Arkamı dönecekken belime bir kol dolandı. Baktığımda Ateş'di. '' Ne oldu canım hallettin mi?'' dedi. Zorla gülümsemeye çalışarak '' Evet canım ama başka oda kalmamış. Demir'ler için.'', '' Sağlık olsun canım hadi gidelim. İyi günler.'' dedi ve ilerlemeye başladık. 7. kat 1897 . odaymış. Asansöre bindiğimizde bir surat tanıdık geldi. Tabi ya bu o adamdı. Ateş'i dürttüm. Gözümle onu gösterdim. Baktı güldü. Bizimle aynı kata çıktılar. Asansörden indiğimizde onları takip ettik. Odamızı arıyormuş gibi. Oda numarası 1978 di. ''Aaa aşkım öbür taraf sanırım . Bir türlü bulamadık ya.'' dedim. Ateş' de bana dönüp '' Evet canım sanırım hadi gidelim.'' dedi. Adamları bize bakıyordu. Geri döndük odaya geldiğimizde kartla kapıyı açtım. İçeri geçtik. '' Ya şaka ama değil mi? Lütfen şaka olsun.'' dedim. Çünkü odada tek yatak vardı. '' Ne o benle yatmak istemez misin?'' dedi gülerken. '' İstemem Ateş Bey. Asla. Yerde yatarsın yada şu koltukta.'', ''Oldu canım başka var mı isteğin?'' dedi. Dudağımı büzerek ona baktım ve '' Peki.'' dedim. '' Tamam akşam bakarız. Hadi yemeğe inelim. Hemde etrafı dolaşalım.'', '' Sahile de gidelim mi?'' dedim, ''Tamam gidelim.'' dedi. '' Çık da giyineyim.'' dedim kafasını salladı telefonunu alıp çıktı. Bende hazırlanmaya başladım. Mavi üzerinde küçük çiçek deseni olan V yaka , diz üstü elbise giyindim. Altına da beyaz spor ayakkabısı. Saçımı da at kuyruğu topladım. Dudağıma da renkli parlatıcı sürdüm. Telefonumu, cüzdanımı ve oda kartımı alıp çıktım. Ateş inmişti sanırım. Asansöre doğru gittiğimde kızlarla sohbet ediyordu. O kızlar kimdi ya? Sülük gibi yapışmışlar Ateş' e. Yanına gidip elini tuttum. ''Kim bu kızlar kocacım?'' dedim. Kızlar bana kötü ve kıskanmış bir biçimde baktı. '' Tanımıyorum karıcım. Yanıma geldiler öyle de.'' dedi gülerek. '' Hadi canım başka kapıya . Bay baay.'' dedim elimi sallayarak. Asansöre bindiğimizde '' Çok güzel olmuşsun kıskanç karıcım.'' dedi. '' Ne kıskancı ya. Acıktım diye kovdum yanımızdan.'' dedim yere bakarak. Ve ekleyerek '' Sağ ol . Sende yakışıklı olmuşsun.'' dedim kafamı kaldırıp gülümseyerek. '' Ben her zaman yakışıklıyım güzelim. Hadi şu taraftan.'' dedi. Elini belime koydu ve ilerledik. Tüm kızlar bakıyordu. Haklıydı her zaman yakışıklıydı. Ben fark etmemiştim sanırım. Ben masaya oturdum o yemekleri aldı geldi yanıma. Telefonum çalıyordu. Ve Savaş' ın ki arıyordu. Onunla burada konuşamazdım. '' Şey ben bir lavaboya gitsem iyi olur. '' dedim, '' Bir şey mi oldu?'' dedi. Hayır anlamında kafamı salladım. Kalktım kapıya doğru gitmeye başladım.
Ateş'den...
Çok güzel olmuştu. Kızlardan da kıskanmıştı. Kendi kendime güldüm. Arkasından baktım. Çok güzel fiziği vardı. Şuan çok naif biri gibiydi. Ama üniformanın içinde dünyayı yok edebilecek kadar güçlü, sinirli ve bir o kadar da savaşçı duruyordu. Yaklaşık yarım saat olmuştu. Kapıdan giren Bade ve o adamı görünce istemsizce yumruklarımı sıktım.
Bade'den...
