Vantae: Kimsin?
Cevap verdi. Evet evet hem de bana cevap verdi. Kimsesi olmayan bana. Ve şu an o kadar mutluyum ki gece yarısı olmasına rağmen çığlık atmak istiyorum. Ne yazmalıyım? Acaba nasıl konuşmaya başlamalıyım? Ne yazarsam bana tekrar cevap verir? En iyisi akışına bırakayım. Olduğum gibi ama tamamen ismimi vermeden konuşmak en iyisi.
JmNv: Ben Jimin. Senin adın ne?
Vantae: Neden yazdın?
JmNv: Aslında...Bugün bir şarkı dinledim. "4 o'clock" ve o şarkı sanırım sana ait ve sadece o şarkıyı çok fazla sevdiğimi ve beni çok etkilediğini söylemek istedim. Ve...
Vantae: Ve...?
JmNv: Bugün benim doğum günümdü ve bu şarkının doğum günümde çıkması ve beni çok etkilemesi bir işaret gibi geldi ve sana yazmak istedim. Hayatımda hiç doğum günü hediyesi almadım. Sen istemeden de olsa bu şarkıyı bana hediye etmiş oldun.
Vantae: Heee. Şey...doğum günün kutlu olsun.
JmNv: Teşekkür ederim :)
Vantae: Şarkıyı sevmene sevindim Jimin.
JmNv: Bu şarkıyı nasıl sevmem? O kadar mükemmel bir şarkı ki...
JmNv: Bu arada... adını öğrenebilir miyim?
Vantae: Kusura bakma ismimi gizliyorum böyle ortamlarda. Pek sevmem ismimi.
JmNv: Şarkı V ismi ile yayımlanmıştı. Sanırım takma isminiz.Vantae: Evet. Sonuçta bir isimle yayınlamam gerekiyordu ve ben de ilk aklıma gelen şeyi yaptım. Basit bir V harfi.
JmNv: Anlıyorum. O zaman sana iyi geceler V. Sanırım şarkını bir kez daha dinleyip uyuyacağım.
Vantae: İyi geceler Jimin.
Bu kadar. Sanırım konuşmamız bitti. Ama ben bu kadar mükemmel bir şarkının kimden nasıl bir ruhtan çıktığını öğrenmek istiyordum. Yine yalnız kaldın galiba Jimin. Ama üzülme bu hissi ilk defa yaşamıyorsun.
🎵
Yine normal bir sabaha açılan gözlerin ardından amaçızca etrafa bakışlar atmaktaydım. Bugün okul vardı ve ben her okul gününün olduğu gibi bugün de okula gitmek istemiyordum. Zaten kim okula gitmek ister ki...
Hemen formalarımı giyip elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gittim. Kahvaltı yapmak istemediğim için meyve sepetinden bir elma alıp evden çıkmadan önce kulaklığımı taktım ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Şarkı dinlemeyi seviyordum. Özellikle bir yerden bir yere giderken yolda dinlediğim müzik beni hem rahatlatıp hem saçma sapan düşüncelere dalmama engel oluyordu. Hem müzik dinleyip hem elmamı yerken okula geldiğimi yeni yeni fark ediyordum. Hemen okula girdim ve sınıfa gitmek için merdivenleri çıkmaya başladım. Pencere köşelerinde, kalorifer dibinde, duvara yaslanarak konuşan insanları gördükçe kendimi içten içe hep kötü hissederdim. Çünkü insanlar birlik içindeyken sen tek başınaysan bu çok zor olurdu senin için. Hem de çok.
Kulağımda çalan şarkının değişmesiyle odağımı şarkıya verdim. "4 o'clock " bu şarkıyı nedense çok benimsemiştim. Bilmiyorum ama bana iyi hissettiriyordu. Benim gibi farklı sebepten de olsa aynı duygulara sahip insanları fark ettikçe sanki dertlerim az da olsa azalıyor gibi hissediyordum. Keşke konuşabilseydim V'yle. Çok isterdim onun gibi biriyle konuşmayı. Ama zorla konuşamazdim değil mi. Eğer kaderimizde varsa onunla konuşmak mutlaka denk geliriz diye düşünüyordum.🎵
Ve sonunda zilin çalmasıyla derslerimiz bitmişti. Eve gitmek için can atıyor olsam da müdürün yanına uğramam gerekiyordu. Geçen gün derse girdiğim halde yok yazılmıştım. Normalde devamsızlık yapmayan ben için çok büyük bir şeydi bu.
Müdürün kapısının önüne gelince kapıyı iki kez tıklatıp bir adım geri çekildim. İçeriden "gir" sesi duyunca sessizce kapıyı açıp içeri girdim. Müdür " Buyur evladım. Bir şey mi oldu? " dedikten sonra " Hocam şey ben geçen gün yok yazılmışım 4.derste. Halbuki okuldaydım. Onu düzelttirmek için gelmiştim."dedim. Hoca hemen bilgisayarından bir şeylere bakıp "adın neydi?" "Park Jimin."dedim hocayı bekletmeden. Hoca bir şeylere daha tıklayıp " Tamam evladım. Düzelttim. Yanlışlıkla senin numaran girilmiş sisteme."dedikten sonra
" Mühim değil hocam. İzninizle."diyip tam çıkacakken kapı tıklatıldı ve hoca gir demeden " Hocam çıkmıyor muyuz?"dedi birisi. Bu ses..bana bir yerden tanıdık geliyordu. Sanki bu günlerde sürekli duyduğum bir sesti. Bu şarkıdaki kişinin sesine çok benziyordu.Kafamı bir hızla çocuğun yüzüne kaldırdığımda karşılaştığım kişi beni dumura uğratmıştı. Bu kişi müdürün oğlu Kim Taehyung'dan başkası değildi.
Selaamm. Ben geldim. Kusura bakmayın geç geldim. Umarim bölümü beğenirsiniz. Oy verip ve yorum yorum yaparsanız sevinirim :)
