4. BÖLÜM: "Etrafım her ne kadar kalabalıksa , ben o kadar tekdim..."

39 25 9
                                    

      "Ruhum ağlarken ben susuyorum..."

     Ayağımın altındaki gıdıklanmayla azıcık kıkırdarken . Annemin sesiyle sıçradım !
Annemin her sabah bu kadar bağırmasına ne gerek vardı? Hani dizilerdeki gibi anne kızının yanına gider . Kalk prensesim der öper ve kız pat diye uyanır. Açıkcası annem beni öpse bune böyle yılan yılan samimeyetler derim. Annemde ağzımın ortasına patlatır . Neyse hayali bile kötü, biraz daha gözlerimi açmazsam annem gür sesiyle bütün mahalleyi başımıza toplayacak. Sonra hemen ayağa kalktım , ayağımın gıdıklanmasını aslında huzurdan kaynaklandığını anlamalıydım. Sonra annemle gözlerimiz buluştuğunda annem konuşmaya başladı . "- Bune kız ölüm uykusuna mı yattın ? Seslen seslen daha boğazım yırtıldı. "   Annem ve boğazının yırtılması . Annemin sesine halen bizim penceremizdeki camların nasıl dayandığı merak ediyorum ? Sonradan biraz huzurun başını okşadıkdan sonra lovoboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Aslında güne çok pozitif başlamışdım . Havluyla yüzümü kurularken annem sesini işittim . Annem işe geç kalacağını ve kahvaltısını yaptığını , banada birşeyler bırakdığını. Bağıra bağıra söylüyordü . Sonra kapının kapandığını duyunca anladımki annem evden çıkmışdı. Yine canım evimle başbaşa kaldım! Sonra gün içinde ne yapacığımı düşünürken birden aklıma saat ,18:30 da o kadınla buluşmaya gideceğim aklıma gelmişdi. Ve bütün modum sıfır olmuşdu.
Saate baktığımda henüz saatin 11:40 olduğunu gördüm. Yani daha saatim çok vardı . Zaten bugün dershanem vardı. Ve o dakika dikkatimi bişey çekti. Beni çardığı saaten yarım saat önce ben dershaneden çıkıyordum . Ne yani şimdi benim dershaneye gittiğim saatidemi biliyordu? Yok artık...

Odama gidip , etrafı topladım . Sonra duş aldım saçlarımın şeklini alması için sprey sıkdım.
Kabarıklığı az buçuk inmişti. Nedense bugün her şeyimi daha öznerek yapmışdım. Dolabımı açtığım da ne giyinicem diye düşünmeye başladım. Sonra elime gelen , bebe mavisi boğazlı kazağım ve yırtık siyah pantolonumu giydim. Gözleeime eyeliner , far ve rimel sürdüm.
Dudağıma bordo renkteki rujumu sürdüm . Yanaklarımada bir iki fırça allık sürdükten sonra iki fısda şakaklarıma parfümü sıkdım. Sonra elime kulaklığımı ve telefonumu alırken artık çıkmam gerektğini anladım. Çünkü dershaneye geç kalabilirdim. Hızlıca kot ceketimi ve onun üzerine haki renkde montumu ve bilekde olan botumu giydikten sonra dışarıya çıktım kulaklıklarımı kulağıma sabitledim. Sanki ama her şey tamamda bir şey esikdi . Nedense bir türlü anlamadığım ,anlamadığım şeyi çözemediğim bir şey vardı sanki.
Otobüs durağında beklerken birden omzuma birisinin dokunduğunu hissetim. Arkama döndüğümde beklemediğim kişiyi gördüğüm için baya şaşırmışdım. Şokun etkisiyle aptal gibi son ses olan kulaklıklarımı çıkarmadan konuşmaya çalışıyordum. Birazdan şu ağacın dibinde dumanla iletişim kurmaya başlayacaktım. Ama birden o el kıvırcık saçlarımı sıyırıp eliyle kulaklığımın tekini çıkardı. Ben de bozuntuya vermeden elimle hemen diğer kulaklığımı çıkardım. Pişmiş kelle gibi salak salak otuz iki dişimi gösterirken birden o elin sahibi elini uzattı ve merhaba dedi. Bende hemen elimi uzatarak "-Merhaba Cenk." dedim.
Tuhaf olan şuki ben neden Cenki görünce heyecanlanmışdım? Herhalde yeni tanışdığım için ve olmadık yerde karşılaştığım için olmalı gerek! Yani başka zaten niye heyecanlaniyim canım. Halhala ! Tamam iç sesim sus artık , eve gidince eve gidince . Elimi geri çektiğimde halen sırıttığımı fark ettim . O an sanki biri bana tokat atmış gibi sirkelenip yüz şeklimi değiştirdim ve önüme döndüm. Cenk ne olduğunu anlamayarak şaşkınca yüzüme baktı. Niye önüne döndün diye sorunca sanane diye cevap verdim. Bir hayli o da şaşırmışdı galiba . O konuşmaya çalışdıkça ben susturuyordum. Kafamı kaldırdığımda beklediğim otobüsün geldiğini fark ettim.  Memnun bir ses tonumla hadi bay bay ben kaçar dedim. Ve hızlıca otobüse doğru yürüdüm ve bindim. Akbil kartımıda bastıkdan sonra etrafa bakınca oturucak yerin olmadığını görüp heykel gibi ayakda dikilmeye devam ettim. Dershaneme bir durak kala orta boylu , otuzlu yaşlarında , iri yapılı bir adamın beni düşürmesiyle kendimi yerde buldum. Ayağa kalkmaya çalıştığımda ayağımın fena halde acıdığını hissettim . Bir yandan adama bağırıken bir yandan da ayağımın ağrısından kıvranmaya başladım. Sonra adamın hem suçlu olupda laf söylemesi beni çok şaşırttı! Sinirli bir şekilde demirlerden tutunarak ayağa kalktım.  Adamla göz göze geldiğimizde bana pişkin pişkin gülerek bakmaya başladı. Ve sonra şu cümleyi kurdu "- Ya kıyamam yaprak gibi zaten üflesen uçar. Bide çarptım yamuldu ! Yazık , acıdım..." Tam bu sırada yüzüne okkalı bir yumruk geçirdim. Kimsin lan sen , terbiyesiz seni varya burda öldürürüm he kim lan yaprak ? Senin anan yaprak or.......  Cümlemi bitiremediğim sırada adam kafasını çevirdi ve tam elini kaldırdı bana vurucakken arkadan bir el onun elini ters çevirdi. Gözlerimi fal taşı gibi açmış onları izlerken birden elin sahibine bakmaya çalışırken o oydu ! O Cenkdi ...
Nasıl yani diyerek afalladı!. Cenk adamın elini kavradığı gibi adamı kendine döndürüp kafa attı. Ben seni şimdi yamultucam dedi. Ben şoklar içinde onları izlerken içimden "-Ay ben şoook " diyesim geldi. Ama tabikide sesli bir şekilde demedim. Cenk cümlelerine devam ederken adamı öldüresiye dövüyordu! Sonra otobüsdeki bir kaç kişi onları ayırken Cenk halen küfür içerikli cümleler kuruyordu. Kıza el kalkar mı ? lan . Diyordu.
Adamda olduğu yerde bayılmışdı galiba . Birden ayağıma bir ağrı girdi bir kere daha ufak bir çığlık attım. Cenkin gözleri bana kaydı. Hızlı adımlarla yanıma geldi ve hiç beklemediğim bir şey yaptı . Beni beni Eylülü! Kucağına aldı. O an şok içinde onun yüzüne bakarken sinirden kıpkırmızı olmuş yüzüne bakıyordum. Hızlıca kalabalığın içinden sıyrılıp yolda yürümeye başladı. İkimizden de ses çıkmıyordu. Cesaretimi toplayıp tam konuşmaya başlayacakken birden beni susturdu . Ama bana bakmıyordu bile yola bakıyordu. Bende acıdan kucağında kedi yavrusu gibi kıvranıyordum. Sonra konuşmaya başladı."-Eylül!
Şimdi sen bana hiçbir soru sorma sonra. Seni hastaneye götürücem ayağına bir şey o!muş mu ? diye. O kadar..." Hızlı hızlı nefes alırken nefesini kıvırcık saçlarımın dibinde hissediyordum. Hızlıca beni 20 dakika yürüdükden sonra özel bir hastahaneye getirmişdi. Tekerlekli sandalyeye oturtuldum. Fakat ben halen acıdan kıvranıyordum. Röntgen çekildikden sonra ayağımın kırıldığı anlaşıldı! Doktor ayağımı alçıya aldı. Ayağımı bir o yana bir bu yana oynatırken canımın acısından ağlaya ağlaya çığlık atıyordum. Tuhaf olan şudurki ben bunları yaparken Cenk bana ben ona sarılmışdık. Alçı işim bittikden sonra bana ağrı kesici iğne yaptılar ve reçeteye ağrım oldukça içebileceğim bir ağrı kesici yazdılar. 20 gün sonra kontrole gelmemi söylediler . Bu arada ben reçeteyi tam alıcakken elimden Cenk çekti . Ona boş boş bakarken pantolonunun cebine koydu! Galiba o alıcakdı. Sonra bana dönerek "-Hadi dedi! " ne hadisi? der gibi bakarken bana göz kırptı ve beni kucağına aldı. Sonradan ben ne kadar sekerek yürüyebilirimde desem beni inatla kucağından indirmedi. Veznenein önünde durdu beni oturaklardan birine oturttu. O an anladımki özel hastahane olduğu için bana yapılan işlemler ücretliydi. Duyar gibiyim sizi aman ödesin diyorsunuz ama olmaz ! Ödeyemez.
Cenk! diye bağırdım , bir kaç kere daha fakat sanki ben duvara sesleniyomuşum gibi bir türlü cevap alamadım. Yani duvar olsa dile gelir he Eylül ne oldu ? derdi.
Veznedeki kadınla konuştukdan sonra arka cebindeki cüzdanını çıkartıp parayı ödediğini gördüm. Ve ben çok utanmışdım. Arkasına döndü ve bana doğru yürümeye başladı , yanıma vardığında beni konuşturmadan bekle beni burda dedi.
He sanki ben at koşturuyordum ya koşa koşa kuyruğun gibi gelicem hee gelirim hee.
Tabikide bunu içimden dedim , terbiyesiz değilim o kadarda .Yanımdan ayrıldı .