'' Efendim Melek.'' dedim oradan çıkınca. '' Bade.'' dedi hıçkırıklarının arasından. '' Ne oldu güzelim. Niye ağlıyorsun? Bir şey mi oldu Savaş'a?'' , ''Evleniyormuş o. Biliyordun değil mi? Bana hiç bir şey söylemedin ama . Neden Bade, neden beni kendine bağladı. Şimdi neden böyle yapıyor?'' dedi ağlayarak. Artık ben söyleyeceğim ama yeter. '' Savaş seni seviyor kız çocuğu.'', '' Ne?'', '' Evet doğru duydun. Seni seviyor. Ama sen Kurtuluş abi ile sevgiliymişsin. Kavga etmişsiniz bu yüzden. O da İhsan dedeye evlenmeyi kabul ediyorum demiş. Sabah kız gelmiş yanına çirkin bir şeymiş. '', '' Doğru ya kavga ettik biz. Aaaa benim bu işi bitirmem lazım. Seni seviyorum Bade'cimmm. Ankara'da görüşelim mutlaka.'', '' Ben şimdi Ateş ile özel görevdeyim. Antalya' dayım. Fazla bir şey olmadığı sürece aramayın canım. Öpüyorum.'' dedim. '' Bende canım.'' dedi kapattım telefonu. Lobiye doğru ilerledim ama yol burası değildi. Al işte yolu kaybettim. Karşıdan David denen adam geliyordu. Yanına ilerledim ve ''Şey yemekhane nerede acaba? Ben yolumu kaybettimde.'' dedim. Adam beni bir süzdü önce sonrada '' Güzel bayan yemekhane öbür tarafta. İsterseniz beraber gidelim. Bende gidiyorum.'' dedi. '' Tabi ki .'' dedim gülümseyerek. Yemekhaneye geldiğimizde belimi tutup '' Buyurun güzel bayan.'' dedi içeriyi göstererek. '' Teşekkür ettim gidecekken kolumdan tuttu. '' Bir gün sizinle bir şeyler içmek isterim güzel bayan.'' , '' Elbette.'' dedim gülümseyerek. Ateş' in yanına ilerledim. Oturduğumda ''O adamla ne işin var senin?'' dedi. Yemeğimi yemeye başladım. Hesap vermek zorunda değildim. Hala bana bakıyordu. Sinirle çatalı bıraktım ve ayağa kalktım. Dışarıya doğru ilerledim. Beni takip ediyordu. Barın orada durup '' Bir bira lütfen.'' dedim gülümseyerek. Ateş' de istedi. Ben kendiminkini alıp sahile doğru ilerledim. İskeleye giderken kolumdan tuttu. '' Tamam bak birden sinirlendim. Görevle alakalı olacağı aklıma gelmedi. Kusura bakma.'' dedi. '' Yok canım ne kusuru. Önemli değil. Öylesine gittim adamın yanına .'',
'' Ben öyle mi dedim şimdi? Ya kızım kıskanıyorum işte anlamıyor musun?'' dedi güldüm '' Dalga geçiyorum ya bir şey yok.'' dedim. Üstümü düzeltip iskeleye oturdum.O da yanıma oturdu. Ayaklarımı sarkıtıp içeceğimden yudumladım. '' Bana hayatını anlatsana Ateş.'' dedim. '' Pek anlatılacak bir şey yok aslında. Ben istek dışı olan bir çocukmuşum sanırım ki yetiştirme yurdunda büyüdüm. 4-5 sene sonra bir tane yaşlı bir amca beni almak istedi. Ve aldı. Onunla büyümeye başladım. Her zaman benimle ilgilenir öz çocuğu gibi gördü. O da emekli binbaşıymış. Tek ailem oydu. Sonra ona polis olmak istediğimi söyledim. Beni bazı konularda çok çalıştırdı. Sonra işte paem falan derken şimdi senin yanındayım.'' dedi. '' Biyolojik ailen sana ulaşmadı mı?'' dedim. Kafasını hayır anlamında salladı. '' Bade zaten ulaşsaydı ben kabul etmezdim.'', '' Peki babana noldu?'' , ''Geçen sene vefat etti.'' dedi ve gözünden yaş damladı. Kafasını kendime çekip sarıldım.'' Asıl sen çok güçlüsün komiser bey. '' dedim ortamı yumuşatmak için gülerek. '' Bade iyi ki varsın. Savaş çok şanslı biliyor musun? Senin gibi hem arkadaşı hemde kardeşi var.'' , '' Sende şanslısın.'' dedim ekleyerek '' Yanında ben varım çünkü.'' dedim gülümseyerek. O da gülümsedi. Ayrılıp içeceği kafama diktim.''Hadi kalkalım artık hava serinledi.'' dedim. İçeceğini kafasına dikti '' Hadi.'' Ayağa kalktım üstümü düzelttim, ilerlemeye başladım. Bir anda kolunu omzuma attı kendine çekti. Odaya kadar öyle gittik. '' Ee kim nerde yatacak