Kina - Can We Kiss Forever?
The Weeknd - Pretty
JOY. - Same Place"İyi geceler anne," diye fısıldadı ve annesinin elmacık kemiğini öperek kollarının arasına girdi. "Uyumanı bekliyorum."
"Bu huyunu ne zaman bırakacaksın?" diye sordu kadın oğluna gülümseyerek. "Altı yaşındaki bir çocuk bu kadar az uyumamalı."
"Hiçbir zaman," dedi cam mavisi gözler kısılarak. "Ya ben uyurken biri seni benden alırsa?"
Bahsettiği biri değildi. Bahsettiği babasıydı. Aslında sorusunun altıda şu yatıyordu: Ya daha önce olduğu gibi ben uyurken sana şiddet uygularsa?
Ama bunu annesine söyleyip bundan haberi olduğunu söylemek istemiyordu. Oğlunun bunu bildiğini bilmek, onu çok üzerdi.
"Eğer bir gün bir kadına böyle davranırsan," dedi annesi gülümseyerek. "Onu sakın bırakma. Çünkü farkında olmasan da hayatın boyunca aradığın kişi de hayatını sürdüreceğin kişi de muhtemelen odur."
"Saçma," dedi çocuk suratını buruşturarak. "Ben senden başka hiçbir kadın için uykusuz kalmam." Bir kere daha suratı buruştu. "Ve sarılmam. Sahiden, kim birine sarılacak kadar ona güvenir ki?"
Zaman benim gibi donup kalmıyordu, ilerlemeye devam ediyordu. Bu her zaman böyle olmuştu. Ne zaman ne yapacağımı bilmesem, zamanın da benimle beraber donduğunu düşünürdüm ancak böyle değildi.
Dünya her zaman dönmeye devam ederdi, başınıza yıkılan sadece sizin kendi dünyanız olurdu.
Babamın ölümünden sonra yanımda en çok olan kişiye baktım. Onun yosun yeşili gözlerinden gözlerimi çekemiyordum. Önce sadece arkadaşım, sonrasında ise dünyadaki en büyük destekçim olmuştu. Ben kendime güvenmediğim gecelerde bile, açılan yaralarla kanayan sırtımı ona bastırarak ondan destek alacak kadar ona güvenirdim.
Benim için her zaman iyi bir arkadaş olacaktı, onu her zaman iyi anacaktım ancak bu kadardı.
Ona hiçbir zaman yoğun duygular beslememiştim. Hiçbir zaman onun gülüşünde kaybolacak gibi hissetmemiştim.
Ona hiçbir zaman aşık olmamıştım.
Sadece sevgi ve güven vardı. Hepsi bu kadardı. Hepsi sadece bundan ibaretti.
Sertçe yutkundum, ellerimde artan bir elin baskısını hissediyordum ancak reflekslerim kaybolmuş gibiydi. Binlerce anı, binlerce düşünce ve binlerce duygu zihnimden geçip gidiyordu. Hiçbirine tutunamıyordum, hiçbiri tutunmaya değer değildi.
Burada da, hayatımda da tutunmaya değer tek şey onun eliydi.
"Burada ne işin var?" diye sordu düz bir sesle. Şaşkınlığını benden çok daha çabuk yenmiş gibiydi. Giryan ona sert bir şekilde baktığında, ona dönüp bakmadı. Yeşil gözleri sadece yüzümde turluyordu.
"Birkaç işimiz var," dedim ne diyeceğimi bilemeyerek kısık bir sesle. "Sen İzmir'den buraya mı geldin?"
Kafasını onaylarcasına salladı. İlişkimiz bittiğinde İstanbul'dan İzmir'e taşındığını hatırlıyordum. Sonrasında hiç görüşmemiş, hiç konuşmamıştık. Ondan bir haberim bile yoktu. Bu ilk karşılaşmamızdı. Bu yüzdendi bu kadar şaşıp kalmam. Bu benim için çok beklenmedikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHVEB
Ficção Adolescente❝Benim şeytanlarım iyiliğe içiyor. Çünkü dünyam alt üst. Tanrı'yı gördün mü? Son zamanlarda aramız bozuk. Görürsen selamımı söyle ona. Bence onun da kafası karışık. Biliyorum, bir günahkarım artık. Ya da sadece aşık.❞ KARGALAR SERİSİ; AHVEB...