-15-

1.1K 145 22
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ballarım ♡

Sessiz bir parkayız.

Bana çok tanıdık gelen bir yer olmasına rağmen tam anımsayamıyordum neresi olduğunu.

Taehyung beni bir parka getirmişti ve biz yarım saattir hiç konuşmadan çimlerin üzerinde yan yana oturuyorduk. Ben biraz da olsa sakinleşmiştim ki bu sakinleşmemi ona borçluyum.

Kafamı yanıma çevirip Taehyung'a baktığımda gözlerini kapatmış bir şekilde kafasını gökyüzüne kaldırmıştı. Bu haline nedensizce gülümseyip ben de gözlerimi kapatıp kafamı gökyüzüne kaldırdım.

Onun gibi.

"Daha iyi misin?" Taaehyung konuşunca gözlerimi açıp ona döndüm. Göz göze geldik.

"Senin sayende daha iyiyim. Teşekkür ederim."

"Bir şey yapmadım ki. Neden böyle dedin şimdi?" Bunu dediğinde hafifçe gülümsedim.

"Yanımda olman bile benim için çok değerli Taehyung. İnan."

O da bana gülümsedi ve sanki aklına tuhaf bir şey gelmiş gibi yavaş yavaş gülümsemesi soldu.

"Peki...peki neden ağladın Jimin?"

Bu sorusundan sonra gülümsemem yüzümde dondu.

"Ah kusura bakma. Eğer anlatmak istemiyor-"

"Annem beni terk etti."dedim bir anda cümlesini kesip. Cümleyi kurduktan sonra hafif bir kıkırdama çıktı ağzımdan.

"Öyle işte. İki haftadır gelmememin sebebim buydu. Anca toparlandım."

Sanki kalbimi hiç acıtmıyormuş gibi söylüyordum ama o kadar çok acıyordu ki sanki iğneler batıyordu kalbime.

"Ben..ben üzgünüm." Sesi titremişti bunu söylerken.

Bu dediğine gülümsedim.

"Üzülmesi gereken başka biri varken sen niye üzülüyorsun? Hem...ben alıştım sayılır."

"Peki baban?"

O da hiç geçmeyem diğer acım...

"Babamı ben tanıyamadan ölmüş."

Taehyung şu an bana asla bakmaması gereken şekilde bakıyordu.

Acıyarak.

"Bakma bana öyle."dedim kısık bir şekilde. Bunu dedikten sonra bir an afalladı.

"Na-nasıl bakıyorum ki?"

"Acıyor gibi. Bana acımana gerek yok Taehyung. Zaten annemle evde de konuşmazdık. Bir iletişimimiz olmazdı. Sadece..sadece üzüldüğüm şey benimle hiç ilgilenmemesi oldu. Yoksa gitmesi pek de koymadı."

"Jimin. Sana acımıyorum. Sadece..sadece yalnız olmadığını bil. Ben senin yanında olmak istiyorum. Eğer sen de istersen?"diyip gülümsemeye çabaladı ama pek olmamış gibiydi.

Ama ben ona sahici bir tebessüm gönderdim.

"Biliyor musun? Ben hiç biriyle dertleşmemiştim şu anki gibi. Sen benim ilk sırdaşım ve yakın arkadaşımsın."

Sırdaşım dedim ona. Çünkü bu anlattığımı kimseye anlatmamasını istiyordum ki o da ne demek istediğimi anlamıştı.
Bunu dediğimde gerçek bir tebessüm verdi bana. Ve kollarını omuzlarımdan aşağı sarkıtıp bana sarıldı. Bana öyle bir sarıldı ki sanki beni tüm kötülüklerden korumak istermiş gibiydi.

Bu sarılması bana çok iyi gelmişti. Bilmiyorum içimde bir şeyler kıpırdanmıştı. Buna çok kafa yormadım. Ben de kollarımı olun beline doladım ve dolan gözlerimi ondan saklamak için yüzümü sakladım.

"Sen bu parka sık sık gelir misin?"

Bu sorduğum soruyla bir anda afalladı ve kollarını omuzlarımdan indirip sarılmamızı sonlandırdı.

Bundan hiç memnun olmamıştım.

"Şey..ben de kafa dinlemeye gelirim buraya. Yani rahatlatıyor beni burası. Son 1 yıldır."

Kaşlarım istemsizce çatıldı ve ne dediğini anlamlandırmaya çalıştım.

"Son 1 yıldır mı?"

"Evet. Geçen sene keşfettim burayı. Mpralimin bozuk olduğu bir zamandı ve burası ve o, bana ilaç gibi geldi." Anlatırken bir yere dalmış gibiydi. Çünkü kendi kendine gülümsüyordu.

Sanırım bahsettiği kişiyi kıskanmıştım. Ama sormamam gerekiyordu. Çünkü beni ilgilendirmiyor.

"Peki Taehyung. Benim hayatımda olan şeyleri genel anlamda biliyorsun ama ben senin babanın müdürümüz olduğundan başka bir şey bilmiyorum. Sanırım senin de bana kendin hakkında sırlar vermen gerekiyor."diyip gülümsedim.

O an düşünmeye başlamıştı. Sanırım bana nelerden bahsedebileceğini tartıyordu. Beş dakika kendi kendine düşündükten sonra karar vermiş gibi bana döndü.

Göz göze geldik yine. Peki ben neden göz göze gelince tuhaf hissediyordum?

Tam bir şeyler söylemek için ağzını açtı ama konuşamadı. Çünkü telefon çalmıştı. Bu beni hiç memnun etmedi.

Telefonunu cebinden çıkarıp baktığında bana da gösterdi. Yoongi arıyordu.

Yoongi mi?

"Kafeye gidecektik. Nasıl unuttum ben yaa?"derken o telefonu açmıştı ve bir şeyler konuşup kapattı. O sırada biz de ayaklandık.

"Hadi bakalım küçük prens seni yeni işine götürelim."

Bana küçük prens demesini nedense beğenmiştim. Çünkü çok iyi hissettirmişti. Ben bu dediğine gülümserken o da bana bakıp gülüyordu.

Ve ben ağlayarak geldiğim parktan, Taehyung sayesinde gülerek çıkıyordum.

Ben geldiimm.

Nasılsınız?

Bu aralar pek vaktim olmadı yazmaya.

Bölümü nasıl buldunuz?

Yavaş yavaş iletişim kurmaya ve samimi olmaya başladılar.

Kısa bir bölüm oldu fakat diğer bölüm kafe sahneleri olacak.

Bakalım nasıl sahneler olacak.

Bakalım kim kimi kıskanacak 🙄

Bir sonraki bölüm görüşürüz.

Lütfen oy vermeyi unutmayın 😚🙏

Song | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin