"Yağmur başladı…"
Saatlerdir gözlerimi açmaya çalışıyorum. Sadece "gitme" demek istiyorum. Ama olmuyor kalkamıyorum milim kımıldayamıyorum...
Ve yavaş yavaş uykum gelmeye başladı, ama uyumak istemiyorum. Sadece "bende seni" demek istiyorum...Gözlerimi aralamaya başladım. Odam zifiri karanlıkdı. Yağmur yağıyordu hem de pencereyi kırarcasına , gökyüzü şimşeklerle aydınlanıyordu. Sanki bu gece gökyüzü de benim gibi sıkıntılıydı ama farkımız o içini döküyordu. Bende sadece burda yatıyorum.
Lütfen kabus olsun . Şu kapıdan içeri girsin ve bir çift o koyu kahverengi gözleriyle bana baksın. Sadece kötü çok kötü bir kabus olsun . Elimi hemşire düğmesine bastım. Bir kaç dakika geçmeden hemşire geldi. Kağıt kalemi işaret ettim . Sargısız elimin altına yerleştirdi, yazmaya başladım. "Kapıda duran Cenk nerde?" Hemşire kağıdı elimin altından alıp okumaya başladı. "Eylül hanım! Kapıda genç şuanda burada değil sizin yanınıza geldikden sonra gitti. " Hemşirenin son kelimesi aklımda yankılanırken hemşire konuşmaya devam etti. "Ve nereye gittiğinide bilemiyorum. İyi dinlenmeler." Şoka uğramış şekilde gözlerimle hemşireyi takip ettim ve çıktı gitti. Nerdesin Cenk? Nerde?
Yağmur başladı bak , gelde ıslanalım. Şarkı dinleyelim ,kulaklığın birini sen al birini ben aliyim. Birlikte olalım , ama nerdesin? Hani bana dedin ya bir daha bir yerde tekrardan karşılaşırsak tekrardan tanışalım diye! Ya karşılaşmazsak? Ya karşılaşıp tanışamazsak?
Evet "bende seninle yağmuru hissetmek istiyorum ..." Aynı gökyüzünü paylaşıyoruz ,peki neden hayatlarımızı paylaşamıyoruz? Hayat bumu? Bazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır. Biz seninle hissedelim... "Yorum yapmayı ,oylamayı unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTMADIM
ChickLitOnu düşündükçe içimde bir rüzgar var delice esen onun adıyla ateşe dönüşen, gözleriyle bedenimi yakan içimdeki bu ateş... Neden böyle olduk bir intikam uğruna yaşanılan onca şey, yaşanılamayan onca şey . Ben intikam almaya çalışırken vuruldum hemde...