11

113 11 20
                                    


“Min!”

Duyduğu Jinwoo’nun sesiyle gözlerini açarken Onu öpen Eunwoo’yu şaşkınlıkla itti ve bakışlarını ona çevirdi. Minhyuk’un koşarak okuldan çıktığını gördüğün de peşinden koşacaktı ki Eunwoo kolunu tuttu.

“Bin, yalnız ka-“

“Beni neden birden öptün bilmiyorum Hyung ama Onun bana ihtiyacı var.Üzgünüm”

Eunwoo’nun bir şey demesine izin vermedi ve kolunu ondan çekip Minhyuk’un peşinden koştu.

Pencereden onu görünce sinirine ve öfkesine hakim olamamıştı ve koşarak bahçeye inmişti. Sinirden düşünemiyordu bile tek yapmak istediği kardeşini o hale getirenleri öldüresiye dövmekti. Ama Birden Eunwoo kolunu tutup onu durdurmaya çalışınca kolunu öfkeyle çekmişti. Eunwoo ise onu sakinleştirmek için öpmek zorunda kalmıştı.

Bin’in arkasından bakakalan Eunwoo bakışlarını öfkeyle ona gelen Jinwoo’ya çevirdi. Jinwoo yanına gelince Eunwoo’nun kolunu tuttu Öfkeyle tısladı.

“Ne yapıyorsun Eunwoo?”

“Ne yapıyor muşum hyung?”

Jinwoo sinirle elini saçlarından geçirirken dudaklarını yaladı ve Derin bir nefes alıp Eunwoo’ya döndü.

“Eve gidince seninle hesaplaşacağız”

“Hyung ne diyor-“

“Eunwoo!”

“Tamam konuşuruz”

Jinwoo okula ilerleyip amcası olan müdürün yanına gittiğin de Eunwoo yorgunlukla kenarda ki banka oturdu. Jinwoo ilk defa ona bağırmıştı oysaki yanlış bir şey yapmamıştı bile.

Jinwoo Müdürün yanına gitmiş ve Minhyuk’u yarın getireceğini açıklamıştı. Ardından derslerine girmişti. Yanında sessizce oturan Eunwoo’ya sinirle bakarken ikisi de kalan derslerde hiç konuşmamıştı. Çıkış zili çaldığın da İkisi de ayaklanıp sınıftan çıktılar ve eve ilerlemeye başladılar.

Jinwoo kendine sakin olmasını defalarca söylerken Eunwoo hakkında yanıldığını ve yanlış düşünmüş olmayı umdu. Eunwoo’yu kardeşi gibi görüyordu ve onun böyle bir şey yapmayacağına inanmak istiyordu ama onu tanıyordu da. Eunwoo… Tam da böyle bir şey yapabilecek birisiydi.

Eve geldiklerin de annesi gülümseyerek ikisine de sarılmış ve çok geçmeden yemeğe gelmelerini söylemişti. Jinwoo ise biraz gecikeceklerini söyleyip Eunwoo’yu kolundan tuttuğu gibi odasına çıkarmıştı. Eunwoo gözlerini devirerek onu sürüklemesine izin verirken odasına girdiler ve Jinwoo sertçe kapıyı kapatıp Eunwoo’ya döndü.

“Son ver şuna artık!”

“Neyden bahsediyorsun hyung?” 

Eunwoo’nun sakin tavırları ve hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranması sinirlerini daha da bozarken elini sinirle saçlarından geçirdi ve Eunwoo’nun üzerine yürüdü

“Ne yapmaya çalıştığını anlamadığımı mı sanıyorsun?! Bin’i neden öptün? Yoksa onunla sevgili misin?”

Eunwoo gözlerini kaçırıp birkaç adım geriledi ve üzerinde ki okul ceketini çıkarıp gömlekle kaldı.

“Hyung, neden böyle davranıyorsun anlamıyorum.”

Jinwoo gülmeye başladı küfrederek üzerinde ki ceketi fırlatırcasına çıkardı 

“Eunwoo bak, Seni anlıyorum ama Yaptığın yanlış. Bin’e bunu yapamazsın! O benim kardeşim Eunwoo!”

“Ben değil miyim hyung?”

Jinwoo inanamıyormuş gibi Eunwoo’ya baktı. Sorun bu muydu cidden? 

“Eunwoo! Bin’i neden öptün?!”

“Çünkü sevgilim!”

Jinwoo yanılmadığını anladığın da dizleri titredi. Lanet etti… Eunwoo tahmin ettiğini yapmıştı. Canının hiç bu kadar yandığını hissetmemişti.

“Eunwoo… Bin Homofobik olduğunu bilmiyor değil mi?”

Eunwoo alayla güldü.

“Bilmiyorsa ne olmuş hyung?”

“Lanet olsun! Onu kullanıyorsun! Bunu yapma!”

Eunwoo oyununun çözülmüş olmasının rahatlığı ile derin bir nefes bıraktı ve Jinwoo’ya baktı.

“Bu seni ilgilendirmiyor hyung, Merak etme çok üzmem onu”

“Eunwoo! Başka birisini kullan, altına yatmak için kıvranan o kadar kişi varken neden o?!”

Eunwoo rahat bir şekilde omuz silkti ve ellerini cebine soktu.

“Çünkü beni seviyor, onu kandırmak daha kolay oluyor”

“Eunwoo… Lütfen, Bin çok acı çekti zaten. Ona bunu yapma. Bak birlikte bir çaresini buluruz tamam mı?”

“Neyin çaresi hyung?! Artık aileme katlanamıyorum! Onların beni evlatlıktan reddetmeleri için neler yaptığımı sen biliyorsun! Homofobik bir ailenin reddedeceği tek şey eşcinsel bir çocuktur Hyung. Evet, Bin’i hiç sevmiyorum hatta onu öperken iğreniyor, ona dokundukça kendimden iğreniyorum ama sonunda özgür olacağım!”

Yüzüne yediği yumrukla yere düşerken Jinwoo dolan gözleriyle ona baktı. Kardeşiyle kavga etmek istemiyordu ama onun bu kadar kötü olmasına izin veremezdi. Onun bu kadar iğrenç bir insan olduğunu kabul etmek istemiyordu.

“Hemen planına bir son ver, yoksa gider ben son veririm Cha eunwoo! Kendi özgürlüğün için Bin’in duygularıyla oynamana izin veremem”

“Ciddi misin hyung? Onları bana tercih mi ediyorsun? “

“Kardeşim olduğun için utanıyorum Eunwoo!”

“Pekala, Son veriyorum her şeyle beraber. Myungjun hyunga veda etmen gerekmiyor mu?”

Jinwoo gözlerini büyüterek dona kaldı. Şaşkınlıkla Eunwoo’ya bakarken Eunwoo kanayan dudağını silip gülümsedi.

“beni tehdit ediyorsun…”

“Bunu sen istedin hyung. Myungjun hyungu korumak istiyorsan susacaksın”

“Eunwoo!”

“Şimdi yanına gitmem gereken bir sevgilim var hyung. Görüşürüz”

Eunwoo keyifle üzerini düzeltti ve odadan çıktı. Oda da tek başına kalan jinwoo gözyaşlarına boğulurken Defalarca kez özür diledi Bin’den. Onu göz göre göre kandırılmasına izin vereceği için özür diledi o duymasa da. Fakat ne olursa olsun, Myungjun hyungunu asla tehlikeye atamazdı…    

Hehehe küfredeceğinizi söylemiştim

NEFES//BİNWOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin