Bölüm şarkımız bu (Elfida). **** koyduğum yerdeni açabilirsiniz. İyi okumalar....
"Efendim Murat abi.", "Kızım sen neredesin?!", "Abi evdeyim nerede olacağım."," Nöbet listesine bakmadın mı sen?", "Şey, hayır.", "İdare edebildiğim kadar ettim Bade. Ama gel artık.", "Tamam abi ama haberim yoktu. Neyse geliyorum he-" suratıma kapatmıştı. " Allahım ya. Daha yeni geldik görevden. ", "Ne oldu?", "Bugün benim nöbetim varmış. Yeni listeye bakmadım ben." dedim mızmızlamarak. " Tamam ben bırakırım seni.", "Gerek yok. Arabanı bana versen yeterli olur.",
" Cevabını bildiğin şeyleri tekrarlatma." dedi ve tekrar uzandı. Bende dolabın karşısına geçip üniformamın tişörtünü giyindim. Sonra gömleğimi. Kamuflajımı çıkardım. "Bu niye bu kadar büyük?" dedim altıma bakarak. "Hahahaha benim kamuflajım o. Seninkiyle karışmış olmalı." dedi. Oflayıp onun tarafından kamuflajımı alıp giyindim. Aynanın karşısına geçip saçımı ördüm. Rimel sürüp parfüm sıktım. Silahımı alıp kılıfına koydum. Şarjörleri de yan tarafına. "Hadi." dedim ve beremi aldım, katlayıp omzuma yerleştirdim. Aşağı indik. Botlarımı giyindim ve bağcığımı da kendim bağladım:) Arabaya ilerledik.
_____________"Görüşürüz." dedim ve yanağından öptüm. Oda öptü. "Görüşürüz canım." indim. Elimi başıma koyup kısa selam verdim gülerek. Ve arkamı dönüp ilerledim. Ben içeriye girince de gitmişti. Saate baktığımda gece 2'ye geliyordu. Hemen Murat abinin yanına ilerledim. "Abi.", " Bir daha ki sefere listeye bak lütfen." kafamı sallayıp yanındaki masaya geçtim. İmzalanacak dosyalar konulmuştu. Hemde bir sürü. "Bu gece kafeterya da kim nöbetçi abi?", "Hasan." kafamı salladım. Telefondan numarayı tuşladım. "İyi geceler Hasan. Benim odama iki kahve. Orta şekerli.", "Tamam komiserim. Hemen." dedi. Kapattım. Arkama yasladım. Telefonuma bildirim geldi. Baktığımda Kazım müdürdendi. " Bugün geç geldiğin için yarın tüm gün mesai." demiş. Elimle anlıma vurdum. "Ahh. Acıdı."," Kızım manyak mısın? Ne vuruyorsun kendine.", "Abi ya. Yarın da tüm gün mesaideymişim.", "İyi oldu." dedi mırıldanarak. "Duydum!", "Banane." dedi ve omzunu silkti. Kapı tıklatıldı. "Gel.", "Buyurun amirim, Murat abi buyur." dedi kahveleri uzatarak ve selam vererek çıktı. Dosyaları açıp bakmaya başladım. İmza gerekenleri imzalayıp tarihine göre dosyaya koyuyordum. Saate baktığımda gece 04:30'du. "Abi.", "Efendim.", "Acıktım.", "Ne yemek istersin?", "Abi dürüm gömelim mi? Soğansız ama. Bir sonraki sefere soğanlı.", "Dürüm mü? Bu saatte ben dürüm yemem." suratımı astım. "Tamam abi." dedim ve odadan çıkıp kafeteryaya ilerledim. "Hasan bana bir tost yapıver.", "Neyli olsun amirim?"," Peynirli." kafasını salladı. "Odama getirirsin." dedim. Çayımı alıp odaya geri döndüm. Tekrar dosyalara döndüm. Kapı tıklatılınca gözlerimi ovalayıp " Gir." dedim. Tostum gelmişti. Tostumu alıp yemeğe başladım. Tostum bittikten sonra dosyalarla ilgilenirken tekrardan kapı açıldı. Murat abi elinde poşetle geldi. "Gönlüm el vermedi." dedi ve poşeti masama koydu. Yanıma gelip tek koluyla sarıldı. "Kıyamam abisi ben sana." dedi. "Yaa. Teşekkür ederim abii." dedim ve masanın önündeki sandalyeye oturduk. Ortadaki küçük sehpahanın üzerine çıkardık turşu, ayran falan. Yemeye başladık.
Saate baktığımda 6:30'du. "Abi bittim ben." dedim kafamı masaya yaslayarak. "Bende vallahi." dedi. Gözlerimi kapattım. Boynumdan öpülmesiyle yerimden sıçradım. "Ateş?", "Hm.", "Ödüm koptu. Saat kaç?", "8:45." kalkıp ona sarıldım. Kollarını belime dolayıp masaya oturdu. Benide kendine çekti. "Yoruldun mu?" kafamı evet anlamında salladım. "Tamam akşam gidince uyursun direk.", "Akşam eve gelemeyeceğim.", "Ne demek gelemeyeceğim?", " Müdür geç geldim diye tüm mesai daha kitledi.","Tamamda sen hamilesin. Bilmiyor mu bunu?" dedi beni kendinden ayırarak. Omuzlarımı silktim. "Ben konuşurum olmaz öyle. Ben alırım nöbetini.", "Hayır.", "Bade-", "Hayır dedim Ateş." dedim. "Bende hayır dedim Bade hanım." dedi kollarını önüne bağlayarak. Gözlerimi kıstım. " Aslında çok iyi olur ama sen olmazsan olmaz." dedim. Gülüp tekrar kendine çekti. "Konuşacağım müdürle." kafamı salladım. "Hadi bakalım timi toplayalım artık." dedi elini sırtıma koyarak. Onunla birlikte ilerledim. Bizimkiler içtima alanında bekliyordu. "Günaydın herkese.", "Günaydın amirim." dediler. Hiba Nur'un yanına geçip göz kırptım. "Günaydın arkadaşlar. Bugün atış eğitimi yapıyoruz. Poligona geçin." dedi. İlerlemeye başladık. "Nasıl ilk günün?","İyi amirim." dedi Hiba. Gülümsedim. "Artık çömez sensin.", "Evet amirim ben kurtuldum." dedi Baran yanıma gelerek. Güldüm. Elimi omzuna attım " Evet sen artık çömez değilsin. Kıdemli çömezsin." dedim göz kırparak. Herkes gülmeye başladı. Baran da omzunu silkip önden yürümeye başladı. Poligona geldiğimizde Ateş herkesi ikişer ikişer eşleştirdi. İlk önce benle Melek'tik. "Çık!" adımlayarak başladık. Çömelerek hedefe sıkmaya başladık. Herkes yaptıktan sonra silahları bıraktık. "Herkes çok iyiydi." dedi Ateş. Sonra devam etti. "Bade hariç. Sürekli dış atış yaptı." dedi. Sinirlerini bozdu yine. Beylik tabancamı aniden çıkarıp ayağının 2 adım önüne sıktım. Bir anda sıçradı. "Bir dahakine ayağını vururum. Iskalamam merak etme." dedim ve arkamı döndüm ilerlerken silahımı boşa alıp kılıfına koydum.
_________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI|
Teen FictionBir kız düşünün. Annesinin biricik kızı, babasının prensesi... Bu kız düşmana korku, dosta güven veren isimsiz kahramanlardan. Bazı olaylar ailesiyle arasını bozuyor olsada bu genç asla pes etmedi... Daha Polis Özel Harekat'taki ilk senesiydi. Ama...