Arya Çakır...
Ayşe Abla'yla konuştuktan sonra uyuyakalmıştım. Uyandığımdaysa akşam, hatta gece olduğunu görmek yüzümü buruşturmama neden oldu, çünkü büyük ihtimalle daha uyuyamayacaktım.
Kollarımın üzerinde doğrulup telefonu elime aldım ve saate baktım. 03.27. Ayağa kalktım ve üzerimdeki kot pantolonumla tişörtümü çıkardım. Üzerime evden geyirdiğim kırmızı bir eşofman ve siyah bir sweatshirt giyip odadan çıktım. Aşağı indiğimde mutfağın ışığının açık olması şaşırmama neden oldu. Kaşlarım çatık bir hâlde içeri girdiğimde, kesinlikle Ateş'i masada oturmuş sandviç yerken görmeyi beklemiyordum. Üzerinde beyaz bir tişört, altında da gri bir eşofman vardı. Beni gördüğünde öylece durup bana baktı. Derin bir nefes alıp arkamı döndüğümde Ateş, "Arya," dedi.
Ona döndüm ve, "Ne var?" dedim sertçe. Elindeki sandviçi masanın üzerine koydu ve yanıma geldi. Bana masum masum bakarken, "Özür dilerim," dedi. Kollarımı birbirine kavuşturdum ve bir ayağımı yere vurmaya başladım. Ateş'e öyle bir bakış attım ki, gözlerini kaçırdı.
"Hadi ama!" dedi tekrar gözlerime bakarken. "Pişman olduğumu başka türlü nasıl belli etmem gerekiyor? Hem, o anlık öfkeyle ne yaptığımın farkında bile değildim." Gözleri bileğime kaydığında gözüne sokmak ister gibi yüzüne doğru tuttum. "Bu senin eserin," dedim yapma bir gülümsemeyle. "İnceleyebilirsin." Ateş tekrar, "Özür dilerim," dedi. Yanından geçtim ve az önce oturduğu sandalyenin karşısındaki sandalyeye oturdum.
Arkasını dönüp gülümserken, "Affettin mi?" dedi çocuk gibi.
Kollarımı tekrar birbirine kenetlerken, "Bana da sandviç yaparsan affederim," dedim.
"Hay hay," dedi buzdolabının kapağını açarken. Dolaptan domates, salatalık, peynir ve zeytin çıkardı. Domatesi ve salatalığı doğradıktan sonra eline sandviç ekmeğini aldı ve çıkardıklarını ekmeğin içine koydu. Karşımdaki sandalyeye oturduktan sonra sandviçi bana uzattı ve, "Al bakalım," dedi.
Sandviçi elinden alırken, "Eyvallah," dedim. Eline yarım bıraktığı sandviçini alırken dediğime güldü.
İkimizin de sandviçi bittiğinde Ateş, "Beni uzun bir süre affetmezsin diye düşünmüştüm," dedi gülümseyerek. Sırtımı sandalyeye yaslarken, "Başka zaman yine böyle bir şey yaparsın diye o zamana saklıyorum," dedim gülümseyerek. Ateş'in yüzündeki gülümsemesi yok olurken devam ettim. "Belki bir dahakine yumruk falan atarsın." Bu konuyu uzun bir süre gündemde tutacağımı belli etmeye çalışıyordum.
Ateş yerinde huzursuzca kıpırdandığında gülümsemem büyüdü. "Şiddete meyilli bir insan değilim Arya," dedi.
"Evet," dedim. "Ayrıntılı bir şekilde gördüm bugün."
"Kapatalım artık bu konuyu," dedi.
"Gamze de sevinmiştir," dedim onu duymayarak. Ellerimi masanın üzerinde birleştirdim ve, "Sonuçta âşık olduğu çocuk, nefret ettiği kıza zarar verdi. Eminim evde göbek atıyordur," dedim. Aslında biraz da onu sinirlendirmek için yapıyordum. Normalde fazla üstünde duracağım bir konu değildi.
Ateş sakinleşmek ister gibi gözlerini kapattı ve nefesini dışa vurdu. Gözlerini açtığında gülümsedi. "Alttan alttan bana laf sokuyorsun."
"Aslında alttan alttan olduğunu düşünmüyorum. Direkt yüzüne söylüyorum," dedim. "Yine de sen bilirsin."
"Her neyse," diyerek oturduğu yerden kalktı. "Ben yatıyorum. İyi geceler."
"İyi geceler."
Ateş mutfaktan çıktıktan birkaç dakika sonra ben de çıktım. Odama girdiğimde kendimi yatağa attım ve telefonumu elime aldım. Eren'den mesaj geldiğini görmek gülümsememe neden oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Odun
Teen Fiction"Eğer bir daha bana odun dersen..." diye fısıldadı dişlerinin arasından. "Külahları değişiriz." "Bence ben sana odunla ilgili bir lakap bulayım ya," dedim onu duymayarak. Ardından bir süre düşünür gibi yaptım. "Buldum!" dedim sevinmiş gibi yaparak...