hayır.Hayır.HAYIR. Annem bana hastaneden çıktığımızda böyle anlatmadı. "Sonra birbirimize aşık olduk. Şu babamın bahsettiği evlenme sözü de-" Güldü ve bana dönüp gözlerimin içine baktı.

"-beraber evcilik oynarken evleniyorduk.Evlilik yüzüğümüzde sana vermiş olduğum o kolundan çıkardığın çocuk saati.O zamanda nikah şahitlerimiz babalarımızdı ve evlenme sözü böyle verildi."

Gülerek önüne geri döndü.Yüzündeki tebessüm yavaş yavaş silinirken sesi kalınlaştı.

"Sonrahh~ Bir gün beraber bu parkta oyun oynuyorduk.Bu parka sık sık gelirdik.Beraber vakit geçirmeyi sevdiğimiz yerlerden biriydi. İki çocuk salıncakta sallanıyordu.Gördüğün gibi parkta sadece iki tane salıncak var." Diyerek elini oynattı.Bense onu dikkatlice izliyor ve dinliyordum.Anlattıkları bazen gözümde canlanır gibi oluyordu.

"O an bende salıncaklara binmek istedim. Çocuklardan biri salıncaktan indiğinde koşarak salıncağa ilerledim. Sende benim peşimden geliyor nereye gittiğime bakıyordun. Sallanan bir çocuğun önünden geçmeye çalışmıştım.Sallanan çocuk hızlıca bana doğru yaklaşıyordu.Bunu fark edip kafamı siper aldığımda birden sen önüme atladın."

Derin bir nefes verdi.Ağladığını bana döndüğünde fark etmiştim.Bu olay gerçek olabilir mi? "Salıncak öyle bir hızla çarpmıştı ki sana.O an senin yerinde ben olmayı o kadar çok istedim ki anlatamam. Bütün canını benim için tehlikeye atmıştın."

Göz yaşları yere damlarken bir kez daha önüne döndü ve gözlerini silmeye başladı.Burnunu çektikten sonra tekrar anlatmaya başladı.

"Acilen hastaneye kaldırıldın.Tam olarak 1 hafta hastanede yattın.O salıncak sana nasıl çarptıysa ölme riskin bile vardı.Her şey benim yüzümden olmuştu.Doktorlar ameliyatını tamamladıktan sonra bize bir uyarıda bulundular.Hafıza kaybı yaşamış olabilir! Bilinci şu an yerinde değil"

Gözümde gerçekten bir şeyler canlanmaya başlamıştı.Hayal mi yoksa gerçek mi ayırt etmekte güçlük çekiyorum ama neden bilmiyorum şu an Jungkook'un anlattıklarının gerçek olmasını umuyorum.Gerçekten onun için canımı tehlikeye attığımı...

"Uyandığında gerçekten sadece Sadece Ama Sadece beni hatırlamıyordun. Yaşadığımız o unutulmaz şeylerde böylece yok olmuştu hafızanda. Bunu ailen fark ettiği gibi olabildiğince beni senden uzak tutmaya çalıştılar.Hastane odasına girebilmek senle konuşabilmek için neler yaptım inanamazsın. Her girdiğimde ise sana kendimi hatırlatmak için elimden geleni yaptım ama olmadı beni hatırlamadın.Daha sonra da babam bana ilk defa bu kadar bağırdı bir daha senin yanına yaklaşmamam için.Hastaneden ayrıldıktan sonra seni hiç göremedim.Çünkü taşındınız."

Bir hıçkırık firar etti ağzından "Seni bir kere gördüm.Ortaokula giderken bir düğünde.O gün sana kendimi hatırlatmak için bir fırsatım daha olduğunu düşünmüştüm ama o gün...-"

Sözüne ben devam ettim. "-Seninle hayatında hiç unutamayacağın kadar dalga geçtim. "Çirkinsin!" Dedim Değil mi?" Kafasıyla onayladı.

"O gün kendime bir söz verdim.Sana kendimi hatırlatmaya çalışmayacağım." Derin bir nefes alıp verdikten sonra bana geri döndü.Gözlerime baktı ve benim konuşmamı bekledi.

"B-ben ne diyeceğimi bilmiyorum.İnanmayacaksın belki bana ama hastanede olduğum gün anneme ne olduğunu sorduğumda bana merdivenlerden düştüğümü ve bazı konularda hafıza kaybımın olabileceğini söyledi. Senin yüzünü hayal mayal hatırlıyorum ama beni ne kadar çok ikna etmeye çalıştığını iyi hatırlıyorum. O zaman sana neden inanmadım bilmiyorum.Küçüklük bişeyi sanırım. Nasıl bir bahane bulabilirim bilmiyorum. Kolumda hastane odasında sadece saatim vardı. Nereden veya kimden geldiği hakkında hiçbir fikrim yoktu ama yinede onda bende gizli kalan bir şeyler olduğunu hissetmiştim ve onu hiç çıkarmadım.Meğersem seninle evliliğimizin yüzüğüymüş."

Salıncaktan kalktı ve bana doğru yaklaşıp oturduğum salıncağın zincirlerini tuttu. "Özür dilerim Song Yun.Canını tehlikeye attığım için" Kafamı kaldırıp ona baktım. "Ben özür dilerim seni hatırlayamadığım için ama biliyor musun? Seni şimdi hatırlamaya başladım."

Yüzünde öyle bir gülümseme oldu ki bunu şatoya girip onu gördüğüm günden beri hiç böyle görmemiştim. Özlediği birine bakar gibi...sevdiği birine bakar gibi...

"Beni hatırlıyor musun?" Dedi gözündeki o muhteşem parıltıyla. Gülümsedim. "Bundan sonra asla unutmayacağım" Diyerek giydiği kıyafetin yakalarını tutup kendime çektim ve onu öpmeye başladım.

Ben sanırım gerçekten

İLK AŞKIMA YENİDEN AŞIK OLMUŞTUM.



Hehehehehehehheheh

HahahahahhahahHhh

Hihihihiihhiihihihihih

Rahatladınız mı gençler heheheh

Ohhhhh diyip rahatlayanlar buradaysa lütfen yorum atsın ljclsjcksljcşskf

Kitabın bitmesine çoooook az kaldıııı.

♪───O(≧≦)O────♪

Jungkookshii09 hizmetinizdedir

Dı dı dınn

PRİNCESS/JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin