Bir dakika..Sadece bir dakika ile bütün hayatı tepetaklak olabilirdi insanların..Ya da bir dakika ile mükemmel bir hayata sahip olabilirdi insanlar..
Serkan ve Eylül bu kez tepetaklak olan taraftaydı..Serkan Eylül'ü göndermeseydi tüm bu yaşanacak olanlar olmayacaktı belki de!
Serkan'ın elinden bardaklar kayıp giderken dışarıya koşmuştu..Bir otobüs ağaca çarpmıştı..Peki ya Eylül ? O neredeydi..Serkan olanlara inanmak istemezcesine seslendi biricik eşine !
Serkan:Aşkım..Güzelim neredesin! Eylül..Kocana oyun mu oynuyorsun? Hiç sırası değil..Canıııım!
Yok..Eylülden ses yok..
Etrafına bakıyor Serkan..İnanmak istemese de otobüsün çarptığı yere..Ve görüyor ki Eylül orada..Otobüsle birlikte sürüklenmiş gitmiş..Beton dökülür ya binalara,donup kalır..Serkan'a da sanki o an o oluyor ! Koca bir beton yığını üstüne dökülüveriyor..Etrafta çığlıklar koşup gelen insanlar..Herkes koşuşturma içinde..Bir sürü insan var içinde diye çığlık çığlığa bağırıyorlar..Yerde yatan Eylül'ü de görenler var..Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor..Biri Eylül'ü otobüsün arka tekerinin oradan çekmeye çalışırken Serkan koşuyor oraya..
"Dokunma ! Karıma dokunma ! Kimse dokunmasın ! "
Diye bağırıyor..Kimse bir şey yapamıyor..Acile çoktan haber gitmiş..Sırayla geliyor ambulanslar..İtfaiyeler ve tabiki polisler..Serkan Eylül'ün başını elleri arasına alıp dizine koyuyor..Her yeri kan içinde Eylül'ün..Serkan'ın yüreği ise hançer saplanmış gibi..
"Aşkım..Aç gözlerini ! Açsana..Kalk..Bak omlet soğuyor..İstediğin sıcacık poğaçalar soğuyor..Çayımızda ocakta,senin istediğin gibi demledim.Hadi kalk güzelim..Kahvaltımızı yapalım ! Sonra arabamızı alıp evimize gidelim..Kalksana Eylül ! Sinirleniyorum..Kalk ! Kocam de bana..Hafif sinirlendiğinde koca diye bağır ! Bende seni sinir ediyim! Hani sözümden çıkmazdın sen! Kalk diyorum işte..Kalksana ! Çıkıyorsun işte,sözümden çıkıyorsun Eylül ! "
Serkan'ın haykırışlarını herkes duyuyor ama Eylül duymuyor..Ve sağlık görevlileri Serkan'ın elinden alıveriyor Eylül'ü..
...
Kızlar büyük bir temizlik yaptıktan sonra çay demliyorlar..Cemre çayları doldurmuş bardaklara kızlarda koltuklarda söylenip duruyorlar..
Cemre:Çeksene ayaklarını Meral..Kız geçsin..
Meral:Aman tamam be ! Ne bağırıyorsun..
Kader:Meral..Televizyonu açsana..Çayla iyi gider..Türk sineması izleriz.
Songül'ün telefonu çalıyor bu sırada..Güney arıyor,söyleyecekleri var..Haberlerde görmüş olanları..Arabaya binmiş,kızların yanına geliyor..
Meralde kumandayı bulmuş,açacak televizyonu..
Songül:Alo..Ne oldu sevgili ?
Güney:Songül..
Songül:Ne oldu dedim ya sevgili ?
Güney:Duymadınız mı ? Bak..Ben geliyorum..Mertle Gökhanda kendi arabaları ile çıktılar yola..Gökhan Mesude teyzeyi alacak..Mertte Nazan teyzeyle Defneyi..
Songül:Neyi duymadık mı ? Ne saçmalıyorsun sevgili ?
Güney bir şey söyleyemeden telefonun ardındaki sesi duyar..Zaten her şeyi öğrenecekti Songül..Meral televizyonu açtığında ekrandaki koca yazı her şeyi anlatmıyor muydu aslında ?
SON DAKİKA !
Yazar Eylül Özgün trafik kazasında ağır yaralandı..Ve spiker konuşmaya başlıyor oracıkta..Canlı yayın yapılıyor..
"Yaklaşık dört ay önce Bir Masal Gibi adlı kitaplarıyla kendi hayatlarından esinlenerek ilk kitaplarını yazan ve çok ses getiren Eylül Özgün ve Serkan Özgün'ü hepimiz tanıyoruz..Masal gibiydi gerçekten hayatları..Zorlukların içinde aşkı,sevgiyi ve inancı hissettirmişlerdi hepimize..Röportajlarında,kalemlerinde hepimiz aşklarına şahit olmuştuk her defasında..Ve iki genç yazar asıl masallarını yaşamak için önümüzdeki iki ay önce evlenmişler ve hemen ardından balayına çıkmışlardı..Çiftten bugün acı bir haber geldi..Çift tatillerinin son gününde Sığacıkta konaklarken Sığacıkta meydana gelen kazada Eylül Özgün'de ağır yaralandı..Kendisine acil şifalar diliyoruz..Dualarımız genç yazarımızla.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Masal Gibi-Gerçek Hayat
Teen FictionMasallarını gerçekleştirmek için oradan oraya savrulan Eylül ve Serkan'ın hikayesi..