"..annem "..." efendim kuzum.." elindeki domates doğradığı bıçağı tezgaha bırakıp bana döndü..
" anne sen hergün yemek yapmaktan bıkmıyor musun?" Sorum üzerine hafifçe tebessüm etti. Bana yaklaşarak yüzümü avuçlarınin içine alıp alnıma uzun bir öpücük kondurdu.
" Bitanem eğer değer verdiğin insanlara yapıyorsan bıkmazsın... ha eğer zorunluluk varsa ve sen bunu istemiyerek yapıyorsan o zaman sana işkence gibi gelir ve bıkarsın..."
" Anne sen çok güzel bir insansın bizi hiç bırakma olur mu?"... Bu aralar duygusaldım nedenini ben bile bilmiyorum...
" Kızım ben sizi niye bırakayım sen kardeşin, baban benim canımsınız sizler olmazsanız yaşamanın ne anlamı kalır.".
Beni kollarının arasına alarak uzun bir süre sarıldık. Mutfak kapısından gelen seslere dönünce annem ile kocaman gülümseyip kollarımızı açıp babamla küçük kardeşime de sarıldık.. kahkaha seslerimiz evin dört bir tarafına yayılmıştı....
"Ablaa."..çok uzaktan sesler geliyor fakat ben bir türlü duymak istemiyordum...
" Abla artık uyan." Birinin beni sarsmasıyla yattığım yerden aniden kalkmam bir oldu. Ne olduğunu önce anlayamadım. Yanıma bakınca gülümseyen bir tane Yunus Efe görmemle az önce yaşadıklarımın bir rüya olduğunu anlamam uzun sürmemişti....
" Abla sen uyurken gülüyordun güzel bir rüya mı gördün ? " Yunus Efe'nin sorusu ile gözlerim yanmaya başladı...
Yaşadığımız güzel günlerden bir tanesi rüyama gelmişti ne güzel bir aile idik. Ama şuan aile olmayacak kadar azız... Annemi babamı o kadar çok özlemiştim ki anlatılmaz yaşanır denir ya işte o türden bir özlem.... kardeşimin sorusu aklıma gelince yüzüme hafif bir tebessüm kondurup...
" Evet küçüğüm güzel bir rüya gördüm sende vardın seni gıdıklıyordum".. dedikten sonra yatağa yatırıp gıdıklamaya başladım. Yunus Efe ile kahkahalarımız yükselirken odamın kapısı gürültüyle açıldı. Bunun üzerine ikimizde durduk....
Yunus Efe ile şaşkın bir şekilde kapı da elinde sopa ile duran Ezgi ve dağılmış saçlarıyla bir adet Zeynep duruyordu..
" Nerde o caniler, pis hırsızlar..." dedikten sonra etrafına avına heran saldıracak bir aslan gibi duran Ezgi Yunus Efe ile önce bakışıp sonra onlara bakarak gülmemize sebep oldu...
" kızım ne yaşıyorsun sen ya" gülmem konuşmama engel oluyordu. Kendimi zar zor durdurup konuşmaya devam ettim...
" Burda cani yada hırsız yok" hep izlediği filmler yüzündendi sürekli yaşadığımız olaylardan bir tanesi diyebilirim. Herkese çok şüpheli ve heran biri saldıracakmış da o bizi koruyacakmış gibi davranırdı...
" Ben sana o filmleri izleme diye kaç kere söyleyecem sonunda Zeynep' i de kendine benzettin .." dedim ve gülmeye devam ettim...
" Peki o sesler neydi" dedi elini beline koyarak.... kahkaham gülümsemeye dönüştüğünde zar zor konuşabildim...
" Kardeşimle şakalaşıyorduk ama biraz gürültülü oldu sanırım" üzgün bir şekilde onlara baktım.
" Allah iyiliğinizi versin bende bişey oldu sandım gülme sesi değilde boğuşma sesi gibi geldi. "... dedi Zeynep elini kalbinin üzerine koyarak. Sonra Ezgi' ye dönerek ...
" Ezgi bunlar senin izlediğin aksiyon filmlerin yuzünden bi daha sana uymayacam" diyerek derin bir nefes aldı.. Ezgi sinirli ve bir o kadar da şaşkın bir şekilde Zeynep' e döndü..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRAZDA SEN AĞLA #wattys2019
General Fiction"bir daha bu sokaktan geçmeyeceksin demedim mi lan"...... genç adam deliye dönmüştü. uyarmasına rağmen bu sokatan geçmişti. sözünü ikilettenlere sabrı yoktu.... genç kız korkudan deli gibi titriyordu nas...