9

126 11 3
                                    


Gece bedenine sarılan kollarla gözlerini araladı Bin. Arkasından sarılan kişiye döndüğün de ona kızarmış gözlerle bakan Minhyuk ile endişe içine oturmuştu.

“Min? Ağladın mı?”

“Hyung… Kötü bir rüya gördüm”

Minhyuk’un daha dolan gözleri ve titreyen sesi canını yakarken Onu kendine çekip başını göğsüne yatırdı. Ellerini saçlarına götürüp okşamaya başladığın da ilk tanıştıkları günkü gibiydi her şey.

“Anlat bakalım ne gördün?”

Minhyuk yüzünü Bin’in göğsüne daha da gömerken duyduğu kalp atış sesleri gözlerini kapatmasına sebep oldu.

“Beni bırakıyordun Hyung. Aramız açılıyordu, benden bir sürü şey saklıyordun ve beni bırakıp, çok uzaklara gidiyordun”

Bin duydukları ile kalbi sıkışırken titrek bir nefes aldı. Ondan sakladığı sırrın ağırlığı üzerine çökerken gözleri doldu. Ondan bir şey saklıyordu ama onu bırakmak mı? Onu nasıl bırakabilirdi? Bir insan ailesini nasıl bırakabilirdi?

“Seni asla bırakmayacağım Min. Ne olursa olsun…”

Minhyuk buna inanmak istedi. Gördüğü rüya o kadar gerçekçiydi ki sanki bir süreliğine geleceğe gitmiş ve olacakları yaşamıştı. Ama Bin bırakmayacağını söylüyordu. Nasıl inanmasın? Tüm kalbi ile inandı ona kollarını sıkılaştırdı.

“Söz mü hyung?”

“Söz Min” Ve çok sürmeden Küçüğün nefes alışları düzenli bir hal aldı. Bin tuttuğu yaşlarını serbest bırakırken kollarının arasında bedeni daha da sardı. Ondan bir şey saklamak asla istemiyordu. Ona yarın her şeyi anlatacaktı. İlk Eunwoo ile konuşacak sonra ona söyleyecekti. Min’e bir söz vermişti. O gün, “Seni kötü rüyalardan koruyacağım” demişti. O kötü rüyasının gerçekleşmesine izin vermeyecekti.

“Seni kötü rüyalardan koruyacağım Min”

Diye fısıldadı küçüğünün kulağına ve ışığı yüzüne vuran ayı izlemeye başladı.

Güneş doğduğun da ona sarılarak uyuyan Minhyuk’u uyandırmamaya dikkat ederek saate baktı. Uyanmalarına birkaç dakika vardı. Şimdi uyandırmaktan zarar gelmez diye düşünerek Min’i yavaşça sarstı.

“Min? Uyan hadi. Okula gidilecek”

Gözlerini açtığını gördüğün de gülümsedi ve dağınık olan saçlarını karıştırdı küçüğünün.

“Ben Sanha'yı uyandıracağım, sen de kalk ve yüzünü yıka”

Min başını sallayıp yataktan kalktığın da Bin’de yataktan kalkıp yorganına sarılmış şekilde uyuyan Sanha’nın yanına gitti.

“Hadi kalk küçük sıçan! Okul vakti”

“Okulu bu saate koyan kişiyi de erken saati Keşfeden kişiyi de s-“

“Ya yaya! Sabah sabah ne bu agresiflik?”

Gülerek gözlerini açmaya çalışan Sanha’yı izlerken saçını karıştırdı onunda.

“Hadi bak biraz zorlarsan açacaksın gözlerini”

“Hyung! Dalga geçme! mal gibiyim şuan”

ağlamaklı bir şekilde yarı kapalı gözlerle yataktan kalkan Sanha’ya güldü ve ortak dolaba ilerleyip okul kıyafetlerini aldı. Odada kimsenin olmamasından yararlanıp üzerini giydi ve dağınık saçlarını düzeltip yüzünü yıkamak için odadan çıktı. Diğer ikilinin odaya girdiğini gördüğün de lavaboya geçip yüzünü yıkadı ve kuruladıktan sonra odaya geri döndü.

NEFES//BİNWOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin