Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorum 🙏💜
Bir ders....İş bakmaya başlamam için son bir ders kalmıştı. Şimdiden çok yorulacağımı hissediyordum ve kendimi salıvermiştim.
Şu an tenefüsteydik ve bahçedeki banklardan birinde dördümüz oturuyorduk.
Şaşırdınız tabi benim insanlarla artık iletişim kurmama. Ama bakıyorum da arkadaş edinmek o kadar da zor değil. Biraz cesaret ve bol gülümseme gerekiyor.
Her neyse. Bahçede ben, Taehyung, Jungkook ve Yoongi oturuyoruz. Taehyung ve Jungkook birbiriyle şakalaşırken Yoongi çatık kaşlarıyla yere bakıyordu. Benden rahatsız olduğunu düşünmüştüm aslında. Çünkü bugünden beri bu haldeydi.
"Yoongi, bir sorun mu var? Sabahtan beri bir tuhafsın." Jungkook ve Taehyung şakalaşmayı bırakmasıyla Jungkook konuşmuştu.
Yoongi derin bir nefes alıp verdi ve gözlerini Jungkook'a çevirdi.
"Geçen hafta...Kafede kavga ettiğim garson vardı ya. Heh işte ben o garsonu işten attım ve babam bu sefer aşırı kızdı. Çünkü biliyorsunuz ilk kovduğum garson değil. Neyse bu yüzden babam ceza olarak bana bir tane garson bulmam gerektiğini söyledi."
Dedikleri karşısında biraz şaşırmıştım. Yoongilerin kafeleri olduğunu bilmiyordum.
"Oğlum ben ne anlarım garson bulmaktan yaa"diyip cümlesini sitemkar bir şekilde bitirirken aklıma benim de iş aradığım geldi. Acaba teklif etsem kabul eder miyd ?
"Hadi bee. Bay Min'i kızdırabildiysen sana helal olsun Yoongi. Adam pamuk gibi ve sen onu kızdırdığını söylüyorsun." Taehyung'un şaşkın ses tonu benim gözlerimi bir anda ona çevirmeme sebep oldu.
"Siz de biliyorsunuz neden kavga ettiğimi. Sarkıntılık yapıyordu. Sarkıntılık yapmak nedir yaaa? Ben de bunu duyunca tabi bir güzel dövdüm bunu ama babam da beni haşat etti. Babama anlattım yaptıklarını bana inanmadı."
"Kafeniz nerede?" Bir anda soru sormamla hepsi bana döndü. Sanki orda olduğumu yeni fark etmişler gibi....
"Okulun aşağısındaki kırtasiye var ya onun karşı aralığında."
Bizim oradaki ve en sevdiğim olan kafe mi?
"The Min's mi?"sesim çok neşeli çıkmıştı ve bu isteyerek yaptığım bir şey değildi.
"Evet biliyor musun orayı?" Jungkook şaşkın bir şekilde sormuştu. Sanki benim bilmemi beklemiyormuş gibi.
"Tabi ki biliyorum. Bizim evin oradaki kafe. Çok severim o kafeyi. Genellikle ders çalışmaya giderdim oraya. Sakin ve hoş bir yer. Ayrıca tatlıları da harika."
Yoongi benden kafe hakkında olumlu cümleler duyunca o düz suratı biraz da olsa gülümseme eylemi sayesinde bozulmuştu.
"Garsonu ne zamana kadar bulman gerekiyor? Belki sana yardım edebiliriz."
Taehyung....iyilik meleği misin acaba ?
"Maalesef Tae. Bugün son gündü. Babam daha azarlayacak beni. Offf babamla aramın kötü olmasından nefret ediyorum." Yoongi ağlayacak gibi duruyordu. Jungkook onun yanında olduğunu belli etmek için omzuna elini koydu.
"Şey aslında bu nasıl söylenir bilmiyorum ama.."
"Nooldu Jimin?" Üçü de dikkatli bir şekilde benim ne diyeceğimi bekliyorlardı.
"Benim işe ihtiyacım vardı. Part time. Okuldan sonra ve hafta sonu için. Eğer senin için de uyg-"
"Şaka mı yapıyorsun ?!! Tabi ki."