Bende bunu fırsat bilerek elime telefonumu aldım. O sırada bildirim sesim geldi. Whatsappdan geldiğini görünce açıkcası kimden geldiğinide tahmin etmemek çokda zor değil he sanki? Neyse mesaja girdiğimde aynen tahmin ettiğim gibi o kadındandı ve bana mesaj atmışdı. Mesajın da şöyle yazıyordu...
"-Canım benim herşeyden haberim var . Ayağını kırdığından gerçekden çok üzüldüm bu akşamki randuvumuzu sen iyileşene kadar erteliyorum merak etme! Kendine dikkat et . Beni hatırlaman dileğiyle...✨"
Şok içinde ekrana bakarken birden içeri Cenkin girdiğini gördüm eve gidince mesajı cevaplarım diye çantama geri koydum. Eline baktığımda bir poşet vardı. Bana uzattı, meraklı gözlerle elindeki poşeti aldım. İçine baktığımda içinde bir simit bir vişneli meyve suyu ve reçetede yazan ilaç vardı. Mahçup gözlerle gözlerlerine baktığımda ."- Hadi bakalım Eylül hafendi! Taksi bizi bekler dedi." Ayağa kalkamayacağıma göre tahmin ettiğiniz gibi beni kucağına aldı. Taksiciye evimin adresini verdikden sonra sadece simitimi yemem için hadi ye dedi ve daha sonra ikimizden de yol boyunca tık çıkmadı. Şimdi asıl önemli kısma gelmişdik . Daha zaman öğlendi ve evde ne annem ne de babam vardı . Bizim evimizde yüksek kattaydı. Ayriyettende ummadığınız gibi asansörde yoktu. Cenk bana dönerek
"- hadi anneni ara dedi." Fakat ben şuanda boku yemişdim. Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım,"-Şey Cenk benim şunada bu saatte annem ve babam çalışdıkları için evde yoklar. Sen beni bırak ben kendi kendime çıkarım her şey için teş........ " diyecekken . Birden lafımı kesti ve taksiden indi . Kapımın önüne geldi anahtarımı istedi verdim. Normalde günahımı vermem dediğim kişiye şuanda anahtarımı veriyordum . Vay bea sen nasıl bir şeysin dünya? derken . Beni tekraradan kucağına aldı. Taksiciye parasını önceden  vermiş olmaliki taksici basdı gaza gitti. Merdivenlerden yürürken birden ağzımdan "-özür dilerim." kelimesi çıkı verdi. Ama o bana yine cevap vermedi nedense yüzünde endişe duygusu yer almışdı. Anlam vermeyerek konuşmama devam ettim."-Şey ben seni çok yordum para konusuda sonra bana dersin ben her neyse sana geri veririm merak etme .
Simit içinde teşekkürler ! Eğer istersen evimde biraz soluklan kahve felan iç sorun yok ! Tabii istersen." Bu sefer o konuşmaya başladı. Nefes nefese kalmışdı belliki . Son bir kat kalmışdı evime ulaşmaya her neyse o konuşmaya başladı. "-Bak Eylül aramızda sakın para konusunu açma hem ben sana o gün o kafede hesabı ödettirdim yerine say işde. Ayriyetten evinde soluklanmak gerçekden isterim. Ve özür dilemene gerek yok eve gidelim sen yat dinlen sonra konuşuruz sorun varsa sorarsın ama şimdi değil . Sen dinlen canım."
Canım mı? Ne ne ne? Pardon? Neyse susmam gerek çünkü şuanda ona muhtacım. Ay şuanda kendimi kötü kaynana gibi hissettim gelinime çektirmişimde eline düşmüşüm gibi. Her neyse ! Boş yapmiyim. Bende sadece "Tamam " dedim. Eve girdiğimizde ayağıyla kapıyı kapattı. Sonra beni odama bırakdı. Ve odamdan çıkdı belliki mutfağa gidiyordu . Aradan 10 dakika sonra iki fincanla içeriye girdi . Dediğim gibi kahve yapmışdı ve bana uzattı. Aldıkdan sonra hadi başla dedi. Tamam anlamında kafamı salladım ve taramalı tüfek gibi konuşmama hazırlanın başlıyorum.

