Müdürün odasına geldiğimizde kapıyı çaldık. Gir komutu gelince içeri girdik. '' Hoş geldiniz. Geçin oturun.'' dedi. Oturduğumuzda hemen söze girdi '' Bade Hakkari'de askeri yardım için teşekkür etti albay. Ve köy okulu baskını aslında önceden planlanmış. Amaçları siz oradayken onlar üsse baskın yapacaktı.'' , '' Fark ettik müdürüm. Orada olan yüzbaşı benim en yakın arkadaşım Savaş KARACA idi. Gerekli desteği sağladık.'', '' Tamam kızım, başka birşey yoksa çıkabilirsiniz.'' dedi ve tekrar seslendi. ''Birde, kızım yaralanmışsın.'' dedi Ateş hemen bana döndü. '' Evet müdürüm ama önemli bir şey yok sıyırdı.'' kafasını salladı. Dışarı çıktık. Timin yanına giderken Ateş yaralı olan kolumu tuttu kendine çevirdi. ''Yaralandığını neden söylemiyorsun?'' , '' Söylemek zorunda olduğumu sanmıyorum komiserim.'' kolumu çektim ve önden yürümeye başladım, o da takip etti. kolumdan bir şey akmaya başladı. Kanatmıştı tabi öküz. Adımlarımı revire yönlendirdim. Hala takip ediyordu. '' Ahmet abi şu koluma pansuman yapabilir misin?'' dedim sedyeye oturarak. Ceketimi çıkardım. '' Naptın böyle kız?'' , '' Dağda çakal avlarken oldu abi.'' dedim gülerek.
Ateş' den...
Bade pansuman yaptırıyordu. Ahmet abiyle konuşurken gülmüştü. Ne güzel gülüyorsun sen ya. Gamzelerini görseniz hatta . Ceketini giyip bana doğru yaklaştı. Gözleri kısarak bana baktı. Ve çıktı. Peşinden koştum ''Özür dilerim ben o kolun olduğunu bilmiyordum.'' dedim. '' Tamam sıkıntı yok. Timin yanına gidiyorum.'' dedi. Kafamı salladım. Müdürün odasına girdim. '' Müdürüm Börü kaç gündür izinsiz çalışıyor. Acaba bu akşam izin verseniz olur mu?'' dedim. '' Bende onu söylemek için seni çağıracaktım. Tamam gidebilirsiniz. Ama telefonlar açık.'' dedi. Kafamı salladım. Börü'nün yanına gittim.
Bade'den...
Oturmuş çay içiyorduk. Bende bir yandan silahımı temizliyordum. Ateş geldi. '' Bugün izinliyiz. Akşama bir şeyler yapalım mı? Birbirimizi tanımak adına.'' dedi. ''Bade abla gelirse neden olmasın.'' dedi Baran. ''Oğlum göbeğimiz bir mi bizim?'' dedim. '' Tabiki de geleceğim. Gitarını getir. İçecekleri biz Melek ile hallederiz. Seğmen'e gidelim.'' dedim. Ateş şaşırmış bakıyordu. Bizimkiler biliyor tabi beni. Alışıklar. Anlaşıp eve dağıldık. Üstüme siyah tayt bol sweat giyidim. Silahı da olabildiğince belime sıkıştırdım. Telefonumu cüzdanımı alıp her zamanki gibi Melek'i bekledim. O da hazır olunca aşağı inip tekele girdik. İçeceklerimizi alıp parka ilerlemeye başladık. Yaklaşık 10 dakika sonra parka varmıştık. Herkes toplamıştı. '' Selamın aleyküm beyler.'' diyerek giriş yaptım. Herkes gülmeye başladı. Oturduk herkes içeceğini aldı. Baran da gitarı çıkardı. '' Abla birlikte söyleyelim mi?'' dedi. ''Tamam sen başla ben girerim arada .'' dedim içeceğimi yudumlarken . Baran şarkıya başladı.(Medyadaki şarkı)
Belki durup dururken,Yanına gelince,
Söylediklerimi anlamsız buldun,
Oysa vakit yoktu,
Ama sen haklıydın,
Çünkü böyle şeyler aceleye gelmezdi,
Yalandan da olsa,
Ne güzel güldün o akşam bana...
Şarkı bittikten sonra alkışlamaya başladılar. Ateş' in gözleri parlayarak bana bakıyordu. Burnumu çektim. Hangi ara ağlamıştım ki ben? İçeceğimden bir yudum daha aldım. Demir ile Melek birbirine sarılmış telefona bakıyordu. Bizimkiler ise sohbet ediyordu. O sırada Ateş yanıma geldi. Nereden bulduğunu bilemediğim örtüyü üzerimize örtüp bana sarıldı. İşin garibi onunda gözleri ıslaktı. Neden ağlamıştı ki?
Selamlar. Yeni bölümü beğenirsiniz umarım. İyi geceler...😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI|
Teen FictionBir kız düşünün. Annesinin biricik kızı, babasının prensesi... Bu kız düşmana korku, dosta güven veren isimsiz kahramanlardan. Bazı olaylar ailesiyle arasını bozuyor olsada bu genç asla pes etmedi... Daha Polis Özel Harekat'taki ilk senesiydi. Ama...