şimdi?'' dedim. '' Koltukta yatarım ben tamam hadi sen geç yat. '' dedi. Kafamı salladım valize ilerledim. Açtım pijamamı çıkaracakken üstte bir kağıt vardı. Uzunları çıkardım şortluları koydum. İyi geceler canımcım... '' Hay ben senin Melek ya!'' dedim Ateş yanıma geldi notu alıp okudu sonrada gülmeye başladı. Omzuna vurdum '' Ne gülüyorsun ya?'' dedim. '' Giy işte ne olacak ya allah allah.'' dedi. Aldım birini banyoya geçip giyindim. Sonra Ateş gidip giyindi. Sonra gidip koltuğa yatağını serdi. '' Hemen uyuyacak mısın?'' dedi. '' Hayır telefonda takılacağım.'', ''Işığı kapatıp televizyonu açıyorum.'' kafamı salladım. Televizyonu izlemek için yanıma uzandı. Telefonda gezinirken komik bir video gördüm. Gülmeye başladım. Bir anda arkamdan belime sarıldı. Beklemediğim için irkildim. '' Neye gülüyorsun sen?'' dedi. Videoyu açıp ona da gösterdim. O da güldü. 1 saat sonra falan '' Ben yatıyorum. İyi geceler'' dedi. Televizyonu kapatıp koltuğa gitti.'' Sana da.'' dedim. Fakat ben uyuyamıyordum. Ateş uyumuştu sanırım. Kalkıp su aldım dolaptan. Balkona çıktım. Bir sigara yaktım. Acaba Ateş'i seviyor muydum? Yoksa İlhan' a haksızlık mı yapıyordum? Bunları düşünürken sigaranın sonuna geldiğimi fark ettim. Sigarayı son kez içime çektim ve söndürdüm. İçeri geçtim ama Ateş'in orda boynu tutulabileceği aklıma geldi. '' Ateş. Ateş.'', ''Hı.'' , '' Gel yanımda yat boyunun tutulacak. Hadi bende uyuyamadım zaten.'' dedim onu sarsarak. Kalktı yatağa uzandı. Bende yanına uzandım. Sonra ona döndüm kafasını kaldırıp kolumu kafasının altına uzattım. O yaptığımla şaşırsa da kollarını bana doladı. Ve sonrada uykuya dalmaya çalıştık. Sabah güneş ışıklarının suratımı yakmasıyla '' Ya Antalya' dayız yüzüm kızaracak yaa kapat şunu Ateş!'' diye söylene söylene uyandım. '' Ne güzel işte.'' dedi. Kalktım elimi yüzümü yıkadım. ''Havuza mı gireceğiz?'' , '' Adam neredeyse oraya.'' dedi kısaca. Mayomu şortumu ve bol askılı tişörtümü alıp banyoya girdim. Üstümü giyindikten sonra çıktım. Ateş girdi ve giyinip çıktı. Saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra renksiz parlatıcımı sürdüm. Güneş gözlüğümü ve telefonumu aldım. Ateş'e dönüp '' Havluları kahvaltıdan sonra alırız aşağıdan.'' dedim. '' Aynen hadi inelim.'' dedi. Asansöre bindik. Yemekhaneye girdik. Kahvaltıyı yaptıktan sonra havluları alıp havuza ilerledik. Şezlongun yanındaki masaya eşyalarımı bırakıp havlumu serdim. Şortumu ve tişörtümü çıkarıp şezlonga oturdum. Ateş' e döndüğümde bana ve etrafa sinirli sinirli bakıyordu. Haklıydı çünkü bazı erkekler bana bakıyordu. Birden kendi tişörtünü çıkarıp benim bacaklarımın üstüne attı. ''Napıyorsun Ateş?'', '' Başıma iş alıcam şimdi ya. Tüm erkekler ağzı açık sana bakıyor.'' etrafıma baktım kızlarda Ateş'in kaslarına bakıyorlardı. '' Tüm kızlarda sana aval aval bakıyor. Kalk havuza girelim. Ama ilk önce içecek bir şeyler al.'' dedim. '' Tamam.'' deyip yanağımdan öptü. Şaşkın şaşkın ona bakarken o güneş gözlüğünü takıp gitti. Bende şezlonga uzandım. Gözlüğümü takıp etrafıma bakındım. Sonra telefonumu elime alıp internette dolanmaya başladım. O anda yanıma biri oturdu.Selam herkese. Yeni bölümü umarım beğenirsiniz. Ve ayrıca 122 okunma olmuş, teşekkürler herkese....😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKBÖRÜ |TAMAMLANDI|
Ficção AdolescenteBir kız düşünün. Annesinin biricik kızı, babasının prensesi... Bu kız düşmana korku, dosta güven veren isimsiz kahramanlardan. Bazı olaylar ailesiyle arasını bozuyor olsada bu genç asla pes etmedi... Daha Polis Özel Harekat'taki ilk senesiydi. Ama...