"- O otobüsde senin ne işin vardı beni mi takip ediyordun?"
    Bir kaç dakikadan sonra cevapladı.
"-Hee Eylül ajanım bende seni takip ediyorum. Dershaneye gidiyordum durakda benimle konuşmayınca bende daha çok seni sıkmak istemedim o yüzden beni göremedin ilkin."
"-Peki."
      Konuşmaya devam ettim.
"-Adamı niye dövdün? "
"-Nasıl yani dövmesemiydim?"
        Bende burda soruları ben sorarım len bakışı atınca. Konuşmaya devam etti!
"-Yani adamı tabii dövcem seni öyle düşüremez . Tamam sen beni ne kadar sevmesende ben sana değer veriyorum . Ayriyetten de hiç bir adam hiç bir kadına el kaldıramaz . '
"-peki!"
Sonra Cenk konuşmaya devam etti.
"-Arkadaşımsın sen benim . Benim yerimde sende olsan sende aynısını yapardın , unutma bunu.
Bu sefer konuşmaya başlayan tam ben olucakken Cenk elindeki kahve fincanını masamın üzerine koydu. Sonra ben gidiyorum dedi ve gitti. Şaşkın gözlerle ona bakarken kapının kapanma sesiyle gittiğini anladım. Ama halen yaptıklarını düşünüyordum. Aslında kötü olan
ayağımın kırılmasıydı. Hem o kadınla buluşma saatimde geçmişdi. Tanıma fırsatım kaçmıştı. He kadın demişken aklıma attığı mesaj geldi. Yani beni bu kadar yakından takip mi ediyordu? Ama bu kim ? Gerçekden çok merak ettim . Keşke bunlar olmasaydıda tanısaydım. Telefonumu etrafda ararken deli gibi yastığımın altından çıkmasına gerçekden çok sinir oldum. Elime telefonumu aldığım gibi whatsaapa girdim . Kadının attığı mesaj bölümüne girdiğimde kadın çevrimiçiydi. Sonra bende bana attığı mesaja karşılık mesaj yazmaya başladım.
"-Öncelikle teşekkür edemiycem kusura bak. Seni tanımak istemiyorum.Lütfen bana mesaj atma ."
Aradan bir kaç dakika geçtikden sonra bildirim sesim geldi . Hemen mesaj kısmına girdim.
"-Yok hayır ben seni tanımak istiyorum olmaz. Teşekkür edilcek bir şey yok zaten , korkma kusura bakmam. :)
Ayyyy yalak bide bana gülücük atmış . Yalak ya , yalakkkk. Bide beni tanımak istiyormuş . Fena fena kadın . Kim acaba ? Ve yazmaya başladım.
"-Bak kadın! Adamı hasta etme . Kuyruk gibi peşimdesin sonun kötü olucak !
Attığım gibi mesajımın yanında iki tik mavi oldu. Galiba beni bekliyordu . Fakat cevap vermedi. Bak beni yine kâle almamışdı. Of ya offf! Kendi kendimle konuşuyordum o sırada
kapının kapanma sesini duydum ilkin çok gerildim ve korktum. Korku içinde kapıma bakarken birden kapı açıldı . Ve gelen kişide tabikide annemdi . Annem beni ilk gördüğünde kadına kal geldi. Hızlıca yanıma geldi nasıl olduğunu sordu , anlattım. Annem endişeli şekilde ayağıma bakıyordu. Bana yemek yapacağını söyleyerek odadan çıktı. Bu arada halen o kadın mesaj atmamışdı. Of ya ben nasıl 20 gün dayanacaktım ki okulum vardı. Bütün derslerimi kaçıracaktım, annem okulum ve dershanemle konuşacağını söyledi.
Ama ben herşeyi kaçıracağım bütün dersleri . Nasıl olacak notlarımı kimden alıcağım bilmiyorum. Sonra annem bir fincan ıhlamurla odama girdi ve içmem için masamın üzerine bırakdı. Ihlamurumdan bir iki yudum aldıkdan sonra kafamı yastığıma koydum. Sonsuza kadar uyumak ister gibi uykuya dalmaya çalışdım. Zaten ıhlamur beni hemen mayıştırdığı için zaten uykuya dalmışdım. Belki sonsuza kadar uyumayacaktım ama bir müddet uyuyacaktım.  "Etrafım her ne kadar kalabalıksa ben o kadar tekdim..."

    Evet arkadaşlar öncelikle merhaba ^°^
Bölümü okuduktan sonra  oylamayı , yorum yapmayı . Sakın unutmayın daralırım valla kız.
Hepinize sevgilerimle öpüyorum. Hemde en kocamanından!

Şuanda bölümü okuduğunuz saati yazarmısınız!

Ve bölümle ilgili düşüncelerinizi çok merak ediyorum sizce devamında neler olucak , Cenk Eylülle neden bu kadar ilgeliniyor? Aslında aklınızdan geçenleri duyar gibiyim ama hemen hızlıca karar vermeyin . Bir kere daha düşünün hadi ballarım , sizleri seviyorum bak seviliyosunuz :) :) :)

♥️Sizlerle kocaman bir aile olmak dileğiyle ...

                                            Gelecek bölümde görüşürüzzzzzz*-*

       
   

UNUTMADIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin