Sınıfın önüne geldiğimizde birbirimize baktık ve sonra ben öne çıkarak kapıyı tıklattım. İçeriden öğretmen "gir" diyince ikimiz aynı anda kapı koluna uzandık ve ellerimiz birbirine değdi.
Fakat ben uzatmadan elimi çektim. Taehyung 5 saniye durakladıktan sonra kapıyı açtı ve sıramıza doğru yürüdü. Tabi ki ben de arkasından. Sıraya doğru giderken hocanın sesini duydum.
" Jimin, koluna ne oldu? " ben de bir an önce konu kapansın diye
" Önemli bir sey değil hocam. Kahve döküldü yanlışlıkla."
Sırama yerleştikten sonra kafamı direkt sıraya koydum ki normalde böyle şeyler yapmam derste. Çünkü hocalarıma hiçbir zaman saygısızlık etmek istemem. Fakat şu an kolum biraz sızlanmaya başlamıştı ve ben ağrısını nasıl durduracağımı bilmiyorum.
Ben dişlerimi sıkarak ağrının bir an önce geçmesini beklerken bir anda yan taraftan koluma dokundu Taehyung.
Ben de yavaş yavaş kafamı sıradan kaldırdığımda onun elinde bir ilaç tuttuğunu gördüm. Bana doğru uzatıyordu.
" Ağrı kesici. Kolun için. "O an gözlerimi gözlerine çıkardım. Teşekkür eder gibi gözlerimi açıp kapattım ve ona gülümsedim. O da ben ona gülümseyince gülümsedi.
Çantamdan suyumu çıkardım ve Taehyung'un avucunun içindeki ağrı kesici paketinden de bir tane hap alıp su ile birlikte yuttum. Tekrar kafamı sıraya koydum ve gözlerimi kapattım.
~~~~~
Birinin dürtmesiyse gözlerimi açtım ve çevrede olup bitenleri anlamlaya çalıştım. Kendime geldiğimde uyuyakaldığımı ve çıkış zilinin çalmasına 5 dakika kaldığını Taehyung'un beni uyandırmak için dürttüğünü fark ettim.
"Şey..uyandırmak istemezdim ama zil çalıcak az sonra."
"Sorun değil. İyi ki kaldırmışsın baya uyumuşum sanırım. Normalde böyle hiç olmazdı." dedim omuz silkerek.
"Ağrı kesiciden dolayı olabilir. Yan etkilerindendi. Ben de içince öyle oluyorum."
Omuz silktim ve sıramın üstündeki defteri ve kalem kutuyu çantama koydum. Çantamdan suyumu çıkardım ve biraz su içtim. Bu sırada zil çaldı.
"Yarın görüşürüz Jimin. Umarım kısa zamanda kolun iyi olur."dedi Taehyung gülümseyerek.
"Görüşürüz. Teşekkür ederim."dedim ben de gülümseyerek.
Sınıftan çıkarken revirde hemşirenin dediği şeyi hatırladım. Hastaneye gitmem gerekiyordu. Ne kadar yorgun olsam da gitmem lazımdı. Çünkü nedense hemşirenin sürdüğü krem etki etmemişti ve kolum çok ağrıyordu.
Çıkışa doğru ilerlerken yanıma bir anda soluk soluğa kalmış Jungkook geldi.
"Jimin. Ahh çok yoruldum. Sana yetişeceğim diye koştum." Jungkook cümleleri kurarken nefes nefese kalmıştı.
"Su- suyun var mı?"
Biraz afalladıktan sonra çantamdan suyumu çıkarıp ona uzattım.
O da uzattığım anda alıp kalan suyu tek nefeste içti. Biraz kendine gelmişti.
"Ahh saol Jimin. Bir an öleceğimi sandım."
"Junkook nooldu? Önemli bir şey mi var?"
"Şey dicektim. Hemşire hastaneye git demişti ya. Ben de seninle gelicem. Malum benim yüzümden döküldü koluna kahve" diyip sargılı elimi elleri arasına alıp sargı üzerinden parmaklarıyla dalgın bir şekilde okşamaya başladı.
Bir anda elimi elleri arası alınca afalladım. Elimi tutmasını beklemiyordum. Ki benimle gelmesini soylemesini de.
"Gerek yoktu. Ben kendim gidebilirim. Senin de suçun yok ayrıca. Kendini suçlayıp durma."
"Gelebilir miyim demedim Jimin. Gelicem dedim. Ayrıca giderken yine kendini sakatlamanı istemeyiz" deyip gülmeye başladı.
Dediği şeyle ben de gülünce yüzümü yüzüne çıkardım. Göz göze geldik.
O an afallayıp kafamı onun arkasına gelecek şekilde çevirdiğimde afallamam gereken başka bir şey daha oldu.
Taehyung'u bizi izlerken gördüm.
Yüzünde acı bir ifadeyle....
